0∆7

6 3 2
                                    

Herşey benim için şuan farklılaşmıştı. Tuhaf hissediyordum. Damla ve Kayra'nın dersi olmadığı için bahçede geziyorlardı. Ben düşünüyordum öyle... Ben Burçak'a ne diyecektim? Anlamsızca birden yerimden kalktım.

"Birşey mi oldu Atlas?"

"Hocam biraz kötüyüm de çıkabilir miyim?" Kafasını olumlu anlamda salladı hoca. Çantamı toplayıp çıktım. Nefesim daralıyordu. Endişeyle yanıma gelen Kayra ve Damla'ya baktım. Damla ağlıyordu. Kayra titrek bir ses tonuyla şu cümleyi kurdu,

"A-atlas... Burçak ortalıkta yok. Telefonu açmıyor, sabahtan beri yok." Duyduğum cümle ile sarsılmıştım. Nasıl yoktu? Yok ne demekti? Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Birden Kayra'nın yakasından tuttum.

"Nasıl yok lan?! O kızdan nasıl haberiniz olmaz?! Yapacağınız işi..." Onları geride bırakıp koşmaya başladım. Sen ne yapmaya çalışıyorsun Burçak? Noluyor sevdiğim... Diğer telefonu cebimden çıkartıp açtım. Bir süre açılmasını bekledikten sonra açılmasıyla hemen şifreyi girip mesajlar kısmına girdim.

Siz: nerdesin sen?

Siz: sabahtan beri yoksun,

Siz: Burçak...

Yok burdan mesaj atmamla olmayacaktı. Telefonu cebime koyduktan sonra diğer telefonu elime aldım. Burçak'ı arayacaktım. Tuşlara basarken elim titriyordu. Telefon çalıyordu. Tam ümidi kesmişken sesini duydum...

"Atlas, gelme. Lütfen..."

"Güzelim bana nerede olduğunu söyle."

"Gelme!" Çığlık atar gibi söylemişti bunu. Sanırım kriz başlangıcıydı.

"Meleğim, neredesin?"

"Gelmeyeceksin."

"Tamam gelmeyeceğim. Ama nerede olduğunu söyle."

"Burası... Burası deniz kenarı. Bu okulun yakınında olan."

"Tamam. Ordan gitme olur mu?"

"Peki..." Dedi. Telefonu hemen cebime koydum. Damla ve Kayra bana bakıyordu. Onların geldiğini bile yeni farkediyordum.

"Deniz kenarındaymış." Dedim. Üçümüz birden var gücümüzle koşuyorduk. Ona birşey olmasın lütfen...

THERE ARE YOU/ TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin