Hemen gözlerimi kaçırıp kafamı şömineye doğru çevirdim. Göz ucuyla Duncan'a baktığımdaysa hafifçe gülümsediğini gördüm. Elini tekrar elimin üstüne koydu ve yine hafifçe sıkarak, "Cesaretle aptallık arasındaki çizgi çok incedir Eva. Aptallık yaptığını anladığın an, iş işten geçmiştir ve bugün Victoria ile olanlar..."
Derin bir çekti ve "Senin ki aptallıktı Eva." dedi.
Yüzümü buruşturarak, "Kendimi korumaya çalışıyordum." diye karşı çıktım.
"Bırak bunu biz yapalım."
Tamamen içgüdüsel olarak kendimi korumaya çalışmıştım ve Duncan, şu an bu konudaki cesaretimi kırıyordu. Elimde kalan son şey ise küstahlıktı. "Benim olduğum yerden, kimse pek bir şey yapabilirmiş gibi görünmüyordu."
"Aleksev, hemen arkanızdaydı Eva."
Kaşlarım hayretle havaya kalktı. "Arkamızda mıydı?"
Şaşkın ifadem sonunda keyfini yerine yetirmiş gibiydi. Dudakları seğirdi ve "Benim size yaklaşmam, Victoria'nın dikkatini dağıtmak içindi." diye cevap verdi.
Omuzlarımı silkip, "Bunu bilemezdim." dedim.
Sonra ona bakıp sırıttığımı fark ettim, küstahça konuşmalarından birini duymayı bekliyordum. Ancak Duncan doğrularak kalkıp, pencereye doğru gitti ve dışarı bakmaya başladı. Arkasından gidip pencere önündeki sedire oturdum ve bende dışındaki manzarayı seyretmeye başladım.
"Ona ne olacak Duncan?" diye sorarken sesimde derin bir keder vardı. Yaptığı şey karşısında bu kadar ağır bir caza alması gerektiğini düşünmüyordum.
"Zor bir gün ve gece geçirecek. Yarın kabul salonunda cezasını çekip, milis hapishanesine gönderilecek." dedi duygusuz bir sesle.
"Zor bir gün ve gece geçirecek demekle ne demek istedin?" diye sordum ve nefesimi tutup bir cevap vermesini bekledim.
Ancak bana yandan ters bir bakış atıp sorumu yanıtlamamayı seçti.
"Ona işkencemi yapacaklar Duncan?" Uzanıp sıkıca kolunu tuttum. Bunu yapmıyor olmalarını ümit ediyordum. Ancak o an bile elbette bunun sadece boşa bir umut olduğunu biliyordum.
Duncan ise cevap vermeden dışarıya bakmaya devam etti
"Yarın zaten ölümden beter bir geleceğe adım atacak. Neden son gecesinde rahat bırakmıyorlar? Bu baştan sona çok yanlış? Bunu hak edecek bir şey yapmadı."
"Yanlış olan onun yaptığıydı Eva! Benden ona acımamı, ya da merhamet duymamı falan bekleme. Çünkü şu an ben de orda olup ona yapılanlara katkıda bulunmak için can atıyorum."
Kolundaki elimi hızla çekerek kollarımı kendime doladım ve ayağa kalkıp odanın içinde ileri geri dolanmaya başladım.
Sonra bir anda durup, "Onu görmek istiyorum." dedim kararlı ve kendimden emin bir sesle. İster inatçı ve dik kafalı olduğumu düşünsün, isterse de şımarıkça bir istek... Umurumda değildi.
Bana bakmaya gerek bile görmeden, "Bu mümkün değil." diye cevap verdi taviz vermez bir ses tonuyla.
Duruşumu dikleştirdim. "Onu göreceğim Duncan. İster yardım et, ister etme." deyip kapıya doğru yöneldim. Yardımı olsa da olmasa da dediğimi yapacaktım.
Kolumdan sertçe tutarak beni durdurdu. Kafamı ona doğru çevirip kararlılıkla gözlerinin içine baktım. Bir süre dikkatle yüzümü inceledi ve en sonunda yenilmiş gibi omuzlarını düşürerek kafasını tamam der gibi salladı.
"Sana bir görüşme ayarlayacağım ama bana bunun için bir yarım saat vermen gerek."
Gülümsememek için dudaklarımı ısırmam gerekmişti. "Tamam." deyip, gidip dinlenme koltuğuna oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVA +18 (Avesta Serisi 1. Kitap)
FantasyKitap +18 içeriklidir ve yetişkinler içindir. Ölümsüzlerin hâkim olduğu acımasız Avesta topraklarında, insanların çok fazla seçeneği yoktu. Ya açlık ve sefalet içinde yaşayacaklardı, ya da özgürlüklerinden vazgeçip köle olmak zorundalardı. Bu yeni d...