Bu bölüm (*) işaretleri ile belirtilen kısımda yakınlaşma ve cinsellik sahnesi var. İyi okumalar.
"Demek ailenin yanına gittin bugün, Hyunjin."
Hyunjin, mutfak tezgahına kalçasını yaslamış bir şekilde su içerken; içeriye Minho girdi. Pahalı takım elbisesinin ceketini çıkarıp bar taburesinin üstüne bıraktı. Hyunjin, o yaklaştıkça istemsizce tezgaha daha çok yapışmıştı.
"Nasılmış ailen? Güzel vakit geçirip özlem giderdiniz mi?"
"Yapma. Ailemin burada olmadığını biliyorsun."
"Hem de çok iyi biliyorum ama neden yalan attığını bilmiyorum."
*
Minho, Hyunjin'in elindeki su bardağını alıp tezgaha bıraktı. Onun çenesinden göğsüne doğru akan su damlasını diliyle yaladıktan sonra boynunu sertçe emdi.
"Ne haltlar karıştırıyorsun?" Başı, hâlâ Hyunjin'in boynundayken boğukça konuştu. Az önce emdiği yeri yavaşça öpüp başını kaldırarak Hyunjin'e baktı.
"Çok sıkıldım. Changbin'in her an peşimde olmasından, kendime ait özel alanım olmamasından çok sıkıldım." Hyunjin, gözlerini Minho'nun gözlerinden hiç çekmeden konuştu. Bugün, o eve gitmesinin amacı farklı olabilirdi ama bu söyledikleri de yalan değildi.
Minho, üstünde sadece geniş beyaz bir tişört ile siyah iç çamaşırı olan Hyunjin'i tezgaha oturtup bacaklarını beline sardı. "Senin iyiliğin için yanında. Bir şeyden de memnun olmayı dene."
Hyunjin, Minho'nun boynuna kollarını sarıp onu kendine çekti. "Neden beni, sen memnun etmiyorsun?"
Minho, Hyunjin hakkında ne kadar çok şey biliyorsa; Hyunjin de Minho'yu bir o kadar iyi tanıyordu. Ona, bu yalan mevzusunu unutturması gerektiğinin farkındaydı. Dudağını, Minho'nun dudağına sürtüp çene hattında dilini gezdirdi. Minho'nun yutkunduğunu hissederken, kulak memesine geçip yumuşak deriyi dişlerinin arasına aldı.
Hyunjin'in kulak memesini emmesine daha fazla dayanamayan Minho, onu kalçasından tutup tezgahtan kaldırdı. Hyunjin, ıslak öpücüklerini Minho'nun boynuna taşırken; hafifçe dişlerini geçirdi. Bu hareketi yüzünden yatak odasına giden yolda, sırtı sertçe duvarla buluştu.
"Vücudumda iz bırakmaman gerektiğini biliyorsun. Seni memnun etmemi istiyorsan, kurallara uymalısın."
Minho, uyarısından sonra aralarındaki fazlalıklardan kurtulmak için harekete geçti. Hyunjin, kollarını kaldırıp tişörtünü çıkarmasına yardımcı oldu. Yere atılan tişörte, kısa süre sonra Minho'nun siyah gömleği de eşlik etti.
Başucundaki komidinden bir toka alıp saçını toplarken; pantolonunun kemerini açan Minho'yu izledi, Hyunjin. Dizlerinin üstünde ilerleyerek yatağının ucuna gitti. Minho, sadece iç çamaşırıyla tam önünde dikeliyordu. Kaslı karnında dudağını gezdirip iç çamaşırının üstünden sertliğini avuçladı. Minho, ağzından küçük bir iniltinin kaçmasına engel olamazken; Hyunjin'i omuzlarından itip tekrar yatağa yatırdı.
"İnkar etmeyeceğim, seni özledim." Minho, Hyunjin'in üstüne uzanırken; dudaklarını birleştirmeden önce kısık sesle itiraf etti. Hyunjin, onun neyi özlediğini biliyordu. Çünkü bir haftadır, hayatında birisinin olduğunu öğrendiği patronuyla seks yapmamak için türlü bahaneler uydurmuştu.
Dudaklarının birleşmesiyle dilleri de birbirini bulup uyum içinde hareket etmeye başladı. Minho, nefes nefese bir şekilde Hyunjin'in dolgun alt dudağını ısırıp boynuna geçti. Kokusunu içine çekerek önce dilini sonra da dişlerini teniyle buluşturdu. Kendisi, vücudunda morluk görmeyi sevmese de Hyunjin'in vücudunda izlerini bırakmayı seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lostmyhead // hyunho
Fanfic"Ben, onun teninin her bir noktasını ezbere biliyorum. Ve eminim sen, Hyunjin değilsin." The 1975 - lostmyhead