Vatan Sağolsun

Vatan-ı Aşk

Genç adam ellerini arkasında birleştirmiş, silah arkadaşlarına bakıyordu. Hepsi yerle bir olmuştu. Başını üzerine Türk Bayrağının serili olan silah arkadaşına çevirdi. Mirza Üsteğmen, teröristler ile girdikleri çatışmada şehit olmuştu.

"Turan, şehidin etrafında toplan!" diye bağıran Komutanları ile, tim şehidin etrafında toplandı.

Hazar Yüzbaşı kehribar gözlerini silah arkadaşlarının üzerinde gezdirdi. En sonunda Doğan Üsteğmen'in üzerinde durdu. Doğan Üsteğmen'in kumral saçları dağılmış, okyanus misali mavi gözleri ağlamaktan içine geçmişti. Doğan Üsteğmen hazır ola geçti.

"Üsteğmen'im yüzünün hali ne böyle?" diye soran Komutanı ile Doğan Üsteğmen derin bir nefes aldı. Yüzündeki acı çeken ifadesini hemen sildi şimdi yüzü çelik kadar sertti.

"Komutanım, Mirza benim için, Gökçen ile eş değerdi." Gökçen, Doğan Üsteğmen'in kardeşiydi. Gökçen'de, kendisi gibi Özel Kuvvetler Grup Komutanlığında bordo bereli askerdi. Şu an gizli bir görevdeydi. Hazar Yüzbaşı başını salladı.

"Cem?" Sesi soru sorar gibi çıkmıştı. Cem Başçavuş, Hazar Yüzbaşı'nın sesini duyunca hemen toparlandı. Siyah düz saçları darmadağın olmuştu. Kahverengi gözlerinin içi kan kırmızısı olmuştu.

"Kabullenemiyorum Komutanım, " dedi. Hazar Yüzbaşı kime sorarsa sorsun aynı cevapları alacağını anlamıştı. Bu yüzdendir ki Cem Başçavuş'un sözünü yarıda kesti.

"Asker kendine gel bu dünyada herkes acı çeker. Her insan pes etse dünyanın hali ne olur?"

Diğer askeri kurgum Vatan-ı Aşk'tan küçük bir kesit.