36.Bölüm

1K 126 431
                                    

hikayenin yeniden yazılmasına gösterilmeyen ilgi kadar bölümün yazılmayışına da ilgi yok.  İyice dışlanmış hissediyorum hem waty de  hem de.... :( her neyse.

İyi okumalar...

Cemal çoluğu çocuğu toplayıp ağabeyinin evine gitti. Ömer karısıyla başbaşa kaldı. Kapının sesini duyar duymaz ,sabahtan beri aynı yerde oturan, karısının yanına gitti.

"Şükür bawolar çıktı evden. Yorulmadın mı oturmaktan hele gel yanıma uzanalım."

"Yine kendimize yıldızları mı izleyeceğiz?"

"Yok kız ne yıldızı? Dama çıkarsak bawon bizi gebertir."

"Yok yok pamuk gibi kalbi var onun."

"Sana var zahir bana öyle bir bakıyor ki Allah seni inandırsın hala korkuyorum ondan."
Ömer hemen toparladı lafı "korku değil yani hiç korkmadım ondan aslında kimseden korkmam ama bir başka bakıyor gözleri" dedi.

"Korkuyordun babamdan demek?. Bu dediğini duysa, korkuyorsa damda ettiği neydi ,der."

"Genciz kanımız kaynıyor ne edelim. Ne ettiysek beraber ettik."

Ağavni biraz sokuldu Ömer'e " benden önce kimse olmadı değil mi? Benim bir tek sen o da olmaması gerekiyordu ama kanımız kaynadı dediğin gibi."

"Yok kız benim de kimse olmadı."

"Yalancı! Tüm mahallenin kızlarına göz kırpmışsın. Şeyma'nın kapısına gittiğini gördüm o gece."

"Olmadı öyle bir şey. Kız evlendi gitti. Anma adını şu mübarek gece."

Ağavni anlamadı dinlemedi mübarek olayını falan ısrarlıydı kendi duymak istediklerini duymakta.
"O gece bilerek ses etmedim. Yoksa seni ..."

Ömer onu öperek susturmayı denedi. Fakat Ağavni , o geri çekilir çekilmez " olmadı kimse diyorsun bu öpücükler damdakiler gibi değil" dedi.

Ömer ceketini çıkardı gömleğinin düğmelerini çözerken yeniden konuştu.
" Kız Vallahi billahi siftah yapmadım bugüne kadar."

"Neden farklısın bu gece?"

"Göt korkumuz yok da ondan! Hadi sevgilim izin ver!"

"Ömeeer..." diye nazlandı Ağavni. "Yemin et!"

Ömer'in kanı sabahtan beri fokur fokur kaynıyordu bu ses tonuyla da iyice tavan yaptı.

"Yemin Billah. Şeysim kalkmasın ki."

Hızla eli gelinliğe giderken " Ömer diyen dillere kurban" dedi. Nihayetinde muradına ererken bawosunun endişesi var gibiydi. Yattığı yerde dönüp duruyordu. Mahah bebeği öbür tarafında bırakıp Cemal'e sokuldu.

"Neyin var? "

"Yok bir şeyim taçlı turnam."

"Bu halin bir şey var diyor ama! Çok şükür düğün dernek güzel bitti, hadi de Mahah'ına neyin var?."

Oda da Fato olduğu için oldukça kısık bir sesle konuşuyorlardı ama yüksek sesle konuşsalar da bir şey değişmezdi. Fato başka hülyalardaydı.

"Şu zipzip de evlendi."

"Çok şükür."

" şükür şükür de tıkma lafı ağzıma. Bir iki defa kıllarımın ağardığını söylediğini duydum."

"Cemal'im hepimizin saçına başına aklar düşecek öylesine demiştir o."

" Yok Mahah yok ikimizde niye dediğini biliyoruz bana götündeki kıllar ağarmış diyor resmen. "

Gül Cemal 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin