Tamamlandı.
Bu kitapta kaos, mafya, üzüntü yok. Bol bol mizah var.
Tamamlandı.
Yetişkin içerik vardır, rahatsız olacaksanız okumayın.
Kurgusu tamamen bana aittir.
Siz: Nasıl arkadaşsın ulan sen?
Siz: bir ceketini çaldım diye numaranı da değişme...
Kitabımda reklam yapmanızı istemiyorum. Başka kitaplardan vibe aldım gibi saçma sapan yorumlarda yapmayın. Dalgasına 1 haftada yazdığım bir kitap.
Başlıyoruz iyi okunmalar:)
--
Komutanım: Hazır mısın yavrum?
Siz:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siz: Hazırım gel beni al.
Komutanım: Dur geliyorum babana da gözükmüş olurum :)
Siz:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Görüldü
~~~
Boyun, posun devrilsin Fatih!
''Oğlum sen gitmemiş miydin?'' Hadi açıklan, bırakın açıklasın. Hele gel hele açıkla.
''Batı amca gitmiştim de Kirazın tek başına gelmesine gönlüm razı olmadı. Gelip almak istedim.'' Annem abartılı bir şekilde;
''Ay! Görüyor musun Batı? Ne kadar tatlı çocuk!'' Aynen annecim tadı da çok tatlı. Babam elini Fatihin omzuna koyup;
''Sağ olasın oğlum Kiraz önce Allaha sonra sana emanet.'' dedi. Reis yavaş bende de kalp var. Fatih gülümseyip, annem ve babamın ellerini öperek, alnına koydu.
Bende babamlarla vedalaşıp, Fatihin yanına gittim. Valizimi alıp arabaya giderken arkasından ağır ağır gidiyordum.
Squat mı yapıyorsun aslanım?
Sırıtarak arabaya bindiğimizde yüzümde ki gülümseme silindi;
''Ne işin senin? Tek işin ben değil miydim?'' dedim. Gülümseyerek, burnuma tek parmağıyla vurdu.
''Karabük'e gitmeden işime gidiyoruz güzelim.'' Meraklansam da yüzümü cama doğru çevirdim. Sen İstanbul'u nasıl bu kadar iyi biliyorsun da beni götürüyorsun yakışıklım?
Araba da giderken Fatih elimi tuttu. Bakma Kiraz triplisin şuan! Yicem ne güzelde tuttu elimi. Vites atacağı zaman elimi bırakmayarak, attı.
Oha oha...
Ah Fatih üzümlü kekim hadi şu işini göreyim de barışalım seninle...
Araba yaklaşık yarım saatin sonunda tek tük evlerin bulunduğu ormanlık alanın orada durdu. Kafamı çevirip, Fatihe baktığımda;
''Neden geldik?'' dedim. Ne sandınız sonunda sevgi sözcüğü kullanacağımı mı? Ehe.
''Hadi in işimi göstereceğim sana.'' Arabadan inerek Fatihin yanına gittim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Karşımda ki eve bakıp, Fatihe döndüm. Nedir bu ya-
''Sen İstanbul'u çok seviyorsun ya ileride sık sık gelmemiz için aldım burayı.'' Boynumu sesli bir şekilde öpüp;
''Dün burayla uğraşıyordum sık sık birkaç günlüğüne buraya kaçıp, geleceğiz artık kurban olduğum.'' dedi.
Fatih... Gözlerim dolu dolu;
''Seni yiyeyim mi?'' dedim. Allah'ım iyi ki o gün ceketi çalmışımda Fatihle tanışmışım çok teşekkür ederim sana Allah'ım. Fatihe daha çok sarılıp, sırnaşırken Fatih;
''Kurban olduğum titremesin sesin. Eve girmek yok orası sürpriz olsun. Hadi gidelim.'' dedi. Gülümseyip, başımı salladım. Fatihten ayrılıp, arabaya gittim.
