Özet:
Black boşluğa düşmüş gibi hissediyordu. Temaslardan nefret ederdi. Erkeklerden,kızlardan,tüm canlılardan! Ve şimdi bir erkek,"bay mükemmel" ona temas etmişti. Kız kendinden iğreniyordu. Karşısındaki oğlan da böyleydi,o da kendinden iğrenmişti. Her zamanki umursamaz *maskesini* takıp, Riddle'a alaycı bir bakış atarak nöbetine devam etmeye başladığında,arkasında kafası soru işaretleri ile dolu bir çocuk bıraktığından habersiz gibi davranmaya başlamıştı. Hep böyle yapardı zaten. Ya bakışları,ya kelimeleri,ya da davranışları insanlarda soru işaretleri ile dolu bir kafa bırakırdı, Black ise zihnindeki zifiri karanlığa çekilirdi. Boşuna *bayan soru işareti*,*şeytanın vücut bulmuş hali* demezlerdi ya ona! Aman,kimin umrunda? O, başarılı,nazik ama sert,soğuk,güzel bir kız, Slytherin'li okul başkanıydı.
Yetmemişti, yetmiyordu.
Antares Lina Black büyük bir örgüt kurmayı planlamıştı. En güçlü cadı olmak istiyordu,büyücülük evrenine en güçlünün her zaman büyücü değil,cadı da olduğunu göstermek istiyordu. Grindelwald'ın tahtını da istiyordu.
Zaten elde edecekti,sonuçta bu doğuştan onun kaderine yazılmıştı...Ve Tom uyandı...
***
Ne? Neler olmuştu böyle? Tom'un kafası karışmıştı. Yani,tüm bu gördükleri rüya mıydı sadece? Peki ya o çektiği acı? Rüyalarda acı mı çekilirdi ya? Dumbledore,Black,Hornby,Malfoy ve bir Black daha... Ha bir de küçük,belki de büyük Riddle...
Tom sıkıntıyla oflayıp saçlarını elleriyle karıştırırken etrafına baktı. Yatakhane odasındaydı. Demek Dumbledore kısmı rüya değildi. Antonin Dolohov aynanın karşısına geçmiş,saçlarını tarıyordu. Bu bir şey farketmez diye düşündü Tom. Acaba Antonin'e mi sorsaydı? Ne diyecekti, pardon Dolohov,acaba ben dün kütüphanede kaçığın teki bir genç kızla kehanete benzer halisülasyonlar görüp yere devrildikten sonra onunla kavga tarzı sert bir konuşma içinde bulunmuş muydum mu diyecekti? Hayır.
Aptal,hepsi rüyaydı. Sen dün kütüphaneden sonra odana mı geldin?! Hayır gelmedin. O zaman neyin sorgulaması bu?Tom sinirle yumruk yaptığı elini yatağa vurduğunda Antonin sorgulayıcı gözlerle ona bakıp konuşmaya başladı:
"Günaydın Riddle. Sanırım Rüya görüyordun,birine bağırıp duruyordun sürekli. İyi misin?"
Tom bu cümleyle nasıl rahatlamıştı anlam veremiyordu,sadece mutluydu, demek ki kütüphanede o kaçıkla beraber değildi dün gece!
"Rüyanda kaçığın teki ile kütüphanede saçma sapan şeyler yapsaydın sen de rüyanda konuşurdun Dolohov" diye cevapladı.Hassiktir... Dolohov yanlış anlamış olmalı ki kıkırdamaya başladı.
"Ne gibi şeyler Riddle? Mesela o kaçık dediğin Antares Black ise,ve orada sen varsan bir düşünelim... Vay be! Ergenliğe geç giriyorsun sanır-"kelimesini yarıda kesen, Tom'un sinirli sesi olmuştu.
"Dolohov,sana buradan lanet atarım!"
"Tamam,tamam. Sustum!"
Tom oda arkadaşının düşündüğü şeyle suratını buruşturdu. O amortentia etkisinde doğmuş bir çocuktu bu bir, birine aşık olsaydı da böyle bir şey yapmazdı bu iki,zaten yapamazdı ve böyle şeylerden iğrenirdi bu da üç. Bunları düşündüğü için çıldırmıştı bu da dört!Ama bunları Antonin'e söylemedi,kimsenin onu tanımasını istemezdi. Ona göre,eğer birine kendini yakından tanıtırsan,aranıza bir köprü düştüğünde eline çok güzel ip parçaları vermiş olurdun.
Ha? Ne diyorum ben? Çıldırmışım. Beni çıldırttın Antares Lena Black. Alkışlayalım! Evet,gerçekten çıldırmışım! Neyse.
Tom kendi kendine deyinirken Antonin'in onu dirseklemesi ile kaşlarını çatıp oda arkadaşına baktı.
"Piskopat Black birazdan sınav kağıtlarını toplamak için ortak salonda bizi bulamazsa ne türden bir manyaksa artık buraya gelir biliyorsun değil mi?"
Tom sıkıntıyla oflayıp yerinden kalktı. Piskopat Black... Evet, Slytherin'liler ona böyle hitab ederdi genellikle. Gerçi,ne olacaktı ki? Ki,kapı çaldı...Dolohov kapıyı açtığında, karşısında dikilmiş ona bakan Antares'i gördü. Eveet,manyağımız da geldi diye geçirdi içinden.
"Evet Dolohov,manyağınız da geldi..."alaylı bir ifadeyle gülüp elini Dolohov'a uzattı"... Sınav notları lütfen".
•1.sınıf,Diagon yolu•
11 yaşındaki Tom Riddle,elindeki malzeme listesine tekrar göz attı. Her şeyi almıştı,bir tek asa kalmıştı,onu da "Ollivander's" isimli bir dükkandan alacağı söylenmişti.
Tom Riddle,Wools's yetimhanesinden dışarıda,muggle dünyasından kenarda böylesine güzel bir diyarın olduğunu yeni görüyordu. Ailesini tanımıyordu,fakat büyücülük evreniyle bağlantısı olduğu için onlara minnettar ola bilirdi. Çünkü bu cadılar, büyücüler,oradan oraya heyecanla koşturan içinde sihir bulunduran her canlı o kadar mükemmeldi ki... Tom da mükemmeldi,çünkü o da içinde sihir taşıyordu.
Bu düşünceler ile Ollivander's dükkanının önüne gelmiş,içeri girmişti. Sıra beklemeliydi,bu sırada asa alan küçük çocuklara bakıyordu.
Anka tüyü dolgulu,çekirdekli, tek boynuzlu at kılı özlü birbirinden farklı ve eşsiz asalar... Hepsi harikaydı!
Önündeki 3 çocuk,heyecanla bir-birine bir şeyler anlatırken ebeveynleri olduğunu düşündüğü iki cadı ile iki büyücü dükkan sahibi ile hararetle sohbet ediyordu. Onlara kulak vermiş Tom bunların Black'ler olduğunu duydu. Evet,"Kutsal 28, Safkan Aileler" kitabında bu aileyi okumuştu. Anladığı kadarıyla bu 3 çocukta kara büyü yeteneği vardı. Karanlık sanatlar... İlk günden Tom'un dikkatini çektiği için bu üç çocuğa odaklandı.
Kenardaki,adının Sirius olduğunu duymuştu, diğerlerinden uzundu,büyük ihtimal onlardan 1 yaş büyük olmalıydı. Yanında duran ondan kısa olan kıvırcık saçlı erkek,adı Regulus'tu, Sirius ile hiç iyi anlaşmıyora benziyordu. Ve ortadaki...
Kıvırcık saçlı bir kızdı, tam adını bilmiyordu,çünkü yanında duran "ağabeyleri" diyelim,ona "Antie,Lina" diyordu.
İlgisini çekmişti,hem de çok... Dalgın olduğu için kızın yanına geldiğini yeni farketmişti. Kız eğer şeytanın bir gülümsemesi varsa ona aynı gülümsemeyi sunuyordu... Çünkü o Antares Lina Black'ti,normal bir kız değildi,sıradan bir kız değildi. Önünde duran çocuğu süzdü. Çocuk yaşına göre uzundu,160 boylarında ola bilirdi,kız ise 148'di,yanında minicik kalıyordu.
Büyücülük dünyasına yeni katılan Riddle,büyülü dünyayı yakından tanıya bilmek için henüz yanında birine ihtiyacı vardı. Tabi sonra kendi yolunda devam edecekti,tek başına,güçlü olarak... Bu düşünceleri zihninden atarak "Merhaba" dedi sadece.
"Sana da"diye cevapladı küçük kız, gülümseyerek ağabeylerine ve önündeki yakışıklı çocuğa bakıyordu. "Adın ne?"diye sohbete başladı yakışıklı çocuk.
"Ben Black, Antares Lina Black."
Antares... Soğuk ve parlak bir yıldız,akrep takımyıldızının en parlak yıldızı...
Bu kıvırcık saçlı küçük kızın gelecekte adının hakkını vereceğini henüz kimse bilmiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Varis(Silindi)
FanfictionRuhunu karanlığa mahkum etmiş iki genç düşünün... Biri Slytherin varisi, diğeri geleceğin karanlık leydisi... Tom Riddle okul arkadaşı Antares Black'in gaddarca yönettiği örgüt planlarını darmadağın etmek için,Dumbledore'un yardımı ile geçmişe yola...