MAVERA
TANITIM
Etraftaki bakışların üzerimden gitmesini bekliyorum. Herkes beni izliyor. Ne yapacağım? Lütfen biri gelip beni bu durumdan kurtarsın. Annem nerede? Abim de yok ortalıklarda. Herkes bana bakıyor. Neden bunu yaşıyorum? Kader mi yoksa iğrenç bir oyun mu anlayamıyorum.
"Berra bana bak! Berra bende kal. Hiçbir şey yok tamam mı? Şimdi gideceğiz buradan. Berra bir şey söyle!"
Melis. En yakın arkadaşım. Gerçekten hiçbir şey yok mu Melis?
2 saat önce
"Güzeller güzeli kızım. İnşallah hep mutlu olursunuz. Rabbim huzur mutluluk versin. Daha dün gibi seni ilk kucağıma aldığım an. Ne kadar çabuk büyüdün böyle."
"Annem yapma ama ya! Beni de ağlatacaksın bak. Kızının kendi düğününde çirkin olmasını ister misin?"
Evleniyorum. En doğrusu buydu.
"Berra'm, güzelliğine güzellik kattın. Keşke babam da görebilseydi seni beyazlar içinde."
Babam ben 18 yaşındayken kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Tabii insan bir yerden sonra alışıyor. Alışmak zorunda kalıyor.
"Hu huuu! Gelinin en best nedimesi geldi açılın bakalım."
"Melis neredesin ya! Bir gittin gelemedin kızım."
"Bizimkiler gelmiş onlarla ilgilendim bebek. Of,maşallah fıstık gibisin ha!"
Annemle abim misafirlerle ilgilenmek için odadan çıktığında içeride sadece Melis ve ben kalmıştık.
"Damat bey nerede? Seni görünce çocuk bayılmasa bari."
"Bir arasana Melis. Ben kuaförden beri konuşmadım Tuna ile. Şimdiye gelmeleri gerekirdi."
"Gelirler kuzum, arayım ben hemen bekle."
Tuna. Evleneceğim adam.
Kadınların çoğu aşık oldukları adam ile evlenmek ister değil mi? Maalesef bu benim için geçerli değil. Aşkın bir saçmalık olduğunu tabii ki düşünmüyorum. Sadece, herkesi aşk(!) kadar güçlü bir şeyin bulacağına inanmıyorum. Hiçbir zaman kalbiyle hareket eden birisi olmadım. Mantığımla karar vermek beni hayatım boyunca hep yukarılara taşıdı. Evlenmek için de aynı şekilde mantığımı kullanarak ilerliyorum. Böylesi herkes için daha iyi. Tuna'nın hem yaşam standartım hem de mutlu bir hayat için en doğru seçim olduğunu düşünüyorum.
"Berra, kızım ne Tuna ne de arkadaşları telefona bakmıyor. Bir şey mi oldu acaba? Çoktan gelmeleri gerekiyordu. Bir saate düğün başlayacak."
O sırada telefonuma ard arda mesajlar gelmeye başladı. Tuna yazmış.
Tuna;
-Özür dilerim. Bana ne desen ne yapsan çok haklısın ama ben yapamıyorum Berra. Birbirimizi sevmeden sadece ailelerimiz için evlenmek hiç mantıklı değil! En başında sana söyledim! Yapmayalım, vazgeçelim daha mutlu oluruz dedim.
-Sen dinlemedin, kendince mantıklı buldun ve hem kendini hemde beni bu ateşe sürüklemek istedin. Ama ben buna izin veremem!
-Sana bunu yaşatmayı asla istemezdim. sen gerçekten çok iyi birisin. Ben eminim ki karşına sevip sevileceğin birisi çıkacak. Keşke daha önce farkedip o zaman bitirseydim bu işi ama seni üzmek istemedim, yapamadım. Sana beni affet demeye elim varmıyor. Ben kendimi sana karşı hiç affetmeyeceğim. Özür dilerim.
Gelmedi. Her şey buraya kadarmış. Bu her şeyin sonu mu yoksa yeni bir başlangıç mı?