Magnus duştan çıktıktan sonra Alec duşa girmişti ve Magnus üstünü giyip salona yerleşmişti.
"Sıcak!" Deyip klimayı açtı ve derin bir nefes çekti. Bedeni yenilenmiş gibi hissediyordu.
O sırada evin kapısının açıldığını hissetti ve içeriye Raphael giriş yaptı.
"Ben döndüm. Alec gitti mi?"
"Hayır, duşta şu an."
"Yüzünde tarifi imkansız bir gülümseme var, sanırım ben yokken bir şeyler yolunda gitmiş."
"Evet, baya yolunda gitti hem de." Deyip saçını geriye atmıştı Magnus. "Çok iyi hissediyorum."
"Belli oluyor." Deyip Magnus'un yanına oturdu Raphael. "Senin yüzünden elektrik faturam iki kat fazla geldi. Açma şu klimaları."
"Ben ödeyeceğim dedim sana."
"Paranla beni satın almaya çalışıyorsun resmen ve işe de yarıyor." Deyip gülmüştü Raphael. "Şu Jace denen herif Chris'e musallat olacak gibi duruyor. Sabaha kadar kapısından ayrılmadı."
"Jace manyağın teki çünkü." Deyip sinirle yumruğunu sıktı Magnus. Onun adını duymak bile zihninde anksiyözlere neden oluyordu ve strese giriyordu. "Dün de özür dilemek için beni aradı. Kesin kabul ederim ya ben de onun özürünü!"
"Tek tek herkesi deniyor demek ki. Sırada Alec var o zaman."
"Ondan uzak dursun." Deyip gözlerini büyüterek Raphael'e baktı Magnus. "Onu zor buldum zaten, bir daha ellerimden kayıp gitmesine izin vermeyeceğim."
"Alec'in ellerinden kayıp gideceğini mi düşünüyorsun cidden?" Demişti Raphael biraz üzüntü dolu bir sesle. Magnus'un bu kadar stresli olmasının nedenini şimdi daha iyi anlıyordu.
"Neyi sevsem bir şekilde ellerimden kayıp gittiği düşünülürse Alec'in gitmeyeceğine olan inancım kırılıyor. Ya onu üzecek bir şey yaparsam? Ya bir şeyler ters giderse ve benden soğursa? Ya eski defterleri açmayı istemeyip bir şekilde yanlışlıkla bunlara açarak onu üzersem ve kendindem uzaklaştırırsam? Bu düşünceler bana, yapmayı istemeyeceğim şeyler yaptıracak gibi. Onun sevgisi ve ilgisini kazanmak için olmadığım bir kişiliğe dönüşüp onun her isteğini yapacak gibiyim ve bu beni çok korkutuyor. Sanki... sanki sahibinden ödül bekleyen küçük bir köpek gibiyim ve Alec başımı okşadığı ölçüde her şeyi yapabilirmişim gibi hissediyorum."
"Magnus bak... endişeni anlıyorum." Deyip Magnus'un elini tuttu Raphael. "Aynı yollardan ben de geçtim. Ama Alec senin bu tavrını suistimal edecek bir insan değil. Tamam, bazen ona çok kızıyorum ama bazı konularda hakkını vermem gerekiyor. Hata yapıyor ama hatasını çok çabuk fark ediyor ve telafi de ediyor. Senin için en iyisini yapacaktır her zaman, bu konuda endişe etme. Ayrıca sen kendini ezdiren, her şeye evet diyen bir insan da değilsin. Bu konuda kendini kötü hissetme."
Magnus başını tamam dercesine salladığında Raphael ona sıkı sıkıya sarılmıştı.
Alec ise duştan çıkmış, Magnus'un yanına dönecekken şahit olmuştu bu konuşmaya. İçten içe kendine sinirlenmiş, kendini suçlamıştı.
Magnus'a böyle hissettirmeye hakkı yoktu.
....
Raphael kahvaltı hazırlama işine giriştiğinde Magnus da odasına dönmüştü. Bunu yaptığında Alec'i yatakta düşünceli bir halde otururken bulmuştu.
"Sorun ne Alec? Yorgun musun?"
"Raphael ile konuşmana şahit oldum az önce." Deyip yüzünü önüne eğdi Alec. "Cidden... özür dilerim. Öyle düşünmene neden olduğum için."
"Alec..."
"Dün bizim ilk gecemizdi, yani gerçekten duygulu olduğumuz ilk geceydi ve ben bunu kıskançlık yüzünden mahvedecektim."
"Ben... onu takmadım bile." Demişti biraz yalan söyleyerek. Aslında o an düşünmeden cevap vermişti ve sabah da pişman olmuştu. Yine de Alec'e bunu söylemek şu an iyi olmazdı.
"Takmış olduğun için Raphael ile bu konuşmayı yaptın. Bak Magnus, benim sana vermek istediğim tek şey sevgim, sana gerginlik ya da stres yüklemek istemiyorum. Dün... duygularım çok yoğundu. Çok kıskanç olduğumu sana daha önce de söylemiştim ama... ilk kez gösterme fırsatım oldu. Bu seni rahatsız ettiyse beni affet ama ben kendime bu konuda engel olamam. Bu konuda üzgünüm."
Magnus onun yanına ilerleyip yanına oturmuş ve ellerini tutmuştu.
"O konuda haklıydın, senin yanında asla açmamam gereken bir konuyu açtım ve bunun farkındayım. Ama düşün ki ben senden aylarca eski sevgilini dinledim. Yakınlaştığın Chris ile şu an arkadaşsın ve ben buna karışmıyorum. Bunları ben yapıyorken senin de bu konuda bana aynı şekilde saygılı olmanı bekliyorum senden."
"Aynısını sen yapsan ben kafayı yerdim." Dedi Alec hızlıca bir itirafta bulunarak. "Ama ikimizin karakteri farklı, takıldığı şeyler farklı. Bu yüzden senden tek ricam eğer ben bu konulara çok takılırsam zorunda hissettiğin için bir şeyleri kabul etmemen. Karşı çık, gerekirse tartışalım ama orta yolu bulalım tamam mı?"
"Tamam, öyle yapacağım. Ama sana söylemem gereken önemli bir şey var. Beni sakın eski sevgilin ile karıştırma. Yani sinirlenir, benden ayrılırsan geri dönmeyi deneme çünkü işe yaramaz. Çünkü eğer bir şey bitmişse bitmiştir. Beni ayrılık ile sınama çünkü ben yalnızlığı çok iyi biliyorum, yalnız kalmaktan da korkum olmaz."
"Bu şekilde şart koşmak zorunda mıydın?"
"Şart koşmadım, fikrimi söyledim. İtiraf edeyim, eski sevgilin başka birisi ile yatmış ya da yatacak olmuş ya, onu bıraktığın için en az onun kadar sen de suçlusun. Tüm suçu ona atamazsın. Ama o da başkasının kollarına atlamak için zaman kollamış gibi. Ama ayrılmışsanız onun ya da senin kiminle olacağına sadece insanın kendisi karar verir."
"Sen... ayrılmış olsak aynısını mı yapardın yani?" Demişti Alec kırılmış bir sesle. "Gidip anında bir kadının kucağına mı atardın kendini?"
"O anki ruh halime bağlı. Sana asla dönmeyeceğimi düşünüp bunu yapabilirdim. Ya da kendimi kötü hissederim diye düşünüp bunu yapmazdım. Kesin bir şey diyemem Alec."
Alec ellerini geriye çekip üzgün bir yüzle yatağa uzanmıştı. Magnus ona beklediği cevabı vermemişti ve Alec bu yüzden kırgındı.
"Seni kırmak istemezdim Alec."
"Ben de seni kırdım defalarca. Ayrıca kendini anlatman beni kırdıysa bu yine benim sorunumdur." Deyip Magnus'u bileğinden çekerek kucağına uzanmasını sağlamıştı Alec. "Senin için elimden gelen her çabayı göstereceğim. Sen benim için çok çaba sarf ettin ve sarf etmeye de devam ediyorsun. Ben de aynılarını yapacağım."
Alec bunu dediğinde Magnus istemsizce gülümsedi.
"Sen böyle söylersen ben dayanamam ve seni öperim." Deyip onun dudaklarına bir öpücük bırakmıştı. İkisi bir süre hiçbir şey konuşmadan öylece yatakta yattılar.
En azından ikisi de kendileri için sorun olacak şeylerden biri nebze de olsun bahsetmişlerdi. Magnus ona koşulsuz evet demeyeceğini fark etmiş, Alec de bir şeyler konusunda kendini frenlemek zorunda olduğunu hissetmişti.
Teoride her şey mükemmel gözüküyordu ama pratikte neler olacağını zaman gösterecekti.
....
Okuyup görelim bakalım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends(?)
FanfictionAlec üniversitenin okçuluk kulübünün kantininde, dans kulübünden Magnus adında birisi ile tanışır. Ve ikisi de ne olduğunu anlamamışken kendilerini boş bir kulüp odasında sevişirken bulurlar. Sıradan bir hikaye gibi başlayıp ilerleyen zamanlarda geç...