7. Bölüm

880 66 18
                                    

Selam canlarım. Gelen ve gelecek olan oy vote ve yorum için teşekkür eder yeni bölüm için keyifli okumalar dilerim.

Sahtan beri evde bir koşuşturmaca hakimdi. Hangi renk kravat takayım diye soran babam, elbisemi görmeye çalışan abilerim, sürekli iltifat almaya çalışan küçük yiğenim... Bunların üstüne annemi de bir telaş sarmış akşamki davete gelecek olan diğer akrabaları bana resimlerden tanıtmaya çalışıyordu. Tabi hiç birinin ismi aklımda kalmamıştı. Ah babanneyi unutmamak lazım. Sabahtan beri her hareketime bir laf etmiş memnuniyetsiz bakışlarla ortada dolanmıştı. Neyseki hazırlanacağım bahanesiyle yukarı çıktıktan sonra bir daha görmemiştim yüzünü.

Ayna karşısında kendimi süzerken bir maşallah çektim. Allahım allahım ne kadar da güzel olmuşum ben. Allah kem gözlerden, fesatlardan sakınsın beni. Elbisemi giydikten sonra annem bu gün için eve çağırdığı kuaförlerin yaptığı dağınık topuz çok güzel olmuştu. Takı olarakta babamın hediyesi olan zarif pırlanta damla şeklinde kolye ve bunun takımı olan bileklik ve küpeyi de kulağıma taktım. Aslında böyle pahalı bir hediyeyi kabul etmek istemezdim ama o benim babamdı ve orada sırıtmak istemedim. O yüzden annem ve onun dediklerinden bu gün çıkmamakta kararlıydım.

Biraz daha süre geçince annemin bana seslenen sesini duydum. Küçük çantamı da alıp odadan çıktım. Çok tedirgindim. Umarım güzel olmuşumdur ve bu günü sorunsuz atlatabilirim. Merdivenlerden yavaşça indiğimde yengemin, annemin ve babannenin oldukça şık giyindiklerini erkeklerin de takım elbiselerinin içinde oldukça şık durduklarını gördüm. Ailem diye demeyeceğim ama hepsi iyi duruyordu. Merdivenlerden inmemle bakışları bana döndü. Abimlerin kaşı biraz çatılsa da annemin yüzünden bir şey diyemeyeceklerine emindim. Babannem ise bu eve geldiğinden beri ilk defa bana olumlu bir bakış atmıştı.

"Güzel kızım çok güzel olmuşsun. Gitmesek mi acaba?" Diyen babama dönüp kıkırdadım.

"Bence bu hazırlıklar boşa gitmemeli babacığım. Hem gitmezsek bence annem bizi evden kovar." Dedim. Bu dediğime hep birlikte gülmüştük. Evden yavaş yavaş çıkarken Doğa abim elini belime koymuştu.

"Gel fıstığım sen yamacımdan ayrılma mazallah bala toplanan ayılar gibi yanına gelen olur çünkü çok güzel olmuşsun." Dedi. Bu dediği baya gülmeme sebep olmuştu. Bana bal demesi ayrı komik yanıma gelenlere ayı demesi ayrı bir komikti.

"Abi o bir ayıya zaten tutulmuş sen şimdi yamacında tutsan ne ?" Bunu diyen ikizime kocaman gözlerle döndüm.

"Ya benim sevgilime neden ayı diyorsun?" Dedim. Sevgilim benim için bir kedi gibiydi.

"Ayı da ondan. Tabi sana karşı pamuk gibi olduğuna bakma." Dedi. Bu sırada davet yerine gelmiştik. Oldukça gergindim. Kapıda kalabalık olan basın mensupları vardı. Ve hala gelmekte olan davetliler. Doğa abim bunu hissetmişçesine daha da sıkı tuttu bedenimi. Bizim için açılan kapıdan dışarı çıktık. Flaş sesleri eşliğinde içeri girdik. Allahtan buraya sadece davetliler alınıyordu. Ayrıca onların önünden geçerken düşmediğim için kendimi tebrik ederim. Düşüp tüm Türkiyeye rezil olmak pek iyi olmazdı.

Davet salonunda bir masaya geçip oturduk. Gözüm sevgilime takılınca yakışıklılığıyla beni kendine tekrar aşık etti. Yanıma gelip yanağıma bir öpücük kondurdu. YANAĞIMA BABAMIN VE ABİLERİMİN YANINDA ÖPÜCÜK KONDURDU. Yan tarafımızdan gelen boğaz temizleme sesiyle hemen o tarafa dönüp babamın asılmış yüzüne baktım.

"Aybars nasılsın aslanım uzun zamandır görüşemedik." Diyen babamın sesinde uyarıcı bir ton vardı.

"İyiyim Kenan amca siz nasılsınız?". Onun aksine oldukça sakin bir ses tonuyla babama cevap veren sevgilim biraz yürek yemişti sanırım. Gözlerimi onlardan çekip salonda dolandırdım. Okuldaki grup tamamiyle buradaydı. Onun dışında kimseyi de tanımıyordum. Yada tanıyordum: Magazinden.

KAZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin