10/Sarılmak

305 27 24
                                    

🪐

Yıldızı parlatalım⭐

Odama gider gitmez yatağa oturup günlüğümü açtım. İlk sayfa yılın ilk günü değil de Haziran ayının ortalarında yazılmıştı.
Okulların açılacağı zamana kadar her zamanki monoton hayatımı yazmıştım.
Okulun açılacağı günden bir önceki gece yazdığım şeyi okumaya başladım.

Sevgili defter merhaba;
Ne kadar yalnız ve mutsuz hissediyorum bir bilsen. Ne kadar umutsuzum bir bilsen emin ol bana acırdın. Bugün halamlar evine döndü. Çok üzüldüm. Zaten hiçbir şey istediğim gibi değil. Bir de onlar gidince mutsuzluğum kat be kat arttı. Halamın gözünün içine 'Bir gün daha kalsanız' diye yalvarırcasına baktığımdan bu yana ,çok değil, iki buçuk üç saat geçmişti. Ben de insanları zorda bırakmayı istemem elbette. Fakat içimdeki mutsuzluk beni küçük bir çocuğun davranışlarına benzer hareketler sergilemeye itiyor. Böyle dediysem de yanlış anlama. Çocuk değilim ben. Hiç olmadım ki. Hiç şımarıkça davranışlarım olmadı mesela. Hem çocukluk çaresizlik değil midir? Babanın seni sevmediğini işinin yoğunluğuna bağlamak değil midir çocukluk? Bazen kendime şunu soruyorum 'herkes birbirini sevecek diye bir kural mı var?'. Ne kadar umursamazca bir cümle. Halbuki ben babamı önemsiyorum. Onun aksine. Ama o bunu görmüyor, göremiyor ya da görmek istemiyor. Halbuki ben bayram öncesi 'Allah'ım lütfen bu bayramda gelip bana sarılsın, başka hiçbir şey istemem yemin ederim ki istemem.' diye dua etmiş bir kızdım. Aslında on üç yaşıma kadar bayramlaşırdık. On dörtten sonra bir şeylerin farkına varmaya başladım. Ondan sonra da yılda bir sarıldığımız gün de gitti elimden.
Neyse hoşça kal.

Aynı. O zaman da her şey aynıymış. Hemen diğer sayfalara geçtim ve belki hafızamda bir şeyler canlanır umuduyla dikkatlice okumaya başladım...

Merhaba. Onuncu Bölümdeyiz. Tam ON bölüm. Oy vermeyi unutmayın lütfen.
Kitap sizler için de iyi gidiyordur umarım.
Bu arada okuyan üç beş kişi için yazıyorum.
Kendinize iyi bakın. Hoşça kalın.

🌸🪐🤍

DefterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin