DENİZ ERTÜRK'TEN:
Parti olağan akışında gayet güzel ilerliyordu. Ama benim gözüm tamamen Asiye'deydi. Beyaz elbisesinin içinde hayal edemeyeceğim güzellikteydi. Ona yakınken bu kadar uzak olmak benim için katlanılamaz bir durumdu. Borayla beraber masamızda etraftaki insanların dans edişini izliyorduk ki merdivenlerden Asiye'nin hızlıca indiğini fark ettim. Üstelik ağlıyordu. Ne olmuştu ki Asiye'ye?
Onu böyle ağlarken yalnız bırakamazdım. Bora'ya dönerek:-"Bora, kanka sen takılmaya devam et. Geleceğim ben." Dedim.
-"Tamam ama geç kalma." Demesiyle masadan ayrıldım ve hızlı adımlarla kapıdan çıkan Asiye'nin peşine takıldım.
DORUK ATAKUL'DAN:
Koşar adımlarla gitmişti Asiye. Ben ise ne yapacağımı bilemez halde ve bir o kadar da sinirliydim.
-"Ne yaptığını sanıyorsun sen Harika?? Allah kahretsin yaa."
-" Aaaa Asiyecik miydi o?" Diyerek gülüyordu karşımda. Yaptığı yetmezmiş gibi. Ben ise hızlı adımlarla merdivenlerden indim. Ne yapıp edip Asiye'yi bulmalıydım. Etrafa hızlıca göz gezdirdiğimde Asiye ortalıkta görünmüyordu. Asiyelerin masasına giderek masada duran Aybike'nin kulağına eğildim.
-" Asiye, geldi mi masaya hiç? Veya gördün mü?"
-"Hayır, lavaboya gideceğini söylemişti. Gelmedi. Bir şey mi var?"
-"Önemli bir şey yok. Siz keyfinize bakın." diyerek hızlıca dışarı çıktım. Masaya uğramadığına göre dışarıya çıkmıştı kesin. Asiye'nin beni dinlemesi gerekiyordu. Her şey bu kadar güzelken Harika'nın bunu mahvetmesine izin veremezdim.
ASİYE EREN'DEN:
Dorukla Harika'yı öpüşürken görmüştüm ve bu hayatımda karşılaştığım en iğrenç manzaralardan biriydi. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu ve ben o yerden uzaklaşmak için vargücümle yürüyordum.
-" Asiye, bekler misin?" arkamda bana seslenen bu sesle ilgili emin olduğum tek şey Doruk'a ait olmadığıydı. Arkamı döndüğümde gördüğüm kişi Deniz'di. Yanıma gelip tekrar konuşmaya başladı.
-" Asiye, neden ağlıyorsun, Neyin var?" diye sordu ama şu an kendimde bunu açıklayacak gücü bulamıyordum. Hele ki Deniz'e asla.
-"Deniz, rahat bırak beni!!" diye cevap verdim, ses tonumu yükselterek.
-" Asiye, bak ben seni bu halde görünce merak ettim."
-"Etme Deniz."
-" Asiye, neden anlamıyorsun? Ben seni mutlu ederim. Adım kadar eminim ki Doruk yüzünden bu durumdasın. Hem sana o hiç değer vermiyor ki."
-"Senin anlamadığın şey şu ki ben seninle mutlu olmak istemiyorum. Bir kez daha söylüyorum ki seni sevmiyorum. Ayrıca Doruk'un bana değer verip vermemesi seni ilgilendirmez. Bunu bilemezsin."
-" Sen öyle sanıyorsun ama biliyorum, Asiye."
-" Neyi biliyormuşsun Deniz?" bu ses yanımıza doğru hızlıca gelen Doruk'a aitti. Şu an en son isteyeceğim şey Dorukla konuşmaktı.
-" Hoş geldin, Doruk. Bende Asiye'ye tam bildiklerimden bahsedecektim. Güzel bir soru sordun."
-" Defol git buradan, elimden bir kaza çıkmasın. Bizim Asiye ile konuşacaklarımız var."dedi tam karşımda, sinirle Deniz'e bakarak.
-" Peki Asiye seninle konuşmak istiyor mu?"
-" Seninle konuşmak istemediği de ortada."
-" O zaman ben bazı şeyleri anlatayım, o zaman karar verelim kimle konuşup konuşmayacağına." Dedi Deniz, imalı bir bakışla. Neler döndüğünü anlayamasam da şu an bu saçma tartışmalarına katlanmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN MELODİSİ
FanficAsiye Ve Doruk... Birbiri için atan bu iki kalbin melodisini beraber duymaya var mısınız?