Yüzümde hissettiğim parmaklar uyanmama neden oluyordu. O yumuşak dokunuşlar uyanmamı istiyorlar. Yavaş yavaş gözümü açtım ve o güzel aşık olası mavi gözleri gördüm.
Gözlerimi açtığımı görünce ufak çaplı bir şok yaşadı. Yanağıma doğru uzattığı eli dondu. Sabah sabah fazla tatlı duruyordu. Ona hafifçe gülümsedim oda bana bir tebessüm yolladı. Havada olan eliyle yüzümü okşadı narince. O an kendimi çok özel hissettim bu küçük dokunuş içimi ısıttı.
"Daha iyi misin?"
Yanağımdaki eli saçlarıma gitti ve okşamaya devam etti. Donmuş gibiyim. Evet İyiyim hatta çok İyiyim demek istiyorum ama ağzım açılmıyor. Sanırsın dudaklarımı yapıştırmışlar.
"Civciv iyi misin?"
Başımı salladım
"Dilini mi yuttun"
Gülerek konuşuyordu ve saçımı okşamaya da devam ediyordu
"Ne o yakışıklılığım karşısında konuşmayı mı unuttun?"
Bu adam bazen çok ukala oluyordu. Hızla kafamdaki elini ittim ve canını acıtmayacak şekilde vurdum.
Ama o kolunu tutup söylenmeye canının acıdığını söylemeye başladı
"Yalan söyleme bana. O kadar sert vurmadım"
Yataktan doğruldum ve koluna bakmaya çalıştım ama kolunu tutmuş bırakmıyordu.
"Yağız izin ver bakayım. Debelenmeyi kesene be adam...sana diyorum"
Kolunu sertçe çektim oda kolunu kendine çekince dengemi kaybedip üstüne düştüm. Burun buruna denk geldik. Yüzü fazla yakındı gözlerim istemsizce dudaklarına kaydı. Bu dudaklar fazla güzeldi o kadar güzeldi ki rüyalarıma kadar girmişlerdi.
"Burası bir sıcak mı oldu ne"
"Ateş"
Yavaşça yüzüne yaklaştım yaptığım hareketler benden bağımsızdı. İsteyerek yapmıyor gibiyim. Aslında kimi kandırıyorum ki. Şuan o dudakları öpmek istiyorum o rüyalarıma kadar giren dudakların tadına bakmak istiyorum. Yavaşça yüzüne yaklaştım yaklaştım tam öpücüktüm ki kapı birden açıldı
"24 saat uyumayı mı dü- Ohaaağğğ"
Kapının açılması Hakan'ın sesi ve kapanan kapı ve arkadan gelen kahkaha sesi. Hızla Yağızı ittim ve yataktan çıktım.
"Şeyyy bizi yanlış anladı"
"Yanlış?"
Güldü ve doğruldu
"Gelmeseydi beni öp-"
Yataktaki yastığı ona fırlattım ve hızla odadan çıktım. Arkamdan kahkahalarını duydum. Odadan çıkınca merdivenlere dayanmış yüzünde şerefsizce bir gülüşle bana bakan Hakan'la karşılaştım. Tam ağzını açıyordu ki elimi kaldırdım
"Sakın tek kelime etme"
Güldü
"Gülme de"
Daha çok gülmeye başladı
"Gülme diyorum sana"
Bu sefer de bizim odanın kapısı açıldı. Yağız giyinmişti ve hala sırıtıyordu. Bize doğru geldi Hakan daha çok gülmeye başladı
"Yaaa gülme diyorum sana...yanlış anladın bizi"
"Yanlış anladım"
İmalı imalı konuşmasına sinir oldum. Hızla Yağıza döndüm
"Sende desene bir şey"
"Evet evet yanlış anladın...... biz yoga yapıyorduk"
Bu sefer ikisi gülmeye başladı. İkisini orda bırakıp banyoya girdim. Suyu açtım ve elimi yüzümü yıkadım. Aynadan kendime baktığımda hala yüzümün kıpkırmızı olduğunu gördüm. Elim sıcacık olan yanaklarıma gitti. Eğer Hakan gelmeseydi onu öpecektim. Bunun düşüncesi bile kalbimin ritmini değiştirdi
Banyodaki işimi halledip odaya girdim. Üstümü değiştirdim ve yatağımızı topladım. Ben şimdi nasıl onlarla yemek yiyeceğim ki şimdi. Hakan hep imada bulunur. Yağız ise hep güler. Ölmüşle olmuşa çare yok. Komidinin üzerimdeki telefonumu da alıp odadan çıkıyordum ki Asya'nın bana dün atığı mesajı gördüm.
"Babamlar yarın akşama doğru gidiyorlar. Artık evine dönebilirsin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneşim | Gay
Teen Fiction[TAMAMLANDI] "Belki sen beni şimdi farkettin ama ben seni bu üniversiteye ilk adım attığından beri farkettim Güneş'im" Elini yanağıma koydu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. O güzel dudaklarını dudaklarıma bastırdı ____ Bu eşcinsel konulu bir kita...