Part 1

1 0 0
                                    

Alnından dökülen terle birlikte kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. Güneş yoktu ve yağmur yağacak gibiydi. Başı dönüyordu ve ateşi vardı fakat bahçede çalışmaya devam etmesi gerekiyordu. Tişörtünün altında kalan kolyesini çıkardı ve kapağını açarak ilk önce sağ tarafta duran ailesinin fotoğrafına baktı. 4 sene önce çekilmişti. Annesi ve babası gülerek kameraya bakıyordu. O ise fotoğrafçının kafasındaki tuhaf şapkaya odaklanmıştı. O zamanlar 4 yaşında olan kardeşi ise sıkılmışçasına annesinin uzun eteğini tutuyordu. Ufak bir tebessümle kolyesinin sol tarafında olan saate baktı. Dörde yirmi vardı. Akşam yemeği ise 6'da hazır olacaktı. Biraz dinlenmeye karar verdi ve yere, duvarın önüne oturdu. Derme çatma evine bomboş bir şekilde bakarken yanına birinin oturmasıyla kafasını çevirdi. Tanıdık sima karşısında tekrar başını döndürüyordu ki alnına konulan elle birlikte kumral saçlı arkadaşına bakmak zorunda kaldı.
- Ateşin var.
Kaşlarını kaldırıp alay ederek gerçekten mi diye sordu kız. Arkadaşı sesli bir şekilde iç çekince kız ne olduğunu sordu. "İki tavuğumuz daha ölmüş, bu haftaki beşinci." diye cevap verdi ela gözlerini sıkıntıyla etrafta gezdirerek. Durumları Isabella kadar kötü olmasa da Lucas'ın da durumu iyi değildi. Isabella'nın "Bugün pazar olmalı. Etrafta atılan kutu varsa belki kümesteki deliği kapatabiliriz." demesi üzerine Lucas kafasını sallayarak ayağa kalktı. "Sana da ilaç alırım Bel. Yorma kendini." dedi Lucas ama zaten Isabella'nın hali yoktu. Havanın gri olması da keyfini epey bozmuştu. Lucas'ın güneşte yanmış esmer boynundan gözlerini ayırarak tekrar evine baktı. Hayatında sevdiği az şey vardı: Ailesi, Lucas, güneşli hava ve yemek. Fakat fakir olduğu için yemek yiyemediği yetmiyormuş gibi bir de üstüne yaşadığı yer güneş almıyordu. "Sanırım benim hayatımdaki tek ışık Lucas'ın ela gözleri." diye geçirdi içinden ve Lucas'ı düşünmeye başladı. Kendini bildi bileli Lucas yanındaydı. Kendinden 2 yaş büyüktü. Geçen ay Lucas 16 yaşına girmişti. Bugün de Bella'nın 14. yaş günüydü. Susayınca yanındaki nehirden su içmeye gitti. Daha sonra sudaki yansımasına baktı. Sağlıklı beslenmediği belli olan kemikli yüzü ve incecik vücudu vardı. Kahverengi dalgalı saçları omuzlarının biraz altındaydı. Kahkülleri ise kahverengi gözlerine ulaşmıştı. Eliyle suya dokununca dağılan yansımasına "Doğum günün kutlu olsun Bella." dedi. Herkes ona Bella derdi. Lucas hariç. Çünkü üşengeçti ve Bel demek daha kısaydı. Bella tekrar oturduğu yere geri döndü ve beş dakika kestirmeye karar verdi.


Merhaba. Her gün yazmaya çalışacağım. İlerisi için güzel planlarım var. Umarım yanımda olursunuz:)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Savaş ve İhanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin