112.Bölüm

751 61 328
                                    

"Hayatta olmaz." "Nisa..." "Barış." "Nisa..." "Miyavlasan ya..." Barış miyavlayıp bana sokulurken gülümsedim. "Anlaştık mı?" "Kafanı kırarım senin aşkım..." Barış'ın saçlarına öpücükler bıraktım ve gülümsedim. "Ama Nisa sadece..." "Şşş yok sadece falan. Beni öp hadi." "Kızım..." "Sen bu gömlekle yemeğe inersen ben kesin katil olurum." "Ben de senin için süslendim, hazırlık yaptım ama... Güzel bir akşam yemeği yerdik diye düşündüm." "Düşünme sen burada yiyelim biz." "Normal bir çift gibi güzel bir gün geçirelim lütfen..."

Barış'a bakarken derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Ama sen çok yakışıklı oldun böyle. Ben de çirkin bir anne oldum." "Ooo ama sen de çirkinsen dünyada güzel diye bir şey kalmamış demektir." "Gidelim ama sen sadece bana bak tamam mı?" "Anlaştık güzelim." Barış'ın yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşirken kaşlarımı çatıp dudaklarını ısırdım. "Bana bak gözün benden ayrılırsa ben de masadan ayrılırım." "Üzerini giyin meleğim. Odamıza gelince istersen yine çıkarırsın." "Hmm..." Dudağına uzun bir öpücük kondurdum ve gülümsedim.

...

Barış Umut'la ilgilenirken menüyü süzüp derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Keşke ben bir şeyler hazırlasaydım ya. Barış..." Barış bana bakarken gülümseyip bir öpücük yolladığında yanaklarım kızarmıştı. "Ne istersen alabiliriz." "Ama ben çok açım." "Ben de çok alırım o zaman." Umut babasının saçlarıyla oynarken etrafı süzüp derin bir nefes aldım ve gülümsedim. Barış Umut'la ilgilenirken yanlarına ilerledim ve Barış'a sarıldım sıkıca. "Birer öpücük?" Barış bana bakarken gülümsedim ve yanağına uzun bir öpücük konduracakken Umut araya girip o öpücüğü kapmıştı.

Barış dudaklarını büzerken Umut da bana bakıp gülümsemişti. "Hey... Barış bu seni dudağından öpmemi istiyor." "Akıllı çocuk işte. Kırma oğlumuzu." "Bize bakarken seni öpemem ayıp." Umut başını babasının göğsüne gömerken Barış da gülmüştü. "Bak kapadı gözlerini. Öpeyim bir tane." Gülümseyip dudağına minicik bir öpücük kondurdum ve Umut'u kucağıma alıp yerime oturdum. Yemeklerimizi sipariş ettik ve beraber beklemeye başladık. Ben Umut'la ilgilenirken Barış da etrafa bakınıyordu.

Ben de onunla birlikte etrafı süzdüğümde gördüğüm bir çift gözle Barış'a baktım. O ise bana bakıyordu. Yüzüğünü göstermek istercesine elini bir an yüzüne götürdüğünde gülümsedim. Bu adam benim kocam diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Ben hamile olduğum için ve genelde Umut da benimle olduğu için Barış beni fazla kıskanmıyordu. Daha doğrusu bunu içten yaşıyordu. Ama ben de durum farklıydı. Biraz da hormonların etkisiyle epey kıskanç birisi olmuştum. Güzeldim biliyorum. Ama bunu Barış'tan her saniye duymak ve sadece bana söylediğini bilmek hoşuma gidiyordu.

"Çok güzelsin. Yani şöyle etrafa bir göz attım da sadece biz varmışız gibi... Bu nasıl bir güzellik alacakaranlık?" Ben gülümserken Barış derin bir nefes almıştı. "Allah'ım bir de gülümsüyor. Tamam yani dünya şuan dursun." "Bak ya... Barış ama sen böyle yaparsan kocaman bir aile oluruz sevgilim." "Seni seviyorum sevgilim. Sevmeyeyim mi?" Yemeklerimiz gelince Umut'u hemen onun için ayarlanan mama sandalyesine oturtup heyecanla alkışladım. Barış bana bakıp gülümserken ben de gülümsedim.

...

Yan masada yeni evlilik kararı almış o mutlu çifte bakıp derin bir nefes aldım ve burukça gülümsedim. Biz de bir zamanlar daha romantik bir ikiliydik. Şimdi ise kaç yıllık evliler gibi sıradanlaşmıştık. O yan masadaki kızla göz göze gelince kocaman gülümsedim. O da bize bakıp kocaman gülümsemişti. Masaya gelen ve bana uzatılan çiçeklerle güldüm. "Şey yanlışlık oldu galiba?" Barış bana bakarken gülümsedim. "Hiç de bile." "Benim için mi yani?" Barış'a heyecanla bakarken bana uzatılan çiçekleri alıp kokusunu içime çektim. "Teşekkür ederim."

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin