#30: Donuk

805 78 58
                                    

# medya: Kerem ve Turuncu için seçtiğim şarkı, Nasıl Güzel :') lütfen dinleyin çünkü çok ama çok güzel...


SPEKTRUM

30. Bölüm

* "Ne gelir elimizden insan olmaktan başka." *





"Düşün Gece, hayatında garip giden bir şey hiç mi olmadı? Normal dışı?"

Gece sorularıma karşılık uzun uzun dalıp gidiyor, yine de bir şey hatırlayamıyordu. Özel yeteneğinin ne olabileceğini bilemiyordu. Rengi kararsızdı.

Kapı tıklatılınca oraya döndük, Kerem'di içeriye süzülen. Üç gecedir aynı odada kalıyorduk Gece'yle. Onunla arkadaşlık etmeyi sevdiğim için bu bana iyi gelmişti. Bütün gün kendi gücümü ve diğer arkadaşların gücünü arttırma çalışmaları için uğraşıp akşam olunca da sorgulamalarıma başlıyordum.

"Kerem'siz yaşamak güçtür dedim, yardımım dokunsun diye koşarak geldim."

Güldük, kumral saçları uzamış, sakalları kirli sakal halini almıştı. Böyle bile bakımsız durmuyordu asla.

"Gel gel, Turuncu'yla Cevapsız Sorular'ı çekiyoruz."

Kerem yataklarımıza oturmak istememiş olacak ki pencerenin yanına gidip sırtını pervaza dayadı. "Programınıza konuk olup birkaç tane de ben sorayım o zaman."

Gece ceketini ilikler gibi yaptı, "Buyrun efendim. Soruları almak konusunda üstüme yok."

Gece'nin çaresiz kabullenişi ve Kerem'in polisvari edasıyla hızlı bir diyalog başladı. İki muhteşem rengin düeti. Gördüğüm şey buydu.

"Çocukluğun nerede geçti?"

"Ankara."

"Annenle baban ne işle meşgul?"

"Babam bir iş adamı, annem mimar."

"Ne zaman İstanbul'a geldin?"

"Lisede."

Kerem de o yaşta gelmişti, buna rağmen, "Aileden ayrılmak için erken bir yaş değil mi?" diye sordu. Onun için de erkendi aslında ama annesi olmadığı için belki de evden ayrılıyor gibi gelmemişti ona.

Kaşlarım çatıldı, bir şeyi hatırladım. Bir keresinde bana, birini affetmek için uğraştığını, sıra ona gelene kadar hayatındaki herkesi affettiğini söylemişti; hatta mahalledeki bakkala varana kadar. O biri, annesiydi. Onları bırakıp giden annesini affetmek için çabalıyordu hala.

Çocukken aldığımız yaraların ömrümüz boyunca bizi acıtıyor olması hangi hüzne sığar... Ben olsam bu hüznü affetmek istemezdim. Kendi yara izlerimden biliyorum.

"Ankara'da da yatılı okuldaydım zaten, zor olmadı."

"Hiç biyolojik ya da psikolojik bir rahatsızlığın oldu mu?"

"Hayır."

Kerem hiç yorum yapmadan bir soru daha sordu.

"Peki... Uyurgezer misin?"

SpektrumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin