45.Bölüm

442 18 3
                                    

mediada Rüya var.
Rüya'nın ağzından

Ediz geri dönmüştü ülkesine. Bir daha belki hic gelmeyecekti.

Ilayda'nın sarılan kolları arasına gomülerek ağlamaya devam etmistim. Gözlerimin altı morarmisti. Açtım ama birsey yiyesim gelmiyordu. Birinin beni ziyaret etmesini istemiyordum. Hicbirsey istemiyordum. Ilayda sardığı kollarını acarak

"Rüya yapma böyle. Bunu yaparsan Ediz geri dönmicek. Bu yüzsüzlük olur. Unut onu. Takma! Eski Rüya'ya geri dön. Benim watpaddde yazıstıgım Rüya'ya o her zaman mutlu olan Rüya'ya. Sen ozaman hep mutluydun. Simdide öyle. Bi öküzden baska ne beklenirdi. Seni terketti. Degmeyecek bir kişi için ağlaman en son sey olsun. Anlaştık mı? "

Kafami sallayarak göz yaslarımı sildim.

"Hadi simdi yemek yemeye gigecegiz sonra iyi bir uyku. Sonra da versin ellerini barlar. Okay mı Bitanem"

Burnumu cekip gülmeye başladım.Ilayda daha fazla gülmem icin gözlerini sekilden sekile sokmaya başlamıstı. En sonunda beni gıdıklayarak yatağa düsürdükten sonra ic cekerek konusmaya başladım.

"Biliyor musun? Ben bir süre düsündüm. Bence Aşk diye birsey yok. Soyut birsey. Aslında Aşık olmuyoruz. Bir çocuk karsımıza cıkıyor. Onun bütün huyları tam bizim tarzımıza göre bu yüzden ondan hoslanıyoruz. Çünkü senin ondan beklediğin seyleri yansıtıyor. Senin istedigin özellikleri taşıyor. Bu yüzden seni kendine cekiyor. Normalde asık olmak kelimesinin anlamı yani kısaca anlamı etkileşim. O cocukta aslında senin bile bilmediğin ama senin seveceğin cocukta olacak özellikleri yansıtmasıdır. Ona değil ozellillerine asık olursun. Bu kadar aşkın anlamı bundan ibareti yok. Ben Ediz'in dengesizligine asık olmuştum. Dengesiz olmasına. Beni bir an dövüp bir an sevmesine..."

Ilayda ayağa kalkıp benim ellerimden tutup beni kaldırarak

"Aslında doğru görüş ama simdi bunu düsünmekten daha önemli islerimiz var mesrla patlayana kadar yemek yemek. "

ufak bir tebessüm edip hızlıca koşup kapıyı actım. Hizmetkar gibi egilerek.

-Yol sizindir sultan hazretleri.

kahkasını atıp aşağıya doğru inerken elimden tutup beni de çekmişti. Aşağıya indigimde masa da olan kağıt gözüme çarpmıstı. Gidip kagıdı elime alarak sesli bir sekilde okumaya başladım.

"Kızım biz babanla köye gitmemiz gerekti. Biliyorsun arsa filan isleri. Mahkemeye girilecek. 3 hafta kadar gelemicem. Ilayda ile kendine iyi bak. bu arada su geçen sizi bahcede yakaladığım cocuk ilaydanın abisi miydi neydi? O arayip arayıp seni soruyor. Su sana aldığımız Aptal telefonu bir an önce açıp aramalarına cevap ver Mal kizım. Ben aradığımda da o telefon acık olmasın. Seni emin ol terlikle kovalayacagım ve sonra da yakaladigımda etlerin kopana kadar çimcikleyecegim. Forever terlik. "

ilayda gülmeye başladığında az birsey olsa bile gülebilmistim. Ediz beni mi sormustu. Gebersin pislik. Hayvan aptal. Uyuz. Gavur. 

-Ay annen de bir alem forever terlik ne ya? sjdjkdjdj gahahahha

"benim annem bu. Kimin annesi böyle? Annem olmak bunu gerektirir."

-Hadi yemek yemeye kos yoksa forever terlik atmaca olacak.

Mutfağa doğru adımlarımı yönelterek ilerlemeye başladım. Mutfağa girdigimizde iloş la ne bulursak masaya koymustuk. En son kendimize bir bakıp

"Bence yemek yarışı yapalim."

Benden çıkan fikir karşısında ilk önce şaşırsada sonradan başını sallayıp kabul etmisti. Herşeyi esit ayarladiktan sonra

"1 2 3 başla."

ağzıma ne varsa tıkmaya başladığımda bir süre sonra agzım yarı açık yemeye devam etmistim. En son ikimizde aynı anda bitirince kahkaha atarak gülmeye devam.etmiştim.

"Ilayda akşama bara mı gidiyoruz? Benim uykum yok hem saat 7.00 simdi gidelim. 3 de filan dönelim."

başını olur olmaz gibi salladiktan sonra kabul edip üst kata doğru koşmaya başladı. Aklınca sen yarıs mı yapıyon? Bekle lan sen? Ben geliyorum. Hızlıca koşmaya baslayıp onun yanina geldiğimde onu itince ikimizde dengemizi kaybetmis tam yere düşüyorduk ki....

.

.

.

.

.

.

.

.

Düştük. Düsüyorduk ki değil.

kafami okşayarak geri kalktığımda oda coktan dinlenmiş. Canağını ve kafasını oksuyordu.

-Üzgünümm :( :(

Üzgün bakışlarımı yolayarak ona sarıldım. Tekrar ona sarıldığımda bunu farketmistim ama ben Ilayda'dan kısayım.

-Iloş sen benden uzunsun.

"Ne sandın kızım tabii uzun olcam?" Elektrikler kesildiginde ikimizde birbirimize bakmaya basladık. Ne yani bizim elektrikler kesilmiyor ve benim buna saşkın olmam lazım ve karanlıktan korkarım.

kapının acılma sesi geldiğinde ikimizde yerimize sinmistik. Kapı tamamen acıldıgında iceri doğru gelen ayak sesleri ürpermemizi sağlarken telefonumun kapali olduğuna binlerce küfür ediyordum ve kesin olaraltan şarjı da yoktu. Adım sesleri daha da yaklasırken en sonunda kendimi tutamayıp çığlığı basmıstım.

Avcunu yalarsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin