Sokak

141 20 11
                                    

Arya eve gidiyordu, işten her zamanki gibi yorgun ve bithap düşmüştü ve tek isteği vardı; bir an önce uyumak. İşten sonra hiçbir şey yapamıyordu, hatta bunun için doktora bile gitmişte hap yazmıştı doktor ama pek bir işe yaramadı. Sadece uzun süreli bir tatile ihtiyacı vardı, güneşin altında uzanıp kafasına bir şey takmadan gevşemek; ama patronu sadece çalışmalarını istiyordu, kötü kadın, insan halinden bir gram anlamayan para için ölen simsarlar, eline geçse bir kaşık suda kadını boğardı.

  Dolmuşa bindi, çığlık atmamak için kendini zor tutuyordu boş yer vardı, hemen oraya oturuverdi, ineceği durağa kadar kafasını kaldırmadan oturacaktı bu yeri kimseye kaptıramazdı. Yanındaki adam leş gibi sigara kokuyordu ve çok garip her yerini siyahlar içinde kapatmıştı, o iğrenç yağlı ve cılız uzun saçlarıylada yüzünü ama yüz kemiği görünüyordu, çok zayıftı dokunsan ölecekmiş gibi, kafasını çevirdi ve bana baktı yüzüm kızardı başımı öne eğdim, ne kadar aptaldım adam ona baktığımı anlamıştı, hemde ona. Çok çirkindi, bir an için kusacaktı ama kendini tuttu. Kafasını döndüğünde yayılan koku ve iskelete benzeyen yüzüyle adam çok çirkindi ama içinden sabret diye tekrarladı sabret,sabret,sabret....

    15 dakika geçmişti ve ineceği yere aşağı yukarı 20 dakika daha vardı, cumartesinin en kötü yanı trafikti; herkes bir an önce eve varmak ve tatilin tadını çıkarmak istiyordu. Arya pazar günü yine yan gelip yatacaktı, bu 3 haftadır böyleydi ve hareket etmeye hiç enerjisi yoktu, yaşlandığını ve birşeyler yapamadan bu dünyadan gideceğini düşünüyordu uzun zamandır, evlat edinmeye, çocuk büyütmeyi düşünmüştü bir ara ama yaş işti, hem etrafındakilerde çok zor olduğu söyleyince vazgeçti. Dışarı çıkıp uzun süredir gezmemişti, arkadaşları olmadığından değil ama o artık aşkın gelip kapısını çalmasını istiyordu, 32 yaşındaydı ve hayatındaki en büyük eksik aşktı. Artık hayat enerjisi çekilmiş gibiydi, hayatının aşkı gelse bile harekete geçemezdi, yeni birşeylere başlamaya gücü yoktu, oysa gençken herşey nasılda deli doluydu, o zaman o kocaman dağlar küçük tepelerdi, şimdi ise küçük bir tümsek bile büsbüyük bir dağ olmuştu. Hep biriktirmişti, biliyordu hiçbir zaman herhengi bir iş için hiç tam gücünü kullanmamıştı, ona odaklanmamıştı, herşeyin kendiliğinden öylece olacağı zannederken hayatı elinden kayıp gidyordu; ama hala bir şans vardı, ki onun hiç isteği yoktu.

    Yanındaki adam elindeki kalemle ön koltuğa birşeyler çiziyordu, bu bir kadın resmiydi düz saçları,tombul yüzü ve küçük gözleri olan bir kadın. Adam ona bkıp güldü, deliydi bu bildiğin, yetmişti artık onu şikayet edecekti.

-Şoför bey, bakarmısın yanımdaki adam koltuğa zarar veriyor ve benide taciz etti.

-Evet, koltuğa birşeyler çizdi ve leş gibide kokuyor.

-Lan sen bana bak nasıl rahatsız edersin hanım efendiyi.

-Tamam arkadaşlar galiba deli.

Şoför bey;

-Kardeşim insanları rahatsız etmeye utanmıyor musun? Hem koltuğa niye böyle zarar veriyosun, parasını ben ödiyeceğim, kabak yine bana patladı, in hadi yürü böylelerini dışarı çıkarmamak gerekiyor.

Adam yanımdan geçti, kapılar açıldı ve aşağıya indi, herkes kınayarak ona bakıyordu, bazı erkeklerde üstüne doğru yürümüştü, sefil adam ise sadece yere bakıyordu ama yüzündeki gülümseme her halinden belliydi, resmen deliydi ya hala gülümsüyordu.Çok değişik büyük ihtimalle deliydi ama neyse ki kurtulmuştu.

    İneceği yere gelmişti, bu otobüsü terk etmek istiyordu, ve o yaşadığı olayı burda bırakıp hiç hatırlamamak, inerken son bir kez adamın çizdiği resme baktı çok değişikti büyük ihtimalle sevgilisini falan çizmişti, otobüsten indiğinde kafası döndü, duraktaki koltuğa biraz oturmuştu, ağrıları yine başlıyordu bu en korktuğu şeydi, anlamalıydı zaten her zaman yorgun olmasından. Çantasını açtı, o kadar çok eşya vardı ki hapların nerde olduğunu bulamıyordu, ki burdalarda, uzun süreden beri kullanmıyordu 2 ay öce doktoru durumunun iyiye gittiğini ve hapları bırakabileceğini söylemişti ilk hafta biraz zorlansada alışmıştı; ama belkide birşeyi yoktu, yediği birşeyin midesine etki etmiş olabilirdi yada o pis adamın kokusu. Hap kutusunu buldu, kapağını açtı ve bir tanesini ağzına attı, ağızda bıraktağı tat tiksinç olsada 2 dakika içinde rahatlattı tüm sinirleri çekilmiş gibiydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

JumboHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin