Yaspe limanı. Dünyanın ticaret merkezi halini almış bir liman adeta. Güzel barları, hanları, hediyelik eşya dükkanları ile gözde bir liman. Tabii şiddetli yağmur olması nedeni ile o gün liman bomboş idi. Dışarıda tek bir kadın vardı. Bu yağmura rağmen bir taşın üstünde oturup denizi izliyordu. Siyah uzun saçları, mavi gözleri, savaşa uygun siyah-kırmızı karışımı kıyafetleri, uzun siyah deri botları ve tabii ki yanında duran, savaşçı olduğunu gösteren kılıcı. Savaşçı olmak için fazla güzeldi, daha çok bir prenses'i andırıyordu. Öte yandan Andres limana adımını atmıştı. 3 Gündür uyumadığı için zar zor yürüyordu. Yağmura aldırış etmeden yürümeye devam etti herhangi bir dükkana girmeden. Sonrasında o kadını gördü. Geminin karşısında ki taşın üzerinde oturan kadının yanına geldi. Bir kaç dakika boyunca ikisi de tek kelime etmeden denizi izledi. Yağmur damlalarının denize düşmesi içlerinde tuhaf bir huzur duygusu oluşturuyordu belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tek Başina
Science FictionSebastian işinde çok başarılı bir dedektifdir. Lakin bir gün bacon hastanesinde patlama olduğuna ve orayı incelemesi üzerine bir emir gelir üstlerinden. Bacon hastanesi ve sonrasında olaylarda sebastian önce kendi hayatını kurtarmanın derdine düşer...