"Şahin düzgün kullan şu arabayı!" Dedi İsmail sürücü koltuğunun başlığından tutarken. Gece bire geliyordu ve beş erkek boş İstanbul sokaklarını eski model bir arabayla turluyorduk.
"Amma korktun he. Zırıl." Dedi Şahin biraz daha hız yaparken. Kahkahası arabanın içinde yankılanıyordu. "Oğlum harbi düzgün sür. Polis çevirecek şimdi. Ehliyet falan da yok. Ayvayı yeriz." dedim başımı çevirip ona bakarak. Bir yandan da sarsılmamak için arabanın yukarısından tutuyordum.
"Bunları dinleme sen. Sürebildiğin kadar hızlı sür. Yengeniz dışarıda olduğumu çaktı sanırım. Trip yerim bütün gün. Eve girmem lazım hemen." Dedi Batu. Gözü hep telefondaydı. "Sen bu kızı bu kadar seviyorsun ya. Kız umarım götüne tekmeyi basmaz kanka." Dedi Samet Batu'ya. Batu'nun sinirleri bozulurken ufak bir tartışmaya girdiler.
"Al arıyor işte. Bittim ben." Dedi Batu telefona sıkıntıyla bakıp oflarken. "Geldik az kaldı." Dedi Şahin direksiyonu sola kırarken. Batu epey gergindi. Araba evin önünde durunca telefonumu çıkardım. "İso, Samet, Batu, Şahin bakın abi buraya. Anı kalsın." Dedim.
Hepimiz kameraya bakıp poz vermeye hazırlanırken Batu isyan etti. "Çabuk çeksenize. Kız iki defadır arıyor. Trip yiyeceğim." Dedi sıkıntıyla. Daha fazla durmadan çıkmak için kapıyı açtığı sırada fotoğrafı çekmiştim.
O geceden geriye kalan tek şey loş ışıkla aydınlanmış arabada Batu'nun kameraya bakmadığı bu fotoğraftı.
"Daldın gittin."
"Ooo kime diyorum."
"Şşşt! Baksana oğlum."
Batu'nun sesiyle gözlerimi komodinin üzerindeki fotoğraftan ayırıp ona diktim. "Şükür döndün hayata." Dedi Batu dalga geçerek.
"O geceyi hatırlıyor musun?" Dedim başımla fotoğrafı işaret ederek. Başını salladı. "Unutur muyum oğlum? O gece Rüya'dan yediğim tribin haddi hesabı yok." Dedi gülerek.
"Ne günlerdi. Hep beraber takılırdık. Beşimiz. Aramıza hiçbir şey giremezdi. Şimdi herkes bir tarafta." Dedim o günleri burukça anarak.
Şahin askerde şehit düşmüştü. İsmail üniversite için yurt dışına çıkıp oraya yerleşmişti. Samet de zamanla bizden kopmuştu.
"Sadece ikimiz kaldık." Dedi Batu gülümseyerek. "Bizim aramıza hiçbir şey giremedi. Ne ölüm ne mesafe ne de soğukluk." O da benim kadar o günleri özlüyordu.
Odanın içini dolduran zil sesi konuşmamızı bölerken Batu yataktaki telefonunu alıp açtı. "Efendim hayatım... Duştaydım... On dakikaya çıkacağız... Seni evden alırız... Tamam canımın içi görüşürüz." Kısa bir telefon görüşmesinin ardından telefonu kapattı.
'Ne konuştunuz?' der gibisinden başımı sallayıp göz kırptım. "Ne zaman geleceksiniz ona göre çıkayım diyor." Dedi komodinin üzerinden saatini alıp takarken.
"Ben biraz takılır giderim. Siz rahatınıza bakarsınız." Dedim sandalyeye otururken. "Saçmalama oğlum. Diğer arkadaşlarım neyse ne de Rüya seni sever biliyorsun." Dedi kalmamın sorun olmayacağını belirterek.
"Hesaplar benden o zaman." Dedim. Batu keyifle gülümsedi. "Bana bunlarla gel. Canımı ye." Onun gülümsemesine güldüm.
Batu hazır olunca evden çıktık. Arabasına bindik. O sürücü koltuğuna oturduğunda ben de arkaya oturdum. Ön koltuğu her zaman Rüya için boş bırakırdım.
Yirmi dakika sonra Rüyaların evinin önüne gelmiştik. Batu gelmeden hemen önce aradığı için dışarıda bekliyordu.
Arabaya bindi. Kapıyı kapatıp Batu'ya yaklaştı ve yanağından öptü. Onların ikisine bakıp yutkundum. İçimde bir şeyler koparken dikiz aynasından Rüya'yla göz göze geldik. Bana gülümsedi. Ben ise tepki verememiştim. Önüne dönüp Batu'yla konuşmaya başladı.
Bizim aramıza hiçbir şey giremedi. Ne ölüm ne mesafe ne de soğukluk.
Batu'nun cümlesi kafamın içinde dönerken başımı cama yasladım.
Aramıza bir kız girmişti. İkimizin de uğruna herkesi silebileceği bir kız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAK
Teen FictionAramıza bir kız girmişti. İkimizin de uğruna herkesi silebileceği bir kız... graphic by EcrinHZL