1-2 yorum yapsanız çok mutlu olurum.
"biz bu aşkı fazla hafife almışız demek ki sevgilim, aşk altından kalkılamayacak kadar ağır bir şeye de dönüşebiliyormuş."
·˚ ༘ *
"Ne bakıyorsunuz önünüze dönün!" Sesim fazlasıyla sert çıktığında bahçede ki tüm gözler Jungkook ve bendeydi. Artık lüzumu kalmamıştı ve oldukça sinirlenmiştim. Tüm kızlar Jungkook'a bakıyordu!
Jungkook'un eli omzumu bulduğunda gülümsedi. "Ne bu stres, sakin ol Lalisa." Sinirle elini ittirdim. "Bu kadar yakışıklı olmasan olmuyordu dimi!" Gülmeye başladığında sinirle parmağımı doğrulttum.
"Bak birde gülüyor, niye hep şerefsizlere aşık oluyoruz biz kızlar? Ah ah." Elini belime koydu ve yavaşça yürümeye koyuldu. Sessizce konuşmaya başladım.
"Herkes bize bakıyor, yapma." Bedenini bana yaklaştırmıştı, şuan tüm kızların gözlerinin üzerimizde olduğuna emindim. Tapusu bende diye herkese hava atma isteğim gitgide artıyordu. Bazı kızlar bize doğru yaklaşırken orta parmağımı havaya kaldırdım ve gülmeye başladım.
Okula girdiğimizde Bayan Kim'in bakışlarına maruz kalmıştık.
Ben Jungkook'un belimde ki elinden kurtulmaya çalıştıkça Jungkook asla hareket etmiyordu. Bayan Kim göz devirdi ve ilerlemeye başladı.
Duymadığımızı sandığı söylemi ile güldük. "Ah zamani gençler." Taklidini yaptığımızda hızlı adımlarla kantine ilerledik. Merdivenden hışımla inen bir adet Chaeyoung gördüğümüz an seslendim. "Hey, Chae!" Beni duymazdan gelip sinirle bahçeye ilerlediğinde anlamsız bakışlarımı ona sundum.
Jungkook güldü. "Jimin 2 yemin ediyorum." Kafamı salladım. Tahminen Jimin onu kızdırmıştı, yoksa Chae bu kadar sinirli bir yapıya sahip değildi. Ah peki, biraz asabi olabilirdi.
Kantinde bir yere geçtik, Jungkook birkaç şey alacağını söyleyerek kantin sırasına girmişti. Telefonum ile ilgilenirken üzerimde oldukça soğuk bakışlar, fırtınayı andıran bir hava sezdim. Bakışlarım bu fırtınaya sebep olan kişiye çevrildiğinde bunun Yeri'den başkası olmadığını anlamıştım.
Neden böyle bakıyordu, ona dair hiçbir fikrim yoktu. Gülümsedim zorlukla. "Otursana Yeri." Gülmeye başladı.
"Bana ihanet eden biri ile aynı masaya oturmak mı, yok canım kalsın." Kaşlarım istemsiz çatıldı, ne saçmalıyordu?
"Ne ihanetinin bahsediyorsun? Ben sana hiçbir yapmadım. Yine saçma sapan hayallere mi tutuldun sen?"
Sinirle bana baktı. Benden yaş olarak küçük olmasına rağmen benimle dengiymiş gibi konuşmaya çalışması, sinirlerimi tamamen altüst ediyordu. Yeri ile daha düne kadar yakın arkadaşken, şimdi ne olmuştu bilmiyordum.
Gözlerini bana sabitledi. "Jungkook ile sevgili olmuşsun, hayırlı olsun. Güya arkadaşındı, o bana umut veriyordu ve bende ona tutuluyordum. Ama sen bana ihanet edip, Jungkook'u elimden aldın."
Şaşkınlıkla birlikte gelen sinirle ona bakındım.
"Ne sikim saçmaladığının farkında mısın? Jungkook hiçbir zaman sana ümit vermedi. Ayrıca Jungkook sana göre biri değil, senin dengin değil. Gelip de bana sataşma hakkın yok."
Yeri bir anda eli ile masaya vurdu. Nereye kaybolmuştu Lalisa Unnie diye gezen, saçlarını iki yandan bağlayan Yeri?
Şuan o kadar saçmalıyordu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
More than a friend | liskook
FanfictionJungkook'un Lalisa'nın değerli günlüğünü alması ile her şey daha bir karmaşık hal alır. ©2020 | lavalia