0.2

311 23 5
                                    

Öykü'nün bir giden anguta birde bana dönüp dönüp bakmasıyla, 'Yakışıklı mıydı?' diye sorduğu kişinin o olup/olmadığını sorguladığı belliydi. Tabi, bende iyi bir insan olduğum için direk aklında fazla soru işareti oluşmaması için söyledim.

"Öykü ikide bir ikimizi süzüp durma, kütük dediğimiz angut o işte. "

dediğimde Öykü beyaz ışığı görmüş gibi şaşkın şaşkın bakarken, bir koşuda yanıma gelip mırıldanarak,

"Lan sen bu gül gibi çocuğa angut mu diyorsun?"

"E, yanlış mı? Angut işte. Görmedin mi omzuma nasıl çarptığını? Anlık olarak harbiden bir ağaca falan çarptım sandım olm. Omzum çıktı."

Dediğimde Öykü mal gibi bana bakıyordu. Ama bende haklıydım şimdi, mübarek sanki dana çarptı omzuma.

***

Eve geldiğimde annem yemek hazırlıyordu ve eğer yanına gidersem allahıma kavuşacağımı biliyordum. Nedenini sorarsanız; Okula geç kalmıştım ve bu yüzden Kel Necmi (Müdür) annemi bu durumdan haberdar etmiştir, ve ben ölmek için daha çok gencim.

Üzerimi değiştirip mecburen aşağıya inip telefonumu almak zorunda kalmıştım. Çünkü telefonum aşağıdaydı, fakat annemde aşağıdaydı. Neyse eninde sonunda topuğuma mermiyi yiyicektim, o yüzden tüm göt korkumla aşağıya indim. Annem karşımda durmuş, elinde terliğiyle beni selamlıyordu..

"Şimdi anneci-.. "

Diyemeden kafama lama tükürmüş gibi terliği yedim. Kısaca öbür dünyaya gittim geldim, sorun yok yani.

"Kız ben sana sabah demedim mi geç kalıyorsun kalk diye? Bok mu var geç kalkmakta ısrar ediyorsun bu kadar? Mezar taşına 'anne terliğiyle Allah katına çıktı' mı yazılsın istiyorsun sen?"

"Anne zaten hocalar götümü kemirmiş gibi, bide sen terlik atıyorsun. Hani bide normal karnıma falan atsan neyse, Hs atmak nedir anne? Ne ara profesyonelleştin bu kadar..?"

Dediğimde kafamı tutarak acı içinde kıvranıyordum, cidden dediğim gibi lama tükürmüş gibi terlik yedim kafama.

"Sus kız, bide cevap veriyor. Valla alırım ayağımın altına seni, çık odana."

"Niye öyle diyorsunuz hanfendi? Alındım, Gücendim. "

Dedikten sonra daha fazla annemin carlamasına dayanamayıp odama kaçtım, yoksa tekrardan Allah katına çıkardım.

'Kel Necmi yine yaptı yapacağını, adam işinde yine.'

Diyen iç sesime ilk defa hak vermiştim. Kel Necmi, yaktım çıranı.

                     Hayırsız evlatlar

Deniz : Şu Kel Necmi yüzünden az daha helvamı yapmak üzereydiniz.

Ekmeğinde olan kardes : Şşt, Kel Necmi'me laf ettirmem.

Boklu göt : Evet, Kel Necmi senden daha çok iş görüyo lan.

Kuş beyinli : Gene naptı?

Deniz : Öykü aşkım bir tek sen merak ediyorsun ne yaptığını.. Bu enayilerin umrunda bile değil..

Boklu göt : Sen bize enayi mi dedin, bana mı öyle geldi?

Deniz : Yok, öyle gelmedi. Zaten öyle dedim.

DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin