Bölüm Şarkısı: Red Morning, Devics 🎶
Hayat bana nasıl bir oyun oynuyordu bilmiyordum ama bu oyunda kartlarımı iyi seçip, masaya da iyi bir kalp koyarsam galip gelebilecekmişim gibi hissediyordum. Annem her zaman hayatın bir sınavdan ibaret olduğunu söylerdi, herkesin kendi sınavını farklı şekillerde verdiğini... benim sınavım nasıl olmuştu da iki farklı evrene yayılmıştı anlamlandıramıyordum. Kendi gezegenimde de burada yaşayacaklarımın farklı hislerle benzerini yaşayamaz mıydım?
Sophia'da yaşadıklarımın dışına, Dünya'daki yaşamıma ve ismime geri döndüm. Safir. Kimseye söylememiştim, teorik olarak hala bu ismi değiştirmeye hakkım vardı ama nedense istemiyordum; kafamda sorular olduğunda evrenden aldığım cevapların her zaman doğru olduğuna inanırdım.
Kafamda şimdi tek bir soru vardı.
Kolyeler insan hayatını etkileyebilir miydi?
Benimkini etkilediğini biliyordum. Cebimde Alin'in safir taşının ağırlığını hissederek uyandığımda nerede olduğuma dair hiçbir fikrim yoktu ama çok ışık vardı, gözlerimin kapalı olmasına rağmen ışığın damarlarımdan içeri süzüldüğünü hissedebiliyordum. Rahatsız bir şekilde kıpırdanmaya başladım.
Gözlerimi araladığımda yan yana yataklar olan bir yerde açtım gözlerimi. Yoğun beyaz ışıklar gözlerimi ağrıtmaya başladığında, "Neler oluyor?" diyerek başımı kaldırmaya çalıştım ve bedenimin kaskatı olduğunu fark ettim. Kolumda daha önce deneyimlemediğim bir acı vardı.
Cebimden sarkan safir taşının zincirini hemen cebimin içerisine soktum ve onu görebilecek gözlerden sakladım, kimsenin onu görmesini istemiyordum. O, benim için yaşadığım her şeyin sembolü haline gelmişti ve bunu kimsenin tecrübe etmesini istemiyordum.
Kafamın sağ tarafında demire asılı içinde sıvı olan bir objeden boru sarkıyordu ve boru kolumun içerisine girmiş gibi gözüküyordu. "Bu ne?" dememe kalmadan yanıma bir kadın yanaştı. Gözleri bana çok rahat bakıyordu, sanki her gün benim gibi insanlarla karşılaşıyordu.
"Neler oluyor?" dedim kadına, sakince durup etrafı izleyip bir şeyleri anlamaya çalışmak benlik değildi.
"Baygındın," dedi ve eliyle boruyu tutarak sıvının geldiği yere baktı. "Birazdan serumun biter. Nasıl hissediyorsun?" dedi. Bakır rengindeki saçları arkadan bağlanmış, yüzünde de yorgunluk vardı. Üzerinde mavi bir takım giymişti ama etrafa baktığımda birkaç insanın da aynılarını giydiklerini ve onların da yataklardaki insanlara gittiklerini gördüm.
Soğuktu. Üşümüştüm. Tüylerimin çevreye tepki verdiğini hissediyordum, cildime küçük milyonlarca iğne aynı anda batıyormuş gibi hissediyordum. "Kötü hissediyorum." dedim ve gözlerimi kapatarak yutkundum. Sonra gözlerimi açtım ve "Neler oldu?" diye ekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ TOZU
FantasyHer uykunuz sevdiğiniz kişiye söylediğiniz bir elveda olsaydı son gününüzü nasıl geçirirdiniz? Safir Soykan, gözlerini açtığında bilmediği bir evrende buldu kendini. Kendine temiz bir sayfa açabileceğini düşünürken, rüyalarıyla geldiği bu evrene bi...