Bir süredir herkesten sakladığım bir sır var. Dr Arvinin yaptığı testten sonra dozajlarını arttırdığı hiçbir hapın , vücudumu ele geçirmesine izin vermiyordum. Dozaj ne kadar artarsa , benliğim o kadar yok olacak gibi hissettiriyordu. Deli değilim. Deli olsaydım bunca zaman bunca şeye göğüs geremezdim. Bu kadar zaman , yaşadıklarımın üstesinden gelmek imkansız olurdu. Mantıklı düşünebiliyorum , mantıklı konuşabiliyorum , mantıklı hareket edebiliyorum. Arkadaşlarımla güzel vakit geçirebiliyorum ve en önemlisi artık herşeyin farkına vardım. Deli olan biri ya da bir başka deyişle ruh sağlığı bozuk biri asla bunları yapamazdı. Bu yüzden Kate hemşire her hap getirdiğinde ağzımda tutuyor , yutuyormuş gibi yapıyor , usta bir oyunculukla gitmek için sırtını döndüğünde avucuma geri bırakıyordum. Delil kalmaması içinde Matt'in annesinin getirdiği saksının dibine gömüyordum...
Matt'in annesi. Geçen ziyarette gelmişti. Kocaman yeşil gözleri , buruşmuş beyaz teni , kahverengi özensiz toplanmış saçlarıyla ve yarım yapılmış makyajıyla odamıza geldiğinde tanışma fırsatım olmuştu. O gün beni ziyarete kimse gelmediğinden odadan çıkmayacağımı bildiği için Matt , annesini odaya getirmişti. Sıcak kanlı bir giriş yaptıktan sonra bembeyaz ve damarları belli olan elini bana doğru uzatarak
+" Merhaba Holly. Adım Jennifer. "
-" Hoşgeldiniz. Odamıza şimdi güneş doğdu işte."
dedikten sonra hafif tebessüm ederek Matt'in yatağına otururken odaya göz gezdiriyor , dolan gözlerini Matt'den saklamak için birşeyler mırıldanıyordu.
-" İsterseniz sizi yalnız bırakabilirim" dedikten sonra ayaklanmaya kalkışınca kolumdan tutup yerime oturtuyordu Matt.
+" Lütfen. Sende bizimle otur."
Yaklaşık iki saat kadar sohbet ettikten sonra hüzünle terk etmişti odamızı. Yanında gitirdiği saksıyı da pencerenin en güneş gören yerine yerleştirirken gözyaşlarının düşüşünü durduramıyordu.
--------------
Kate hemşire bugün odamıza son kez ziyaret etmek için uğruyordu. Emekli olma vakti geldiği için artık bu hastanede çalışamayacaktı. Kapıyı araladı. Koridoru geçtikten sonra ayakta duran Matt'e kocaman sarıldı. Sarılırken hislenen gözleri ağırlaşıyordu. Bir iç çektikten sonra bana döndü. Tek gözümün üzerinde hazır bekleyen damla , bana doğru yönelen Kate ' i görünce intihar etti. Sımsıkı bir kucaklaşmadan sonra kulağıma fısıldıyordu.
+" İkiniz de buradan çıkacaksınız. Koca oğlanlar. Sizleri özleyeceğim. Beni asla unutmayın"
Ellerini tuttuktan sonra kafamı onaylayıcı bir şekilde sallarken , kapıda duran büyük bir kalabalık onu bekliyordu. Danielle ' den sonra onu da yolcu etmek içimizde derin yaralar açarken , unuttuğumuz bir baş belamız vardı.
Tyrone..
---------------------
Odaya hüzünle döndüğümüzde elindeki baltayla bizi karşılıyordu. Şaşkınlıkla suratına baktıktan sonra Matt ile bakışmadan odadan çıkmak isterken , kapı arkasında duran en yakın arkadaşı Brian , suratıma alaycı gülüş atarak , kaşlarını yukarı kaldırıyor ve kaçmamıza izin vermiyordu. Kapana kısılmıştık.
Kollarımızı arkada birleştirip bir bantla bağlarken bağırmamızın işe yaramadığını anlıyorduk. Ayaklarımızı da bağladıktan sonra saçımdan sıkıca tutup kafamı kaldırıyor ve
+" Küçük ahmak. Bağırma. Seni kimse duymayacak. Dr Arvin yok hatırlasana! " dedikten sonra canice bir kahkaha atarak ağzımı da bantlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulaşık Teli - Hastane
Paranormal23.12.14 Bir Akıl Hastanesi! Günler geçtikçe benliğinin yok olduğunu farkeden ve gölge gibi peşinde gezen geçmişini araştıran biri ; "Holly" ve onunla aynı kaderi paylaşan diğer arkadaşları.Birbirinden başka güvenecekleri kimse yok.Küçük bir aşk ile...