3. Bölüm

400 43 56
                                    

"Sen... Marinette?"

Kara Kedi'nin sesi ile birden kendime geldim.

"Hey uğur böceği yanıma oturmayacak mısın?"

Evet yine olmayan şeyleri kafamda kurmuştum.

"Ne?"

"Hani konuşmak için buluşmuştuk ya?"

"Ah evet doğru."

Bir kaç adım attım ve yanına oturdum.

"İlk sen başla ladym."

"Ah tamam. Bu gün bir omega olduğumu öğrendim. arkamı kollamanı isteyecektim."

yüzümdeki ciddiyeti koruyarak konuştum.

"e-evet benim de konuşmak istediğim konu buydu." birkaç saniye durakladı. "ben de omegayım sanırım, test sonuçlarım çıkmadı ama..."

kara kedi elini ensesine attı ve kafasını eğerek bana baktı.

"o zaman birbirimizin arkasını kollayalım kedicik. şimdiden teşekkürler."

elimle saçlarını karıştırdım.

Üzerinden güzel bir koku yayılmaya başladı.

"Alfa feromonların güzelmiş Kedi."

Ona söylediğimle biraz kızardı.

"Ö-öyle mi? Seninki de güzel kokuyor."

Ellerimi bedenimden geriye sabitledim ve arkaya doğru yaslandım.

"İkimiz de birbirimizden etkilenmeyiz umarım. Özünde iki omegayız nasıl olsa."

"Haklısın gerçekten omegaysam bir alfayı tercih ederim."

Ellerimi önümde birleştirdim. "Aslında yanımda bastırıcı yok."

"Benim de yok."

"Bence daha fazla alfa feremonuna maruz kalmamalıyız."

"Bence de. Bunun sonuçları iyi olmaz."

"Evet."

Birbirimize öylece baktık. Ama bu bakış romantik bir bakış değildi. 'Uzun savaşlarda biz ne bok yiyeceğiz?' bakışıydı.

Kara Kedi gözlerimizi ayırdı ve ayağa kalktı. "Umarım taşıyıcıların arasında gerçekten alfa olan yoktur."

Ben de ayağa kalktım. "Bence var. ryuko ve viperion bence alfa."

"Bu sonuca nereden vardın?"

"Bilmem hep öyle düşünüyordum."

"Her neyse evlerimize gitmeliyiz artık. Ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba gibiyim. Öyle hissediyorum en azından."

"Evet bunun ne zaman geleceği belli olmuyor." Bellimden yoyomu aldım. "İyi geceler kedicik"

"Sana da böcekcik."

Dediği şeye güldüm. "Ladyme ne oldu?"

"Biyolojik olarak ladym olamazsın değil mi?"

"Belki de ama benim hoşuma gidiyor. İstediğin gibi seslen kedicik."

Ona son bir gülümseme verdim ve yoyomu atarak oradan uzaklaştım.

Bu zordu... Yanından gitmek istemedim. Kokusu...

Dikkatimi son anda topmamamla yoyomu tekrar firlatabildim.

Bu durum beni öldürecek...

Eve geldigimde balkonumun penceresinden yatağa atladım ve geri dönüştüm. Yatağın merdivenlerinden aşağı indim, sonra da odamdan çıkıp anneme baktım.

Neyseki mutfakta bir seylerle uğraşıyordu.

"anne?"

uğraştığı şeyi bırakıp bana döndü. "evet marinette?"

"anne bu gün bize test yaptılar."

"Ve?"

"Sanırım omegayım"

"Bu beklendikti sonuçta ben dominant bir omegayım." Annem hiç endişeleniyormuş gibi konuşuyordu.

"Bu durum zor mu?"

"Aslında evet ama bastırıcı ilaçlar sayesinde atlatabilirsin." Bir süre durdu. Şu anda öncekinin aksine endişesini gizlemeye çalışıyordu. "Test sonuçları çıktığında bana hemen haber ver. Dominant bir omegaysan kızgınlık dönemlerin düzensiz olacaktır."

"Anladım dikkatli olacağım."

"Beni takip et. Sana bastırıcı vermeliyim."

Annem, odasına doğru yönelirken ben de peşinden gidiyordum.

Odadaki çift kişilik yatağin yanındaki komodinin çekmecesini açtı ve içinden bir paket ilaç çıkardı.

"Anne hâlâ kızgınlığa mı giriyorsun?"

Bu soru birden ağzımdan çıkmıştı.

"Evet. Yirmili yaşlarına gelene kadar düzensiz olan kızgınlık dönemleri geçireceksin. Sonrasında düzene girecek."

"Ahh anladım."

"Kendini tuhaf hissedersen sadece eve gelmeye odaklan. Alfalardan sakın. Özellikle Adrien Agreste'den. Onun kollarına atlaman muhtemel."

"A-aslında o bir alfa değil."

"Ne? Beta mı?"

"Hayır Omega..."

Annem bir süre şaşkın bakışlarını bana dikti. "Anlıyorum. O çocuk zaten çok güzel ve narin gözüküyor. Annesine çok benziyor."

"Evet bence de!"

"Babası ne tepki verecek acaba."

"N-neden?"

"Erkeklerin omega olmasını aileleri genelde hoş karşılamaz. Üstelik ünlü bir aile. Umarım çok tepki vermezler."

"Umarım. O çok iyi bir arkadaşım."

"Bu sefer sanırım cidden arkadaşın oldu."

"Bizden daha fazlası olmaz. Olsa bile olmaz."

Anneme hayal kırıklığı ile gülümsediğimde o da bana aynı şekilde gülümsedi.

Sonrasında biraz daha sohbet ettik ve ardından odama döndüm.

Aslına bakarsanız korkuyordum. En azından beta çıkmayı bekliyordum. Omega bir kahraman nasıl insanları koruyabilirdi ki?

Derin bir iç çektim. Tiki yanıma geldiğinde bana sarıldı ve yastığının üzerine yatıp uyumaya çalıştı. Onun da endişeli olduğuna eminim.

"Tiki, korkuyorum."

"Ben de korkuyorum, Marinette."

Yatakta tikiye doğru döndüm ve sağ kolumun ustune yattım.

"Bende önce omega bir taşıyıcı oldu mu?"

"Doğrusunu söylemek gerekirse bir kız vardı." Tiki yastığımın üzerinden kalktı ve önümde uçmaya başladı. Ben de yarı oturur bir pozisyonda onu dinlemeye başladım. "Sarı uzun saçları ve ela rengi gözleri vardı. Bembeyaz teniyle tüm gözler onun üstünde olurdu. Çok güzeldi. Senin yaşlarında mucizeyi aldı ama sonrasında omega olduğu anlaşılınca mucizesi zoraki olarak elinden alındı. İşini çok iyi yapan sorumluluk sahibi bir kızdı. Ayrıca mucizesi sayesinde kendini korumayı da başarabiyordu."

Gözlerim doldu, bunun nedeniyse belki de mucizenin elimden alınabilecek olmasıydı. Uğur böceği'nin bir omega olduğunu kimse bilmemeliydi.

"Tiki, benim omega olduğumu saklar mısın? Ben seni kaybetmek istemiyorum..."

Tiki, akmaya başlayan yaşlarımı, küçük elleriyle sildi. "Elbette saklarım Marinette. Ama biliyorsun ki gardiyan sorduğu zaman ben susamam."

Omega olmak istemiyorum ama sanırım yapacak hiç bir şey yok...

733 kelime

I Can't Stop Me [Miraculous] |Omegavers|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin