Zamanla

1.1K 42 87
                                    

ŞİMDİ
İrem Dilara'nın hamilelik haberini verdiği için biraz pişman olmuştu. Dila belli etmese içten içe yıkılmıştı. İrem onu yeterince tanıyordu ve gözlerinden duygularını okuyabiliyordu.

Ama İrem Dila'ya güveniyordu.
Güçlü kalabileceğine inanıyordu.

"Dila,Erdem'in bunu bilmesi gerek. Bebeğinizin katili olduğunu bilmesi gerek. "

Dila başını iki yana salladı.
"Bebeğimin katili Erdem değil İrem. Bebeğimin katili benim. Her şeye öfkelenip kendimi duygulardan arındıramayan benim."
Dila artık hıçkırıklarını tutamıyordu. Bu kadar yoğun duygular artık onun kalbini acıtıyordu.

"Sen suçlu değilsin Dila,suçlu sana yaşatılanlar ve bunu yaşatanlar. Dilara ve Erdem. Sen burada perişan olurken onların bebek haberini kutlamalarını istemiyorum."

"Hayır,ben üzüldüğüm için kimse üzülmek zorunda değil. Kimsenin benim yüzümden acı çekmesini istemiyorum. Artık ne yaptıkları umrumda değil İrem. Benim hayatımda intikam almaya değecek kadar bile yerleri yok. Nefret edecek kadar bile ilgilenmiyorum. Nefretimi onlara vermeyeceğim. Değmez."

Dila gözünden gelen damlayı hemen sildi.

"Ben istiyorum Dila. Ben vicdan azabı çeksinler istiyorum. Sen burada kendini suçlarken onlar mutlu mutlu aşk yaşasınlar istemiyorum. Senin umrunda veya değil. Onlar nefret etmeye bile değmez,ama perişan olduklarını görmek istiyorum. Psikopat olduğumu düşünebilirsin ama hayır Dila. Ben onların sürünmelerini istiyorum. Can çekişmelerini,pişmanlıktan gebermelerini istiyorum.Senin yaşadıklarının bin katını yaşamalarını istiyorum. Ama artık bunun için bedduadan çok daha fazlasını yapacağım."

"Yapmayacaksın. Böyle bir şey olmayacak. Herkes kendi yoluna bakacak."

"Dila, Erdem o bebeğin babası. Haberi bile yok. Hamile kaldın,düşük yaptın. Ve babasının haberi yok? Hayır,artık olacak. Söyleyeceksin."

Dila sinirle yutkundu.
"Söylemeyeceğim. Her şey bitti. O benim hayatımdan biri değil. Anladın mı? Bilmesin. İstemiyorum."

İrem dudaklarını yaladı.
"Pekala,ben söylerim."
"Hayır.Yapamazsın.''
"Evet,yaparım.''

Dila bunu istemiyordu. Erdem'in ilgisini çekmeye çalışıyor gibi görünmek istemiyordu.

İrem eline aldığı telefonla hemen Erdem'e bir mesaj attı.
Dila'nın görev yaptığı üniversitenin karşısındaki parka gel. 20 dakikaya oradayım. Önemli bir konu.

İrem üzerine bir hırka alıp saçlarını topuz yaparken Dila onu engellemeye çalışıyordu.

"İrem,lütfen. İrem. Ben artık onun hayatında olmak istemiyorum. Bilmesini ve bunun için kendini suçlamasını istemiyorum."
İrem gözlerini devirdi.
"Aşıksın çünkü. Hala aşıksın. Acı çekmesini istemiyorsun. Ona kıyamıyorsun."diye bağırdı.

Dila inkar etmek istiyordu. Güçlü durmalıydı. Gurursuz değildi. Kendini aldatan adama aşık olacak kadar alçak değildi.

Ama aşıktı.
Ama bunu kimse bilmeyecekti.
Ve zamanla aşk sönecekti.

"Saçmalama Irem. Gitmeyeceksin."
"Beni durduramazsın,istiyorsan sen de gel. İçinde tutmaktan hasta olacaksın. Zehrini kus."
Dila gelmek istiyor muydu? Erdem'i tekrar görünce tüm duyguları tekrar yaşayacaktı.
İrem'i durdurmalıydı. Durduracaktı.

İrem hazırlanmıştı. Dila da üzerine bir hırka aldı.

İrem'in pesinden koşuyordu.
Irem hızla merdivenlerden inerken Dila da peşinden koşarak bağırıyordu.
"İremm,lütfen. Geri dön lütfen. Beni dinler misin?''

İhanet(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin