you - the pretty reckless [xi.]

75 13 0
                                    

"Evet!" dedi yönetmen yapımcının kafasına vurarak. "Bu film bir başyapıt olacak!"

Kel kafasına vurulan darbenin ardından kafasını yönetmene doğru kaldırıp ters ters bakan yapımcı, durumundan epeyi rahatsız görünüyordu, onun yerinde olmak istemezdim.

Yapımcı ile şakalaşmasını bitirip ciddi bir yüz hattı çizen yönetmen tam karşıma gelene kadar toplantı salonunun ince parkesinin üstünde takır takır yürüdü. Kalbim nedense ağzıma kadar gelmiş, bulunduğum durum ve karşımdaki kişiyi düşününce normal davranmayı beceremiyordum. Yönetmen Richard ayaklarımın dibine kadar geldiğinde o ana dek titremeyen dizimin titrediğini fark ederek kıpırdandım.

"Senden çok şey bekliyorum Apple.." dedi, sonra yamuk bir gülüşle göz kırpıp devam etti. "Umarım çürük çıkmazsın."

Bu dediğine salondakilerin ağzından müthiş bir kahkaha tufanı kopmuş, bense oturduğum yerde hala nasıl davranacağını kestiremez bir halde yalnızca Richard'a bakıyordum.

Yönetmen bir kurbağanın gırtlağından çıkabilecek kadar yumuşak sesiyle birden bağırdı. "Başrol erkek oyuncu nerede?"

Derin bir nefes vererek yönetmenin soru sorduğu, sağımdaki kişiye çevirdim kafamı. Çelimsiz, yirmi yaşlarında gözlüklü bir gençti.

"Az önce aradım, yoldaymış efendim." dedi. Onu takdir ettim, görüntüsünün aksine gayet tok ve kendinden emin bir sesi vardı. 

"İlk günden böyle yapıyorsa işimiz var bununla!" diye bağırdı birden yönetmen. Söylenenlere cevap verme hızı komik derecede yavaştı. Senaryoyu ilk geldiğinde şöyle bir gözden geçirirken partnerimin kim olduğunu sorma fırsatım olmuştu tecrübesiz menajerime. Gözlerimin içine ilk andan beri ısınamadığım sözde samimi bakışlarından bırakıp aynı samimiyetle titrek bir kahkaha atmıştı.

"Hala seçmeler devam ediyor Apple, ilk toplantıya kadar adamın adını açıklamak istemiyorlar." demişti.

Ve şu an odadaki herkesten daha fazla, partnerimin kim olabileceğine dair varsayımlar yapan kişinin ben olduğuma emindim. Gözlerimi yumarak yönetmenin diğer oyunculara bana yaptığının aynını yapmasını dinledim, kelimesi kelimesine aynı şeyleri kullanıyordu. Adım da apple olmasaydı belki o iğrenç espri farkıyla aradan sıyrılan ben olmayacaktım, derin bir nefes vererek artık işkence gibi gelen yönetmenin aptal diyaloglarının bitmesini bekledim.

Toplantı salonu geniş, dikdörtgen bir salondu. Kapı, sandalyelerin arkasında kalıyordu, bu sayede salonda oturan kişiler kapıdan gireni görmek için ya ayağa kalkmalıydı ya da kafalarını baykuşlardan ilhamla geniş bir açıyla sola döndürmeliydi.

Kapının açılma sesini duyduğumuzda yönetmenin sesi aniden kesilmişti. O kapıya doğru bakarken, ben zaten tanışacağımı bilmenin verdiği güvenle kendimden emin bir şekilde hiçbir merak göstergesinde bulunmayarak önüme bakmaya devam etmiştim. Aslında tam önüm de sayılmazdı, yönetmenin suratını inceliyordum, yine nasıl olmuşsa gelip benim önümde dikildiğinden, kısa boylu yönetmenimizin çok da şeker olmayan suratını fazla bir efor sarf etmeden izleyebiliyordum.

Gireni gördükten sonra yönetmenin tavrı değişmiş, sert topuk sesleri ince parkede bu sefer arkamdan yankılanırken yönetmenin suratına pişkin ve laubali bir ifade oturmuştu. Topuk sesleri kesilip nihayet önümde dikilen yönetmenin tam karşısına bir çift ayakkabı dikilince artık partnerimi benim de görmemin vaktinin geldiğini anlayıp gözlerimi yönetmenin suratından aldım.

Gelenin yüzüne bakar bakmaz ayağa dikilmiş, kafamı adamın çenesine çarpmıştım. "App, neden bu kadar sakarsın?" diye feryatla bağırdı çarptığım kişi.

"Griand, benim partnerim sen mi olacaksın?" diye ben de karşılık olarak bağırmıştım.

Gözlerini gözlerime diktikten sonra hafifçe gülümsedi. "Gösteri dünyasına benden bağımsız giremezsin, dostum bunu sana kırk bin defa söylemiştim." deyip göz kırptı.

Ağzım şaşkınlıktan kocaman açılırken kalbimin harekete geçmesiyle gözlerim kararmış, elimde olmadan dizlerim aşağı doğru bükülüp vücudumu yer çekiminin emrine vermişti. Bir çift elin beni tutmasıyla düşmekten kıl payı kurtulmuş olabilirdim, ama yaşadığım şoku uzun süre atlatamayacağım baştan belli gibiydi.

oyuncuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin