suspicion

141 18 9
                                    

Gözlerini ne zaman kapattığını bilmeyen Jimin ve onu sıkıca sarıp kokusunu içine çeken Jungkook... Bilmiyorlardı onlar için büyük bir şey olduğunu...

O gece bir rüya görmüştü Jimin, onu terk eden insanlar vardı karşısında ama arkasında Jungkook vardı. İki kolunuda açmış ona gelmesini bekliyordu. Diğerlerine dönmüştü Jimin,son bir kez daha bakmak için. Ama bir anda yok olmuşlardı. Yeniden Jungkook'a dönmüştü. Yavaş adımlarla ilerlemişti yanına. Kollarına atılacakken bir anda irkilerek uyandı. Yerdeydi şuanda?  Jungkook,yatarken yanlışlıkla Jimin'i itmiş olmalıydı..
" Tanrım... deli gibi yatıyorsun Kook!"

Sabah olmuştu ve Jungkook gözlerini açtığı zaman yerde uyuklayan bir Jimin göreceğini hiç düşünmemişti,
"H-hyung!?",
- Hığ
+Yerde yatarsan hasta olursun?
- Yanına yatayim sonrada tepikle değil mi !
+ Aşk olsun Hyung. Ne zaman gördün seni tepiklediğimi?
- Kook şuanda uykum var tamam mi?
+ Tamam...?
- Evet güzel. Hava aydinliklasti mi?
+ Evet Hyung?
- İyi tamam. Sana iyi uykular !,  diyip yattığı yerden battaniyesi ile birlikte kalkıp odasına geçti. Jimin'in bir huyu vardı; korktuğu gece, sabah aydınlanana kadar ya tek başına yatmazdı ya da evde tek olduğu zamanlar sabaha kadar uyumazdı. Eğer uyursa karanlığın onu içine hapsedecegini düşünürdü. Korkardı her zaman karanlıktan..

Jungkook yattığı yerde uyumaya devam etmeye çalışmıştı ama başaramıyordu. Soluğu mutfakta almıştı. Lalith'e mama koyup masaya oturmuştu. " Acaba Jimin istediği saatlerde mi gidiyor işe?"diye düşünmüştü. Çünkü Jimin'in bu kadar rahat uyuması tuhaf gelmişti. Belkide tatil gunundedir diyerek geçiştirmişti kendini.

Dolabı açıp yiyecek bir şeyler aramaya başladı Kook. Dolaptan salam çıkartmıştı. Salami dilimleyip yemeye başlamıştı. O sırada telefonunu çıkartıp uğraşmaya başlamıştı. Aradan bir kaç dakika geçince sıkılıp Jimin'in yanına gitmeye karar verdi. O öyle mışıl mışıl uyurken,kendisi uyuyamıyor diye kıskanmıştı. Jimin'in odasına girmişti.

Jimin'in kafasının altındaki yastığı çekip onun üzerine atlamıştı. Yüzleri arasında bir kaç santim boşluk kalmıştı sadece.. Jimin hirpalanmiscasina gözlerini açıp Kook'a bakmaya başlamıştı,
" Ne yapıyorsun Kook?"
+ Uyanmani sağlıyorum Hyung!
- Ama uyumak istiyorum !
+ Ama ben uyuyamıyorum !

Jimin o uyku sersemliği ile Jungkook'u kendisine çekip yan tarafına yatırmıştı. Jungkook bir anda olan haraket yüzünden bir kaç saniye boyunca şaşırmıştı,
- Bir daha dene o zaman!
+ Tamam Hyung!

Jungkook verilen emire karşı gözlerini kapatmıştı. Jimin ise  uyuma geri dönmüştü. Jungkook bir kaç saniye sonra gözlerini açıp Jimin'i izlemeye başlamıştı. Her bir yüz hattını ezberlemek zorundaymış gibi ona bakıyordu. Bir anda gözleri o pembemsi dolgun dudaklara kaydı. Öpmese pişman olucaktı ama öperse daha çok pişman olacaktı.. Düşündü biraz. Gerçektende öpmek istiyor muydu onu? Yoksa o pembe dudaklar mi dikkatini çekmişti sadece. Bunu yapmamaliydi. Jimin onun sadece bir arkadaşı hatta hastasıydı . Ona yol göstermesi gerekirken böyle bir hataya kapılmamalıydı. Gözlerini yumdu Jungkook. Daha önce hissetmediği hisleri bastırmak istercesine kapattı o gözlerini... her şeyin son bulacağını düşünerek kapatmıştı ama kalbi hala normalden daha farklı atıyordu. Bu ne hissiydi onun için ? Daha önce hiç bir zaman böyle hissetmemişti. İlk başta arkadaşlık dedi Kook.. sonra ise arkadaşlarının yanında böyle olmadığını düşündü ve bunun adını hoşlantı koydu. Muhtemelen gelir geçer diye düşündü. Onun için sadece küçük bir hoşlantıydı  Jimin.. ya da o öyle sanıyordu..

     Jimin uyandığında yanında uyuyan Kook'u görünce gülümsemeden edemedi. Ellerini, Kook'un gözlerinin önüne gelen saç tutamlarını götürdü ve onları oradan çekti. Kook'un yüzüne odaklanmıştı sadece. Kirpikleri,burnu,gözleri ve dudakları... Jimin bir anda kendini sorguladı. Ne yapıyorum ben? diyerek ona bakmaya son verdi ve ayağa kalkıp mutfağa ilerledi. Lalith'in maması olduğunu görmüştü ama suyu yoktu. Kabına su koymuştu Jimin. Sonrada bir kaba koyup odasına doğru adimlamisti.

  Karsısında uyuyan Jungkook'u ilk gördüğünde uyandırmaya kıyamasa bile onun yaptığı aklına geldikçe daha fazla yapası geliyordu. Elini kaptaki suya götürdü ve biraz avucuna su doldurup Kook'u serpti. Kook küçük bir irkilme ile uyandı,
-Uyan lan velet!
+ Ya Hyung.. Ne güzel uyuyordum !
- Sus bakim. Saat bir olmuş sen hala yat !
+ Sen yatarken sorun yok ama?
- Yes! My house my rules. Benim evim benim kurallarım
+ Off!! Korktuğun için burda kaldım. Eğer bir daha korkarsan çağırma o zaman !
- Yaa Kook~ Uyanınca çok şirin oluyorsun ! Hadi gel beraber kahvaltı hazırlayalım hm?
+ Hemen konuyu değiştir.. Neyse acıkmıştım bende zaten hadi !

○○○○○

"... sonra Lalith'te onunla birlikte asansöre binmiş.  Bende evde Lalith diye dolaşıyorum!"
Jimin kliniğe gitmiş ve mola verdiği sırada Tae ile konuşuyordu.
- Off Jimin bana Lalith deme lütfen! Sebzeligimin parasını alicam senden !
+ Hı alırsın!
-Cimri... Jimin?
+Evet?
- Sana bir şey söyleyeceğim ama sakın kızma!
+Peki tamam?
- Belkide sen Kai'nin seni bırakıp gitmesini kaldıramadın? Hm?
+ Saçmalama Tae! Onu çok fazla sevdiğimi hepiniz biliyorsunuz!
- Evet ama bende bundan bahsediyorum . Sen o kadar severken bir anda bırakıp gittiği için kendine yediremiyor olabilir misin ?
+ İmkanı yok- Tae hasta geldi seni sonra ararım !
- Düşün bunu Min!

•••••

Jimin gün içerisinde sadece bu cümleleri düşündü. Ya onun için Kai sadece bir takintysa?  Ya gerçektende kendisine yediremedigi için bu kadar fazla üzülüyorsa?

Eve geldiğinde saat akşam onu geçiyordu. Biraz sahilde yuruyus yapmış ve Lalith'i gezdirmisti.  Eve geldiğinde ise kendisini duşa atmıştı. Defalarca bu sözler kafasında dolanıyordu. Bir an için kendi sevgisinden şüphe etmişti Jimin...
Bütün vücudunu kaşımaya başlamıştı Jimin. Bütün kollarını kırmızı görmek onu mutlu etmeye başlamıştı. Değiştiğini kendiside fark ediyordu ama eski Park Jimin olmaktanda korkuyordu. Kai - Kai - Kai! Etrafında sadece bu ismi duyuyordu. Onunla geçirdi her bir anıyı düşünerek daha fazla canını acitmaya çalışıyordu. En sonunda pes edip kendisini ılık suya bırakmıştı. Onu gerçekten seviyordu ama terk edilmek ağır gelmişti... Bunun için mi bu kadar öfkeli ve üzgündü?... Hayır. Jimin her zaman onu sevmişti ve şimdi o yanında olmadığı için böyle üzgündü. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Duştan çıkıp üzerini giyindi ve yatağına oturdu. Sözler hala üzerine gelmeye devam ediyordu. Ya Tae haklıysa?.. Kafasındaki seslerin durması için kendisine yalvardı ama durduramıyordu.. Defalarca kez susmasını söyledi ama o sesler hiç susmadı..

Eli telefonuna gitti Jimin'in. Tam şuanda ona ihtiyacı vardı.. Jungkook'a..

5 GÜNDÜR BAYRAMDAN DOLAYI KÖYDEYDIM VE INTERNET YOKTU BU YUZDEN YENI BOLUM YAZAMADIM. UMARIM VERMEK ISTEDIGIM DUYGULARI VEREBILMISIMDIR. ŞUANDA JIMIN, KAI'YI UNUTMA SIRALARINDA. BIRAZ DAHA SABREDIN...

SIZI SEVIYORUM <333 LOVE LOVE LOVE

JIKOOK ILE KALINNNN

Foreign  | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin