21

308 23 33
                                    

Nasılsınız, bebekler?
Sadece kitaba olan ilgiden dolayı teşekkür etmek istedik (özellikle sana, seamint712) ayrıca yorum atmanızı rica ediyoruz❤️. Bizi en çok motive eden şey sizin yorumlarınız.
İyi okumalar, sizi seviyoruz♡

LOUIS' POV.

Uzun, ince parmaklarını benim kısa parmaklarımdan geçirip boştaki eliyle masada oturanlara selam verdi. Sonra beni arkasından sürükleyerek dışarıya çıkardı. Dışarıda çiselemeye başlayan yağmur yüzünden titremiştim. Kolay üşüyen biri olmasam da en azından titrememin sebebini soğuğa bağlamak istiyordu bir yanım. Ceketini yavaşça çıkarıp benim omuzlarıma bıraktı. Soğuktan ve ağlamaktan kızarmış burnumu iki parmağının arasına sıkıştırarak sıktı. Sonra gülerek beklentiyle bakan gözlerime baktı. O söze girmeyince ben bir şeyler söyleyerek ortamı yumuşatmaya çalıştım.

"Aşk zırvalıktır başlıklı konuşmandan buraya kadar nasıl geldik, Harry?"

"Aşık olduğumu söylediğimi hatırlamıyorum. Sadece... tamam... Bana bir şeyler oluyor, adını bilmiyorum, adı var mı, ondan bile emin değilim. En ufak bir temasımızda yıllardır atmayan kalbimi hızlandırıyorsun, yıllardır alamadığım nefesleri almamı sağlıyorsun, cesetlerden başka hiçbir şey düşünmeyen aklımdan çıkmıyorsun, ölü bedenimi hayata geri döndürüyorsun. Ama aşk? O kavramın benim sözlüğümde karşılığı henüz yok. Hep dürüst oldum, hep de olacağım. Eğer dürüstlük şu an sana doğruyu söylemekse, içimdeki şey her gün güçleniyor. Bir gülüşünle bile kalbimin etrafında yayları gergin bekleyen okçular, kalbime oklarını atıyor. Nefes almam için yapılmış ciğerlerim sen etrafımda olunca görevini yerine getiriyor. Bana sorarsan aşk, nefesini bile o kişiyle almaktır. Aşık olduğun kişiye hem duvar örmek, hem de örülü duvarlarını yıktırmaktır. Çok güçlü ve geri dönülemez bir duygu aşk. Daha kendimi buna hazır hissetmesem de her bakışımda seni görüyorum, her düşüşümde senin adını sayıklıyorum ben. Bunları söylemek için doğru zaman, sarhoş haliyle Ölü Gelin'i andıran ablamın düğünü müydü bilemem, ama içimde tuttukça yayılan zehirden ikimizi de koruyamazdım söylemeseydim."

Ne diyeceğimi bilemez halde gözlerine baktım uzun süre. İlk defa ona karşı beslediğim hislerin içime akmasına izin veriyordum. Gözlerimden düşen yaşları, uyuşmuş yanaklarımda hissetmem, ancak Harry silince olmuştu.

"Ağlama, ağlaman için söylemedim. Sadece bil istedim, beni içine düşürdüğün durumu bilmeni ve cevabını vermeni istiyorum."

Ona yaklaşarak boynuna kollarımı sardım. Eğilerek beni sırtımdan kavradı. Güçlü kollarının arasında kaybolan bedenim, annemi kaybettiğimden beri ilk kez gerçekten güvende hissediyordu. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama ben sakinleşene kadar öylece bekledik. Boyun girintime arada bir kondurduğu öpücükler bana bu anın gerçekliğini sorgulatıyordu. Harry'nin burnunu çektiğini duyunca yavaşça kollarından ayrıldım. Kızarmış yeşillerini görünce beynimde şimşek çaktı. Ağlamıştı. Aslında az önce sarılmamıştık. İkimiz de birbirimizi iyileştirmiştik. Daha az endişe, daha az şüphe, daha çok neşeyle bakıyorduk birbirimize. Bakışmamızdan sonra Harry gülerek kafasını gökyüzüne çevirdi. Ben de aynı şekilde gülerek yere baktım.

"İki koca adam, içeride millet eğlenirken çıktık dışarıda ağlıyoruz. Mantıksız." Dediğim şeye gülmesini beklemiştim ama birden ciddileşti.

"İçeride millet eğlenirken dışarı çıkıp hisler beslediğin kişiyle ağlaşmak bu iki koca adamın yapabileceği en mantıklı şeydi. Hiçbir zaman herkes gibi olmadık Louis. Olmayacağız da. Sadece belki yeni bir ilişki, belki de yeni bir hayata başlayacağız. Bu bizi daha az biz yapmaz. Kimseye benzemeyeceğiz Louis. Eğer benimle bir ilişkiyi denemek-" Çok konuşuyordu bu adam.

You & IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin