13.bölüm

146 24 4
                                    


Medyada denizin elbisesi...

İstemsizce oluşan içimdeki boş duygu olaylara boş bakmam için özel olarak tasarlanmış gibiydi .bir an sadece sessizlik,karanlık ,müzik,kitap ve yalnızlık kokan bir oda hayal ettim.sizi dünynın zirvesine koyan kuyunun dibimdeki mahzende bir oda.sessizliğin terapi,yalnızlığın duygu olduğu bir oda.içindeki minik ego yığınını tatmin ederken kendini alçaltacağın duygusuzlukla mücadele ederken aslında en büyük  duygunun duygusuzluk olduğunu  fark edeceğin bir oda.bu niteliklerin hepsini taşıyan bir yer olsaydı,oda demek yetersiz kalırdı çünkü orası odadan fazla senin sen olduğun yer olurdu.tabii eğer olsaydı.

karnmdaki  uyku kırıntıları aç bir çocuk gibi uyku diye bağırıyordu. işin ilginç yanı ise bu uyku isteğinin uyurken gerçekleşmesiydi.kapı zili içimdeki açları susturup kendini uyanmaya bıraktı.korayın aşğıda uyuduğunu biliyordum.o olamazdı.ısrarcı zil tekrar çaldı sonra ses kesildi.bol pijamalarım,dağınık topuzum ve uykulu gözlerimle tamda kapıyı açmaya müsaittim!!!salına salına yataktan kalktım.şu kocaman bir okadar da küçük evde salına salına aşğı indim.ben kapıya doğru kuşkulu ve korkak adımlarla ilerlerken yanıma saçları dağınık  altında eşofmanla bir koray geldi.onun da uykusu benim ki kadar açılmamış bir kapı gibiydi.aynı hizada yürüyüp kapıya baktık.koray kapıya bakarken ben saçlarımı karıştırıyordum.karşımda en beklemeyeceğim isim duuyordu.meriç.şaşkınca ona bakarken oda aynı şaşkınlıkla bize bakıyordu.çocukluk arkadaşım ve ben.ne kadar şirin gözüktüğü veya  ne kadar aptalca olduğu umrumda bile değildi.sadece Mecburiyetti.Zorunluluktu...

meriç kaşlarını kaldırırken korayın biraz sinirli olduğunu gördüm.meriç sonunda konuşmak için atıldı.sonunda.

"Denizin benimle gelmesi gereken bir  yer var ."kapıya biraz daha yaklaştığında gözleri beni buldu.tekrar konuştu

"Daha önce söylediimi hatırlıyorum"bu sfer  koray bir bana bir de meriç´e sinirlice  bakıyordu.meriçe söylemediğini hatırlatır gibi baktım.Bu sefer sessizliği bozan koray oldu

"Denizin bu saatte tanımadığı biriyle dışarı çıkmasına izin vermemi mi bekliyorsun?"bunu söylerken her tonda ayrı vurgu yapıyordu meriç de aynı tonda emin bir şekilde konuştu

"Birincisi senden izin isteyen olmadı.İkinciside Denizin beni tanımadığı konusunda emin olma"diyerek küçük imâda bir uyarıda bulundu.koray yine şaşkınca bakrken ben kpının arkasından onları izliyordum.Bu sefer konuşma sırası bendeydi bende koraya  ithafen kaşlarımı diktim ve ellerimi kucağıma doladımhadi bakalım koray bey,bu benim oyunum.

"sana emanet edilmiş  olmam sana  benim hakkımda karar verme hakkını tanımıyor."diyerek söylendim.Fakat o aynı ciddiyetle içimdeki merakı körüklüyordu.Koray'a tekrar'bana karışma bakışlarımı gönderirken neden iki saattir sadece baktığım aklıma geldi yavaş adımlarla yukarı merdivenleri çıkmadan meriç'e göz kırptım.Uyuşuk adımlarla odama ilerlerken göz ucumdan meriç'koraya alaycı bir gülümsemeyle bakıp aeabasına yaslandığını gorebiliyordum.Meriç onu içeri davet etme zahmetine bile girmemişti.

Oraya gidecektim.nereye gidecek olduğumu bilmemem beim tuhaf karakterimi destekler nitelikte maddelerdi.odama  çıktığımda en iddialı elbisemi giyinmeye karar verdim.bordo,pileli bir elbise ve ayakkabılarımı giyindim.saçımı düzleştirdim ve kırmızı rujumu sürdüm.biraz fazla oldu galiba.meriçe bir anda neden bu kadar güvendiğimi bilmiyordum ama içimden sadece öyle geliyordu.içimden geldiği gibi davranmak benim yaşam felsefemin top 10 listesine girecek kadar değerli bir kânundu.

Kedimi bir an evrim geçirmiş kızların güzel oldukları gecede yürürkenki psikolojisinde hissettim.sadece hisstettim.aşağı minik adımlarla indiğimde koray'ın sinirli bakışları bir beni bir de eteğimi buluyordu.meriç ise alaycılığina umursamazlık ekleyerek yaslandığı arabadan doğruldu.koray ın  omzuna çarpmamaya dikkat ederek yanından geçtim .koray oldukça sert ve karanlık sesiyle 

"geç kalma"diye çıkıştı.suratına bakmadan meriç ile arabaya bindik.koray gitmenizi bekledikten sonra kapıyı kapattı.zaten sonra meriç gazı kökledi.ona uyarı dolu gözlerle bakarken yavaş yavaş ve hissettirmeden hızını düşürüyordu.arabanın camından yansımama bakrken tek düşündüğüm koray ve ani anlam dolu çıkışıydı.asıl sorun o anlamı bulamamak düşündükçe daha da bilinmezliğe  girmem için olldukça yeterli bir sebepti.meriç aniden fren yaptığında oldukça küçük ve kalabalık  bir yere geldik .loş ışık yüksek ses ve dans eden insanlarla dolu#yeraltıdünyası#oldukça samimiyetsiz görünüyordu.meriç daha yakınıma geldi ve kötü çocuk havalarını takıldı beni kocaman boş bir köşeye oturttu ve birazdan geleceini söyledi.bir süre sıkılarak oturdum önüme küçük bir bardakta kivi suyu geldi içinde alkol olmamasını  umarak sık sık küçük yudumlarla bardakla oyalandım.iş sıkılma derecesini aştığında etrafımı inceledim.beş kişi bu masaya yaklaştığında aralarında meriç i göremedim.gelen kişiler benden bir ya da iki yaş büyük görünüyordu.üç kişi sağıma iki kişi de soluma oturunca şaşırdım .bir tanesi daha da yaklaşınca ayağa kalkmak için girişimde bulundum .yavaşça kalkarken arkamda kilerden biri bileğimden tutup beni oturttu.masanın üstünde ki gölgeyi görene kadar herşey oldukça tehlikeliydi.

Bölümler biraz kısa ama...okuyanlar en azından vote ve yorum yapabilir misiniz....

BudalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin