[despair]

89 6 2
                                    

Zendaya gülümseyerek Tom'a baktı. Gözlerinin içi parlıyordu. Tom, arabanın kapısını kapatmak için tutarak, "arayı açma.." dedi ve daha da büyük bir şekilde gülümsedi.

Hafifçe dolan gözlerine bakarak "açmam." dedi ve arabaya bindi. Elindeki kutuyu yanına koydu ve cama döndü. Küçük bir çocuk gibi el sallayan Tom'a baktı ve güldü, oda el salladı.

Araç hareket etmeye başladığında önüne döndü. Işıklı ve kalabalık caddede ilerlerken gözleri yavaşça dolmaya başladı. İçten içe kendine kızarak "şimdi olmaz.." dedi. Biraz dayanmayı başardıktan sonra pes etti. Tıpkı umutları gibi akıp giden yaşlara engel olmadı.

Yine aynı duygu, aynı suçluluk ve aynı öfke onu asla çıkamadığı parmaklıkların arkasına atmıştı. Her şey ve herkesten kaçmak için çok fazla şey feda edebilirdi. Karamsarlık dolu denizin içinde tekrar boğulmaya başlamıştı ki, onu kendine getiren Şoförün sesi oldu.

Geldiklerini söylemek için çekimser bir şekilde boğazını temizledi. Başını kaldırıp kızarmış gözleriyle dikiz aynasına baktı. Endişe dolu bakışlarla karşılaştığında gözlerini hızla kaçırıp arabadan indi. Hızlı kalktığı için bir an başı dönmüştü. Bir elini arabaya koyarak birkaç saniye dengesini sağlamaya çalıştı. Kapattığı gözlerini tekrar açtığında, aklına unuttuğu kutu geldi.

Hızlıca kapıyı tekrar açtı ve eğilip küçük mavi kutuyu aldı. Evinin kapısına doğru ilerlerken bir yandan da çantasında ki anahtarı bulmaya çalışıyordu. Sonunda bulduğunda kapıyı açtı ve içeri girdi.

Yağ ve hardal kokusunu aldığında yüzünü ekşitti. Mutfağa doğru ilerlerken portmantodaki siyah deri ceketi gördü. Ve mutfak kapısından içeri baktığında da Jacob'u.

İç çekerek odasına doğru ilerledi. Jacob arkasından seslendiğinde durmadı. "Hoşgeldin.." Sesini yükselterek adımlarını yaklaştırdığında arkasına döndü. Göz göze geldiklerinde Jacob onu baştan aşağı süzdü ve sorgulayıcı ses tonuyla "neden ağladın?" dedi. Biraz duraksadıktan sonra "ağlamadım.." diyerek cevap verdi Zendaya.

J: Ama gözlerin öyle söylemiyor

Z: Sana ağlamadım dedim

J: Bugün evde olacağını söylemiştin,
neredeydin?

Z: Biraz hava almaya çıktım.

J: Sabahtan beri yoksun

Z: Demekki biraz fazla hava almam lazımmış..

J: Neden böyle davranıyorsun?

Z: Nasıl davranıyorum Jacob?

J: Tuhaf

Z: Tuhaf olan ben mi oluyorum?

Z: İstemediğimi söylediğim halde evime sürekli girip her şeye karışan ve berbat eden sensin. Ama ben tuhaf oluyorum tabiki

J: Hatırlatmak istiyorum ben senin erkek arkadaşınım. Hayatlarımızı paylaşıyoruz değil mi?

Z: Bu hayat paylaşmak değil, sadece her şeye burnunu sokmak.

Zendaya cevap vermesini beklemeden arkasına dönüp merdivenlere doğru ilerlemeye başladı. Çıkarken tekrar dolan gözlerini eliyle sildi. Odasının önüne geldiğinde içeri girdi ve kapıyı sertçe çarparak kapattı. Elindekileri hızlıca yere bıraktı ve kendini yatağa attı. Gözlerini tekrar kapattı ve sakin kalmaya çalıştı. Birkaç dakika sonra alt kattan yüksek bir ses geldi ve ardında sertçe kapanan kapının sesi. Umutsuzluğunun yanı sıra şimdide kırık bir dala tutunmaya çalışan ilişkileri vardı.

+ Herkese merhabaa. Bu kitabı yeniden yazmaya başlayacağımı söylemiştim ve ilk bölüm hazır. Umarım seversiniz. Merak ettiklerinizi fikirlerinizi veya sadece konuşmak isterseniz - opheliaswatty- instagram üzerinden bu hesaptan yazabilirsiniz. Sizi seviyorum ✨🧚🏻‍♀️

Ve lütfen yorum yapın 😭


Getaway car | TomdayaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin