Genç adam karanlık bir odada zaman kavramını yitirmiş bir şekilde oturuyordu . Kaç saat , kaç gün, kaç ay ve ya yıl geçtiğini bilmiyordu. Yanında bir tek tabakası ve çakmağı vardı. Sardığı sigaraya umutlarını mutluluğu sarıp ağzına götürdü. Odanın içini aydınlattığı tek şey sigarasını yakmak için kullandığı çakmağın çıkardığı alev'di. O alevin çıkardığı aydınlık kadar di yaşama sevinci. Gözleri artık pes ediyordu uyku onu kollarına almak için bekliyordu aklındakini bi saniye olsun çıkara bilseydi eğer direk teslim olurdu. Gözlerini kapattı ve yine o güzel yüz gözlerinin önüne geldi derin bir nefes aldı kalbi artık normal bir ritim ile değil kan akışı hızlandı nefes düzeni bozuldu ve zaaf tam önündeydi elini atsa dokunabilir gibi , bir söz söylese duyar gibi ancak bir hayal olduğunu bilinci haykırıyordu on saniye kollarında olan zaafına baktı ve bu ilişki nasıl bu hale geldi diye düşünerken uykuya daldı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAF
RomanceDoğduğumuz günden itibaren kalbe verilen bir kaç duygu vardır. Aslında bunu seçmek insanin elinde değildir. Bu duygu ismi zaaf'dır .