6.3

167K 8.6K 2.5K
                                    

Altınların vardı bitti mi? Dırırırı 

AY VE VOLKAN AŞKIMIN KİTABINI YAZMAYA BAŞLADIM ÇOK İSTEMİŞTİNİZ OKUMAZSANIZ BOZUŞURUZ EHEHEHE YAYINLADIĞIM ZAMAN YENİ BÖLÜMLE SİZE HABER VERECEĞİM 

O KİTABIMIZIN ADI AVUKAT TEXTİNG 

Kitabımda reklam yapmanızı istemiyorum. Başka kitaplardan vibe aldım gibi saçma sapan yorumlarda yapmayın. Dalgasına 1 haftada yazdığım bir kitap.

Başlıyoruz iyi okunmalar:)

BAŞLIYORUZ

---

Herkes otururken bende oturuyordum. Neden oturmayayım? Hep beraber birbirimizin yüzüne boş boş bakarak konunun açılmasını bekliyorduk.

Karabük'ten İstanbul'a birkaç günlüğüne gelmiştik. Fatihin ailesi karşımızda otururken ailem tabii ki de neden geldiklerini biliyorlardı.

Annem kaş göz işareti yaparken bende aynı şekilde ona yapıyordum;

''Kahve!'' Dedi. Sırıtarak ellerimi üstünde birleştirip;

''Şekerliyse içerim.'' Dedim. Ay yanımda gülerken annem derdin nefes alıp, sabır diledi. Şeyma teyzeye bakıp;

''Daha geç değil emin misiniz bu kızı ailenizin bireyi yapmaya?'' Dedi. Buraya kadar gelmişler sence salar mıyım geri? Ay;

''Yenge hadi biz kahveleri yapalım.'' Dedi. Aa kahveleri ben yapacaktım!  Hızlıca yerimden kalkıp;

''E o zaman ben kahveleri yapayım!'' dedim. Tam gidiyorken annem arkamdan;

''Kızım heyecandan nasıl içeceklerini sormayı unuttun misafirlerimize!'' Kafamı iki yana sallayarak;

''Yo.. Şeyma annem şekerli, Ender babam ve Fatih şekersiz, siz de orta şekerli içiyorsunuz.'' Dedim. Kadın bana küçük bilgilerle gelme!

Ben Ender babamın aylık ne kadar geliri olduğunu bile biliyorum! Babamla annem nasıl bu kadar şey olduğumu bakışlarıyla ölçerken Şeyma annem;

''Senden daha iyisi mezarda kızım!'' Gülümseyip Fatihe baktım. Normalde olsa iki elimle kafasını sıkıştırıp;

''Bak bak bak!'' Diye bağırdım.

Ayla mutfağa geçip üç tane cezve çıkardım. Çeyizlik kahve fincanlarımı güzelce ayarlayıp kahve yapmaya başladım;,

''Ay, sen ne yaptın Volkanla konuşuyor musunuz?'' Ay kızıl saçlarını geriye atıp, mavi gözlerini kırpıştırdı. Ne güzelsin sen görümcem!

''Ay! Kiraz adam tam bir hödük! Aklı fikri sekste!'' Hafif bir kahkaha atıp;

''Volkanın askerliğinin bitmesine iki ay kaldı.'' Ay gözlerini büyüterek;

''Nasıl yani bildiğimiz askerliğini yapmak için mi orada!'' Sırıtarak kafamı salladım. Volkan biraz daha bekleseydi çocuğuyla askerliğini yapardı.

''Bu arada Volkan avukat.'' Gözleri şaşkınlıkla büyürken;

''Dava falan etmez değil mi? Çocuğun içinden geçtim ben o sapıtınca!'' Olan kahveleri bardaklara döküp Fatihinkini ayırdım.

''Etmez etmez endişe etme sen devam et.'' Görümceme ara gazı verip, tepsimi hazırladım. 

Fatihimin kahvesine hiçbir şey dökmedim. Osmanlıda kahveye tuz dökmek karşısında ki kişiyi istemediğin anlamına gelirmiş. 

Ben işimi sağlama alarak hiçbir şey dökmedim.

Simli kedicik Fatih.

Tepsiyi alıp içeri geçtim. Herkesin kahvesini verip, Fatihe uzattım. Senin gözlerin ne güz el parlıyor öyle!.

Gülümseyerek kahvesini aldığında yerime oturdum. Tepside kalan son kahveyi alıp, içecektim ki annemin;

''Fazla mı saydın kızım?'' Demesiyle durdum. Yo kendime yaptım diyecektim ki istemede kendimize yapmıyorduk değil mi? Kahveyi geri bırakıp;

''Heyecandan yanlış saymışım annecim!'' dedim. Sonra içerim neyse.

Herkesin bakışları Fatihe döndüğünde gülümseyerek kahveyi içti. Kaşları şaşkınlıkla kalkarken;

''Anne biz Kirazı istemeye geldik değil mi?'' Dedi. Kahveni tuzsuz yapmam beni istemeyeceğiniz anlamına gelmiyor değil mi yakışıklım?

Şeyma teyze cevap vermeden boğazını temizledi. Ender amcaya bir bakış atıp, konuya girmesi için hareket yaptı. 

Ender amca anlamayarak aynı şekilde ona karşılık verdi. Artık sıkıldığım için;

''Ender baba, Şeyma annem artık lafa gir demek istiyor.'' Annem kolumu cimcikleyip, mahcupça güldü. Ender amcada sonunda anlayıp, elinde ki kahvesini bıraktı.

''Sebebi ziyaretimiz bellidir ki çocuklar belli değilse bile belli ettiler.'' Fatihe öpücük atıp, geri Ender amcaya odaklandım.

İste beni oğluna Ender amca.

''Allah'ın emri Peygamberin kavli ile kızınız Kirazı oğlumuz Fatihe istiyoruz.'' Gülümseyerek kabul edecektim.

Yok ben değil babam diyecekti galiba. Heyecandan yicem şimdi Ender amcayı. 

Ne güzel istedin beni Ender amca!

Hadi babam ver beni!

''Gençler birbirlerini sevmiş, anlaşmışlar. Bize ne demek düşer? Kızım Kiraz önce Allaha önce Fatihe emanettir. Yine de Kiraza son bir kez sormak istiyorum. İstiyor musun Kirazım?'' Kafamı hızlıca aşağı yukarı sallayarak;

''Ver ben-'' Annemin dürtmesiyle kibarca kafamı sallayarak;

''Sizin gönlünüz de varsa evet baba.'' dedim. 

Babam eliyle dizini sıvazlayıp:

''E bende o zaman Kirazımı Fatih oğluma emanet ettim!'' dedi. Hatırlatın bu adamı öpücüklere boğacaktım! 

Ailelerle ayağa kalkıp, nişan kısmına geçtik. Fatihle yan yana dururken, Tepside yüzüklerimiz  geldi. Babam yüzükleri parmağımıza taktı. 

Ay elinde makasla kurdeleyi kesmeye çalışıyordu;

''Abi makas kesmiyor!'' dedi. Nasıl kesmiyor lan? Sinirle elinde ki makası alıp;

''Nasıl kesmiyor?'' dedim. Makasla kendim kestiğimde kesildi. Sırıtıp makası yerine bıraktım. Elime hafif alkışlayıp;

''Oldu.'' Dedim. Ay homurdanıp geri çekildiğinde eline telefonu aldı. Umarım fotoğrafımızı çekeceksindir Ay! Volkanla falan konuşmak için almamışsındır!

Fatih eliyle omuzlarımdan kavrayıp, kendine çevirdi. Umarım alnımdan falan öpmeyeceksindir Fatih! 

Babam burada kafa falan tokuştursak? Fatih alnımdan öpüp, birkaç saniye bekledi. Derin nefes alarak babama döndü;

''Emanetini şerefim gibi koruyacağım baba.''

BÖLÜM SONU

NASILSINIZ ASK KUSLAR

AY ÇOK AZ KALDI  KINADA KİMLER OLMAK İSTER İSİM ALAYIM GŞADKGKADJG


Komutanım -texting ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin