snow globe

110 15 7
                                    

Aradan iki gün geçmiş ve Jimin'in doğum gününe gelmişti. Jungkook sabah erken saatlerde şehir dışına çıkmıştı. Jimin ise şuanda kliniğinde, yaralanmış bir kedi ile ilgileniyordu.

Telefon çalması ile eline telefonunu aldı Jimin. Arayan Tae'ydi;
-Napıyorsun bebeğimmmmm
+ Oturuyorum boş boş sen?
- Bende senin için evi süslüyorum ve acayip şekilde yoruldum because balon şişirdim.
+Tae teşekkür ederim ama bu kadar fazla süslemeye ihtiyaç yoktu. Kısa bir şey yapsak yeterliydi.
- E artık darısı bana he?
+ Çıkarcı !
- Eee bizde işler böyle yürüyor
+ Salak ya.. Eee o zaman yarim saate ordayım?
-He aynen gel
+ Tamam kapat hadi
- Önce sen kapat~
+Tamam

Jimin telefonu kapattı ve kıkırdamaya başladı. Telefonuna mesaj gelmişti

With Tae;
Hayvansın sen

Bu mesaj ile daha çok gülmüştü Jimin. Hazırlanıp klinikten cıktı ve Lalith'i alıp arabaya geçti. Eline telefonunu aldı. Biraz düşündü.. acaba onu aramalı mıydı? Yetisebilecek miydi? Umarım yetişebilirdi. Evet Kook'u düşünüyordu.

•••••
|Jimin's pov|
Namjoon;
Hoş geldin velet!
Jimin;
Saol Hyung!

İçeriye geçtim ve çocukların olduğu yere oturdum. Her taraf mor ve beyaz balonlarla kaplıydı. Mutfağa doğru su içmek için ilerledigim zaman Jin'in yemeklerden kaçakçılık yaptığını gördüm;
Jin;
Aha yakalandik
Jimin;
La Hyung bozuntusu önce bi ben yeseydim
Jin;
Tabii gel kardeşim ye ne istiyorsan !
Jimin;
E geleyim bari !

Yanina gittim ve tabakta olan yaprak sarmalardan yemeğe başladı-
Yoongi;
HOP HOP HOP! HERKES AYNI ANDA YICEK!
Jimin;
Yaa Hyung!
Jin;
Sende gel la
Yoongi;
Olmaz
Jimin;
Niye?
Yoongi;
Prensiplerime aykırı
Jin;
Hay senin prensiplerine
Jimin;
Şey o zaman.. Yoongi Hyung sen içeri geç biz su icip geliyoruz
Yoongi;
He oldu paşam! Aklımda da enayi yazıyordu zaten. Geçin içeri !
Jin;
Of aman be tamam!

İçeri geçtik ve oturduk. Hoseok Hyung'un gelmesini bekliyorduk. O sıradada muhabbet ediyorduk;
Tae;
... o an yakalandim babama
Namjoon;
Senden barı almadığına dua et
Tae;
Şükürler olsun
Jimin;
Kook'la konusan var mi?
Yoongi;
Sanırım hala şehir dışında. İki saat önce konuşmuştuk
Jimin;
Anladım tamam
Tae;
Bi üzüldün sanki?
Jimin;
Tabii uzulucem Tae. O benim arkadaşım ve şuanda işi olması kötü
Namjoon;
Adrien beyinli
Jimin;
O kim ?
Tae;
Sen bilmezsin yaşın küçük

Tae'ye saldıracakken bir anda kapı çaldı. Sonunda Hoseok Hyung gelmiş diye sevinmiştim. Kapıyı açtım ve içeri girdi. Sarıldıktan sonra masayı hazırlamaya başladık.

••••

Tae ve Yoongi sızmış. Namjoon ile Jin'de sohbet ediyordu. Hoseok Hyung gelen bir ihbar ile gitmek zorunda kalmıştı. Bende instagram'da geziniyordum-
Tae;
VAR MI LAN BANA YAN BAKAN!!
Yoongi;
VAR ULAN!
Tae;
NASIL BAKARSIN LAN!
Yoongi;
İşte böyle . Gözlerimle!

Bu ikisinin bir anda bağırıp geri sızmaları bazenleri korkutuyordu. Buna alışmam gerektiğini düşündüm. Geri telefonuma döndüm ve oyalanmaya başladım. O sırada bir mesaj geldi;
Koala;
Jimin..
Doğum günün kutlu olsun
Seninle gecirdigim günler çok güzeldi
Umarım daha iyilerini geçirirsin !
Mutlu yıllar..

Bu Kai'ydi... Doğum günümü unutmamış ve bana yazmıştı. Gözlerim dolmuştu. Masadaki şaraptan bir yudum daha almıştım. Şimdi ne cevap vermem gerektiğini düşünüyordum;
Jimin:
Eğer gitmeseydin gerçektende daha güzel gunlerim olabilirdi ama sen kararttin
Şimdi ise bana mesaj yazarak umut verme
Lütfen!
Koala;
Ben özür dilerim
Sadece kutlamak istemiştim
Jimin;
Bunu yapma
Ve bir daha konuşmayalım
Koala;
Kendine iyi bak Minnie
Jimin;
Elimden geleni yapıyorum

Foreign  | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin