✎wayv/love talk
Jeon Jeongguk, suratında engelleme zahmetinde bile bulunmadığı serseri gülüşü ve aylak adımları eşliğinde Bayan Lee'nin odasına doğru yürüyordu.
Okuldaki herkes derste olduğundan onu, bu boş koridorlarda keyifle güldüren yegane şey odaya girdiğinde olacakları aklında canlandırmasıydı. Bayan Lee bugün kendisini anlaştıkları saatten daha geç çağırmıştı ve bu Jeongguk için eğlenecek zamanın azalması demekti. Aslına bakılırsa bu durumu pek umursadığı da söylenemezdi. Zaten istediği, kendisi için yeterli olan zevki alamıyordu betadan.
İşin gerçeği daha kendisi bile ne istediğini bilemezken, bir beklentisi de yoktu. Dile getirebildiği tek isteği, içindeki tükenmek bilmeyen enerjiyi atabilmek ve deli çağlarını heyecanı dorukta yaşamayı sürdürmekti. Hoş, okul müdürüyle gizlice düzüşmek isteğinin çeyreğini bile karşılamıyordu lâkin elindeki en iyi seçenek buydu.
Sonunda ulaşabildiği, 3. katta olan ve koridorun başında bulunan beyaz kapıya ritmik seslerle vurdu. Bu artık onun resmen 'ben geldim' deme şekliydi. İçeriden gelen cilveli tonda 'gir' sesini duyar duymaz kapının kulpunda bekleyen eline gücünü verdi ve içeri adımladı. Bayan Lee'ye bakmadan direkt kapının arkasına demir portmantoyu yasladı. Bu bir nevi tedbir amaçlıydı. Onlar içerideyken biri kapıya geldiğinde, kapının kilidini açıp içeriden bir son sınıf öğrencisinin çıkması aynı zamanda ne oturacak ne de yürüyecek hâli olmayan bir müdürün görünmesi açıklaması zor ve inandırması güç bir eylem olacağından bu basit yöntemi kullanıyorlardı.
"Mmh Jeongguk."
Jeongguk duyduğu inlemeyle birlikte kafasını büyük bir hızla masasının üzerinde bacaklarını genişçe açmış, şeffaf dildoyla kendini beceren müdürüne döndürdü. Gözleri hayal kırıklığını bas bas bağırıyordu. Sertleşme sorunu yoktu lâkin birilerinin ona iyi bir ağız işi vermeden sertleşmesi mucize olurdu. Dolayısıyla müdürü ile seksleri olması gerekenden uzun sürer ve yeterli doyuma ulaşamadan gitmesi gerekirdi. Şimdiyse zaten kendini becermeye başlamış olan müdürüyle işi hâyli zordu. Bugün, sadece müdürünün başlamış olduğu işi bitirecek ve gidecekti. Beta bütün hevesini kaçırmıştı.
"Sikimden daha küçük oyuncakların seni cidden tatmin edebilir mi?" Ellerini Lee'nin pürüzsüz, uzun bacaklarında yavaşça gezdirdi. Kadın kemikli elleri hissedince bile titremeye başladı. Jeongguk onda büyük bir etkiye sahipti. Bayan Lee beta oluşundan dolayı feromon üretemez, feromonlardan etkilenemezdi ama Jeongguk'un baskın aurası kadını onun önünde diz çökmeye itiyordu. Aralarında tek taraflı şehvet dışında duygu barındırmayan ikili her hafta en az bir kez böyle gizlice buluşurlardı.
"Sana bir soru sordum?" dedi Jeongguk sert sesiyle. Sinirli değildi lâkin görmeyi beklemediği manzara onu germişti. Bayan Lee titretmemeye gayret ettiği sesiyle konuşmaya çalıştı. Biliyordu ki Jeongguk onun önünde acizce kıvrananlarla muhatap olmazdı.
"Edemez. Edemez ama seni öyle çok özledim ki ahh Jeongguk! Daha fazla bekleyemedim."
Jeongguk duyduğu cümlelerle histerik kahkasını engelleyemedi. Onun gibi birkaç öğrencisiyle daha yattığını gayet iyi biliyordu ve bu cümleler gözünde palavradan başka bir şey değildi.
Bayan Lee güzel bir kadındı. Sarı kısa saçları, keskin mavi gözleri, sürmezse gününü bitiremediği kırmızı ruju, beyaz tenini süslediği aksesuarlarıyla herkesin isteyeceği bir kadındı. Bayan Lee ona bahşedilen güzelliği kullanmaktan asla çekinmezdi. Genç ve yakışıklı erkeklere zaafı vardı. Kim olduğu fark etmeksizin onları ağına düşürürdü. Jeongguk ise onun karşılaştığı en seksi aynı zamanda en zeki erkekti gözünde. Dolayısıyla Jeon Jeongguk'u elde edemediğinin pekâlâ farkındaydı. Hiçbir zaman edemeyeceğinin de öyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seduce and Destroy | taekook
Fanfiction"Beni baştan çıkar ve yok et. Tamamen seninim." 'smutoneshot omegaverse delta×alfa'