JİKOOK {ÖĞRETMEN}

7. bölüm

Yazardan:

Sürtünmekten nefes bile alamadığı anda Jungkook Jimin'den aldığı izin ile şehvet ve heyecanı bir arada yaşadığı an kapanmıştı pembe dudaklara.
İkiside nefes almayı unutmuşcasına birbirlerine ayak uyduruyor durmaksızın öpüşüyorlardı duvarın kenarında.
Ani hareketleri ile belinden kavradığı kısa bedeni daha çok kendine bastırarak hırıltı gibi sesler çıkarmasını sağlarken, yerleri değiştirmişti küçük olan.
Duvara yaslı bir şekilde işlerini kolaylaştırmak adına Jungkook boynunu eğerken uzun saçları yanlarına doğru dökülmüştü şimdi.

Jimin her ne kadar profesyonel olmasa da Jungkook tarafından yönlendirilerek her bir hareketini daha iyi yapıyor biraz da olsa içindeki kıpırtılara engel olabiliyordu.

Jimin bütün vücudunu hissedemiyorken bir de üstüne Jungkook'un büyük ellerinin vücudunda gezmesi adeta yakıyordu beyaz tenini, sarhoş olmuş gibiydi ve bu çok hoşuna gidiyordu.
Heyecanını körükleyen şeylerden biri de büyük ellerin kalçasında durup hızlıca sıkması olmuştu, ağzında atıyordu kalbi ve büyük olan durumdan oldukça memnun olduğu mırıltılar bırakıyordu odaya.
Öptüğü dudakların tadını alabiliyordu ve bu her seferinde biraz daha sert öpme isteği uyandırıyordu Jungkook'ta.

Kalçalarını hamur misali yoğuran eller artık sıkılmış olacak ki bacaklarından tutup kucağına alması ile yatağa doğru ilerlemişti büyük beden.
Jimin düşmemek adına omuzlarını minik elleri ile kavrarken oldukça yoğun gelen parfüm kokusunun olduğu yere gömmüştü kafasını.
Kendi tenine göre biraz daha koyu kalan tene küçük öpücükler bırakarak başlaması Jungkook'u gıdıklamış başını ters yöne eğmesine yardımcı olmuştu.
Çoktan yatağa uzanan gençler hala öpüşmenin derdinde birbirlerini tüketmek adına daha sert öpüyor, arada bir birbirlerine değen dilleri ile daha ıslak bir hale getiriyorlardı.

Duramıyorlardı ve aradaki kızışmayı Jungkook aletini Jimin'in bacaklarına bastırarak durdurmuştu.
Boğukça ağzının içine inleyen ardından ısırdığı ince dudağı bırakan Jimin, boynuna sardığı kollarını serbest bırakmıştı.
Dizleri üstüne çıkan Jungkook tişörtünü çıkarmak adına hamle yaparken, tıpkı bilgisayar gibi bütün hareketlerini beynine kodlayan Jimin ağzında atan kalbini unutmaya çalışıyordu fakat bu pek de işe yaramamıştı.
Üstündeki kumaş parçasından zor bela kurtulan Jungkook bu sefer Jimin'in çıkarması için yardım etmişti.

Spor salonunda gördüğü cildi şuan daha yakından görüyor olması ile gözüne takılan birkaç küçük çiziğe baktı Jungkook, tabi birde karnının sağındaki yara izi vardı.
Yüzüne bakmaya çalıştığı küçük gözlerini kaçırırken gülümsedi büyük olan. Derin derin nefes alıp veriyor kuruduğu için yaladığı dudakları her seferinde daha çok ilgi çekici oluyordu onun için.

Aşk mıydı?

Tabiki hayır.

Hoşlantı mıydı peki?

Kesinlikle değildi.

Sadece kişisel ihtiyaçlarını karşılamak isteyen iki gençti işte.
Aklı sexten başka birşeye çalışmayan Jungkook aşk kelimesinin yanından bile geçmezdi.
Genelde halının altına süpürdüğü bu konuyu açması için gerçekten de kalbine dokunabilen biri olmamıştı bu zamana kadar.
Hep tek gecelikti, hiçbir duygu olmadan kullanıp atıyordu Jungkook.
Gerçi bu zamana kadar kimseye isteği dışında zorla sahip olmamıştı fakat buna gerek bile yoktu.

Jungkook çok yakışıklı seksi bir erkekti.

Sırf bu yüzden karşına tonlarca kız, tonlarca erkek çıkmıştı ve canı istediği zaman kullanıyordu işte.

Jk: şu iz ne?

Jm: küçükken olmuştu.

Jungkook anladığını belli eden mırıltılar çıkarırken aynı anda eğilip beyaz tenine kelebek öpücükleri bırakarak Jimin'in belini bükmesine olanak sağladı.
İstek ile kalçasını önündeki bedene bastırırken gözlerini kapatıp ellerini yumruk yaptı Jimin, halinden bayağı memnun olan Jungkook dudaklarının kıvrılmasına izin verirken büyük gülüşü ile öpücükler bırakıyordu tenine.
Dudaklarının değdiği her bir yer cayır cayır yanarken yumruk yaptığı ellerini gevşek tutarak büyük bedenin saçlarına attı ellerini.
Kulakları çınlıyor, aldığı nefesi dudakları arasından zar zor gönderiyorken yüzüne bakıp bağıran çocuğa son anda odaklanabilmişti Jimin.