🕊️11🕊️

124 12 31
                                    

Yayınlanma tarihi:
29 Temmuz 2021
18:20

Veeee işte telafi bölüm ile yeniden huzurlarınızdayız kalemimle 😊
Bu bölümde hep birlikte biraz da Ney Dede'ye kulak vereceğiz. Biraz da onu tanıyacağız. Onun hikâyesini bakalım nasıl bulacaksınız.

Yorumlarınızı esirgemezseniz sevinirim. Özellikle satır arası yorum eklerseniz çok memnun olurum. Bu arada bu bölümü 24 saat içinde yani ki dün 10.bölümü attıktan sonra başlayarak yazdım:) ben bile inanamıyorum kendime. Demek ki istersem bir gün içinde bir bölüm yazabilirim ☺️😍 Ayyy her gün bir bölüm yazsam ne güzel olurdu. Böylece yakında finale ulaşırdım. Dua edinde bu şevkim daim olsun da hep yazayım. Neyse çok konuştum 🙈🙊🙈

Hadi sizi yeni bölümle başbaşa bırakayım. Arkadaşlarınızı da buraya etiketleyebilir misiniz?

Keyifli okumalar dilerim değerli okurlar ❤️



Nihayet mezarlıktaydım. Yanyana olan iki mezarın arasına attım kendimi. Bir elim annemin mezarındaydı diğer elim babamın mezarında. Bir sağ yanıma bakıyor bir sol yanıma bakıyordum ağlayarak.
Ortalık aydınlanmış güneş hafifçe yüzünü göstermeye başlamıştı. Bir hafta önceki keskin soğukluk yoktu havada ama yine de soğuktu. Üşüyünce üzerime bir şey almadığımı yeni farkettim. Koşarken hissetmemiştim. Üstelik gürültü çıkarmamak için ayakkabı da giymemiştim. Ayaklarım yer yer kanamış acıyordu. İnanılmaz üşüyordu. Ama ben bunu umursamıyor sadece annemi ve babamı düşünüyordum. Az önce uyandığım rüyada gördüğüm güzel yüzleri gözlerimin önündeydi durmadan. Bir yanımda babam bir yanımda annem; bana gülümseyerek bakıyordu sanki. Rüyamdaki gibi onlara sarılmak, onlara sokulmak istiyordum.

Ama olmuyordu.

Aramızda kara toprak vardı en büyük engel olarak. Mesafeler alabildiğince uzamış, onlara ulaşmam imkansızlaşmıştı.

Onların kucağına atlamak sinelerine gömülmek istiyordum.

Ama olmuyordu.

İkisi de çok uzaklardaydı.

Öylece durup hıçkırarak sadece ağlıyordum. Orada ne kadar kaldım ne kadar ağladım bilmiyorum. Omuzlarıma örtülen bir şeyle irkildim. Korkarak başımı çevirdim. Arkama baktım.

"Korkma Hasnacan! Benim."

Duyduğum sesle yüreğimden serin sular aktı. Korkum geçti. Çünkü arkamdaki Ney Dede'ydi. İstemsiz yüzüme hafif bir tebessüm yayıldı. Hani bir hafta önce yitirdiğim tebessüm.

"Ney Dede! Ama siz..."

Elimin tersiyle gözlerimi sildim ve ayağa kalkmaya çalıştım. Bırakmadı. Oda yanıma yere oturdu. Omuzuma örttüğü ceketi biraz daha düzelterek bedenimi iyice örtmesini sağladı.

Artık üşümüyordum.

Bir müddet öylece kaldık. Ne ben konuştum ne de o. Sabahın sessizliği her yeri kaplamıştı.
Güneş doğduğu yerden bir miktar yükselmiş diğer günlere nazaran daha iyi ısıtıyordu ışınları. O da gülümsemesini takınmıştı sanki bugün. Sıcacık tebessümüyle üşüyen yürekleri ısıtmaya mı niyetlenmişti nedir?

"Isındın mı biraz?"

"Evet!" anlamında kafamı salladım.

Yine derin bir sessizlik.

"Biliyor musun Hasnacan?"

Başımı çevirip yüzüne baktım. Bakışları annemin mezarının toprağındaydı. Derinlerde kanayan bir yaranın izlerini taşıyor gibiydi bakışları.

HASNA (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin