Sabah büyük bir baş ağrısı ile kalktı Jungkook.
Boş gözleri ile etrafı tararken ilk birkaç saniye beyni hiçbir şeyi algılamamak adına direniyordu, en sonunda kendine gelip yataktan kalkınca dönen başı ile duvardan destek almıştı.
Saate bakıp iş için geç kalıp kalmadığına bakarken o an işe gitmemesi gerektiği aklına gelmişti.
Yine de "acaba mesaj atmalı mıyım?" diye düşünürken telefonunu eline almış kısa bir mesaj atıp telefonu cebine sıkıştırarak odadan çıkmıştı Jungkook.
Normal haline göre halsiz hissetmesini dün çok spor yaptığına bağlayarak kendini avuturken mutfaktan gelen yüksek sesli şarkıya doğru ilerledi.Önündeki soğanı büyük bir çaba ile doğramaya çalışırken olduğu yerde iki büklüm olan Namjoon görüş açısına girince kendi kendine sırıtıp alkış çalarak yanına doğru adımladı.
Jk: vay canına hyung, yemek yapabildiğini bilmiyordum!
Nm: tavaya baksana, yetişemiyorum.
Jk: Tanrım yanmış bu!
Nm: siktir ne? Ahtapot muyum ben? Yardım et biraz!
Jk: ellerimi yıkayıp geliyorum.
Jungkook tavanın içinde duran yanmış omleti çıkartıp tabağa koyduktan sonra ocağın altını kapatmış ardından hemen banyoya koşarak elini yüzünü yıkamıştı.
O sırada telefona gelen bildirim ile yüzünü kuruladığı havluyu heyecan ile yerine asamazken ekrana bakmış gelen mesaj ile derin bir iç çekmişti.Para makinesi 💵
Jk: Jimin günaydın.
Nasılsın?
Şey bugün işe gelecek miyim?
(6 dakika önce)Jm: günaydın Jungkook
İyiyim.
Hayır bugün işe gelmeyeceksin.
Şirkete uğramam gerekiyor.Jk: anladım o zaman bugün tatil yapıyoruz wuhuu
Jm: evet
Evet ondan.
Görüşürüz.Jk: görüşürüz.
Neden aldığı mesajlar durup dururken moralini bozuyordu bilmiyordu fakat içerinden bağıran Namjoon'un mutfağı yakmak üzere olduğunu biliyordu, bu yüzden son hız mutfağa koştu.
•
Yaptıkları güzel kahvaltıdan sonra Jungkook Namjoon'un aksine evde kalmış yapacak birşeyi olmadığı için telefonu ile takılmıştı.
Garip giden birşeyler vardı, işe gideli çok olmuyordu fakat bugün gitmeyip evde kalması tuhaf gelmişti.
"Ben nasıl tüm gün evde oturuyor muşum?" Diye düşündü yatakta dönerken.
Oldukça canı sıkılmıştı ve açıkçası yapacak pek birşeyi yoktu.
İki saate yakın yatakta bir o yana bir bu yana dönmesi artık sinirlerini bozunca uzandığı yerden kalkmış üstüne beyaz bir tişört geçirerek Namjoon'un odasına ilerlemişti, tamam belki bunu yapmak hırsızlık olabilirdi fakat Jungkook Namjoon'u abisi gibi görürdü. Sırf bu yüzden dolabından aldığı biraz para ile evden çıkmıştı.Nereye gideceğini açıkçası bilmiyordu.
Akşam olmak üzereydi çünkü kahvaltı yaptıkları saat oldukça geçti ve iki ila üç saat arası evde geçirmişti.
Hava soğumaya güneş gösterdiği sıcak havayı serinletmeye başlarken barda takılabileceği geldi aklına.Hemen ilk gördüğü -zaten görünüşünü çok önemsemediği- bara hızlı adımlar ile girerken tezgahta çalışan adamın yanına ilerledi.
Derdi falan yoktu kesinlikle, sadece biraz eğlenmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JİKOOK {ÖĞRETMEN}
Fiksi UmumBeş parasız Jeon Jungkook, parası ile dünyaları satın alabilecek olan Park Jimin'in öğretmeni olur... "Bunu bilerek yapmadım."