Ben çoğu zamamlarda cok dengesizimdir hatta bu benim yaratılışımda var. Ne hissetiğimi coğu zamanlarda anlamıyorum. Şuanda öyle birşey olsa gerek çünkü şuan ne hissettiğimi bilmiyorum. Saçma gelebilir ama öyle işte ne yaptığımı bilmediğim zamanlarda olabiliyor. Şuan Poyrazdan nefret ediyorum. Zaten Arzuyla da konuşmam lazım o benim kardeşimdi. Bir ukala yüzünden onunla aramı bozmak istemiyorum.
"Kızım! Hadi kalk kahvaltı hazırladım."
Annemin sesi ile düşüncelerim bir bulutmuş gibi dağıldı. Hemen yüzümü yıkadım saate baktığimda 11.30du. Bu gün cumartesi olduğundan rahattım. mutfağa girmeden önce yüzümde bir gülümseme vardı.Bu günün çok güzel olmasını istiyordum. Sofrayı görünce gülümsemem dahada büyüdü "Oo günaydın Hülya Sultan donaltmışsın sofrayı" vallaha bir kuş sütü eksik denen şu deyim kesinlikle bu masa için yazılmış sanırım. "Sanada günaydın kızım." Dedi ve ekledi "Ee kızım güzel bir cumartesiye başlasın istedim kötü mü?" Şu annelik içgüdüsü varya onu çok seviyorum bazen bazende nefret ediyorum. "Olurmu tam tersi süper olmuş." Dedim ve hemen oturdum sofraya hangisini yiyeceğime karar veremezken birinden başladım.
Annemle sofrayı topladıktan sonra salona geçtik
"Kızım ben sana söylemeyi unuttum. Biz arkadaşlarımla altın günü yapıcaktık. Vee.. bil bakalım çekilişten ilk çıkan isim kimdi?" Annem benden cevap ister gibi bakınca gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum "Kim anne? Sakın ben çıktım deme." Dedim çükü eğer biz çıktıysak hiç temizlik yapasım yoktu gerçekten "Tabikide ben çıktım. Ne şanslıyım ama şimdi birsürü altınımız olacak." Uff şimdi saatlerce temizlik yap dur kim uğraşıcak. Yüzüm düşmüştü bile. Oysa ben bugünün çok eğlenceli olmasını diliyordum. "Sanki o altınları geri vermeyeceğiz anne." Dedim sıkkın bir şekilde o ise hala sevinçliydi "olsun aynı anda almakla tek tek vermek aynı şeymi." Dedi annem şuan onla hiç tartışamam. Beni temizliğe zorlamadan en iyisi evden tüymek "Neyse Evrim'de beni ders çalışmak için çağırmıştı hadi görüşürüz çıkıyorum ben" dedim çıkış kapısına doğru ilerlerken "Nereye Derin bana yardım edeceksin." Dedi annem bu kadındanda kaçılmıyo yemin ederim yha. "Annecim lütfen beni hiç bu işe karıştırmasan." Dedim yavru kedi kılığıma bürünerek o ise hala kaşları çatılmış bana bakıyodu "Olmaz öyle şey Derin hanım gel şuraya al şu bezi toz almaya başla." Sesi itraz kabul etmez gibi kararlıydı "Lütfen annecim yhaaa ne olur yha. Bak salı günü biyoloji sınavım var çalışmam lazım." Dedim son çare dersleri bahane ederek "Şimdi mi aklına geldi derslerin Derin? Normalde yüzübe bakmasın kitapların al şu bezi yarın çalışırsın dersini." Dediğinde onu üzmek ve sinirlendirmek istemediğimden elindeki bezi aldım ve toz almaya başladım.
**************************************************
Temizlik bittiğinde anneme "Anne ben müsafirler gelmeden tüyeyim." dediğimde annem tek kaşını kaldırarak "Nereye gideceksin?" dediğinde ise içimden ne kadar ilk önce taksimde yürüyüş yaparız sonra bir barda takılırım falan demek gelsede kendimi tuttum ve, "Bilmem. Gezerim işte Evrim'le falan." dedim. Annem odasına giderek cüzdanından para çıkardı. Bu kadın beni çok iyi tanıyo yeminle. "Al bunu belki bir şeyler alırsınız." dediğinde elindeki kağıt parçasını alarak cebime attım ve ardından hemen boynuna sarıldım annemin yanaklarına sulu sulu öğücükler bıraktıktan sonra "Sağol annecim. Ben giyiniyim bari." dediğimde annemde beni öptü ve "Önemli mi hiç. Sen bu yaşlarını birdaha yaşayamaycaksın tadını çıkar." dedi ve mutfağa yemekler hazırlamaya gitti.
Bende buz rengi pantolonum ve üzerime ise bol üzerinde 'Love Me!' yazan tişötü giydim saçlarım düz olduğundan bir şekilde müdehale etmedim sadece taradım. Normalde çok makyaj yapan biri değilim sadece bir rimel sürüp çıktım.
Dışarı çıktığımda Evrim'i aradım
-Buyrun Evrim hazretlerinin telefonu.
-Te Allam ya.
-Noldu kanka?
-Gelsene gezelim biraz. Bizim eve müsafir geliyor. Napıcam orda.
-He duydum annemde gidecekmiş. Neyse annem gidince bende gelerim.
-Tamam. Görüşürüz.
-Görüşürüz.
İlk önce bizim evin ordaki banklarda beklemeyi düşünsemde şimdi misafirler görür hepsini öp öp hiç uğraşamam dedim ve evin arkasına geçtim. Telefonumdan şarkı açtım 'Duman Herşeyi Yak.'(multiye koycam sjsjls)
Birden müzik kesildi telefon titremeye başladı. Evrim arıyordu. Sanırım gelmişti o yüzden bende meşkule attım ve bizim kapının önüne geldiğimde Evrim'i gördüm.
"Naber kanka" diyerek karşıladı Evrim bende "iyi kanka senden?" Dedim.
"Napıyım amk bende sıkıldım. Avm ye gidelim kanka." Dedi aslında iyi fikirdi azıcık alışveriş stresimi atardı. "Tamam kanka." Dedim bende sonra yürümeye başladık. Minibüs duraklarının oraya gelince durduk ve Avmye giden minibüse bindik. Ben tabiki hemen cam kenarını kaparak hızlıca oturdum. Evrimde yanıma geldi. Minibüs dolmaya başlıyınca hareket ettik. "Uff benim şimdi midem bulanır." Dedi Evrim alt dudağını sarkıtarak. Uf bu salağın böylede bişeyi var işte hemen midesi bulanıyor arabalarda özellikle böyle kalabalık toplu talıma araçlarında daha hızlı okuyor. "Sakın üstüme kusmayı falan düşünme." Dedim işaret parmağımı sallayarak. "Valla bilmem kankacım her an bir şoka hazır olmalısın sonuçta isteyerek yapmıyorum refleks." Dediğinde gerçekten kusarmı diye aklımdan geçirdim ama zaten uzun bir yolculuk değildi sanırım bir şey olmaz diyerek kendime moral vermeye çalıştım "Evrim lan kısacık yere gidiyoruz. Eğer
kusarsan varya öldürürüm seni." Dedim bu sefer sert çıkan sesimle. "Bilmiyorum kanka. Ama şuan okadar bulanmıyor rahat ol." Dediğinde biraz olsun rahatlamıştım çünkü bu salağın napıcağı belli olmaz. "Bulanmasın zaten." Diye mırıldandım.Minibüs ineceğimiz durağa geldiğinde indik. Avmye girdik. Orda ilerlerken bir elbise dikkatimi çekti. Böyle su yeşili mavi renkleri vardı ama çok güzeldi.(multide var asdgj) Ben olduğum yerde durdum ve vitrine bakınca kendimi sanki küçük bir çocukmuşum ve alamadığım bisiklete bakıyormuş gibi hissedince "Evrim. Şu elbise ne kadar güzel dime." Dediğimde gözlerim Evrimde değilde elbisenin üzerindeydi. "Evet güzelmiş gel bakalım nasıl durcak sende." Dedi canım kardom sanki ben almıycaktım. Tabiki alıcaktım. Hemen içeri girdik içerdeki çalışan kadına bedenimi söyledim ve getirdi giydim ve kabinden çıkınca aynaya baktım aslında güzel duruyordu. Allah'tan fiziğim güzeldi de kıyafetlerde sorun yaşamıyordum. "Güzel oldu bence." Diyerek fikrini söyledi Evrim. "Evet bencede." Dedim. Sonra kadına dönüp "Bu elbise ne kadar?" Diyerek sordum. "59,95" dedi kadın 60 işte 5 kuruşun hesabını yapıyolar amk. Ama bende 50 lira vardı diğer cebime baktığımda 10TL çıktı. Çok şanslıyım ya. Hemen parayı uzattım ve elbiseyi alarak çıktık. Biraz daha dolaştık Evrim'de kendine ayakkabı almıştı. Hava kararmaya başlıyınca eve gitmeye karar verdik ve tekrar minibüse bindik.
Eve vardığımda annem akşam yemeğini hazırlamıştı bile "Oo kızım gelmeseydin." Dedi annem "Zaman çok hızlı geçiyor valla anlamıyorum." Dedim annemde "Tamam hadi gel sofraya otur." Dedi annem bende hemen ellerimi yıkayarak sofraya geçtim.
Yemek yedikten sonra pijamalarımı giydim ve dişlerimi fırçalayarak yatağıma girdim.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Arkadaşlar ben aslında devam etmek istemiyordum çünkü 1k okuyucu varken çok az vote geliyor ve gerçekten yazasım gelmiyor. Bu bölümüde arkadaşlarım ısrar ettiği için yazdım.
Lütfen her okuyan votelesin bir tuşa basmak çok zor değil lütfen.Neyse iyi okumalar bu bölüm biraz kısa ve Poyrazsız oldu sanki. Ama kızmayın bana diğer bölüm ful Poyrazlı olcak :).
Birde bölüm hakkında genel bir yorum yaparsanız sevinirim :).
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
ЧиклитDerin saf, iyi niyetli, bir okadarda kurnaz bir kişiliğe sahiptir. Fakat her zaman ilk hamleyi karşısındaki kişiden bekler bu nedenle hep kaybeder. Bir gün belki öleceği veya zarar göreceği sırada bir çocuk onu kurtarıyor. Bu çocuk Derinin ilk aşkı...