Theon tüm gün boyunca etrafta Kemal'i aradı. Kendisi şüpheliydi ve gözetim altında böylece ortadan kaybolması oldukça dikkat çekiciydi. Başına bir şey gelecek korkusuyla Theon Kemal'in yokluğunu kimseye söylemedi. Ne kadar kabul etmek istemese de Kemal'i önemsiyor ve umursuyordu. Okuduğu her kitapta aklına geliyor, içtiği her rakıda onu anıyordu. Kafa dinlemek için ormana çıktığında gecenin sessizliği ve ıssızlığı ile nereye adım attığını bilemez hâle gelmişti ama yine de nereye gittiğini bilmediği yoldan yürümeye devam ediyordu.
Gecenin bu ıssızlığı dahi bana onu hatırlatıyor. Gereksiz mi endişeleniyorum? Bu yaptıkları onun Al Sancak olduğu anlamına gelir ve benim bunu üstlerime bildirmem gerek. Babam da çok sevinirdi bu duruma. Oğlunun Al Sancak gibi birini bulmasına. Peki ya Al Sancak gerçekten Ali Kemalse,
Diye düşündü Theon gökyüzündeki ay'a bakarak.
Ve ben söylemek istemiyorsam?
Derin düşüncelerini, az ötedeki gölden gelen ses böldü. Oraya doğru yol alırken sesler gelmeye devam ediyordu. Otluk alandan çıkmış, görüşü netleşmişken ağaç altında oturup göl'e taş atan Kemal'i gördü. Kemal'i görmek içini rahatlatmışken ona doğru ilerledi.
"Ali Kemal."
"Her yerdesiniz Yüzbaşı." Dedi Kemal başını Theon'a çevirerek. Theon, Kemal'in yanına oturarak konuşmaya devam etti.
"Tüm gün seni aradım, neredeydin ya Ali Kemal?"
"Buradaydım, canım sıkkın olduğunda buraya gelirim hep."
Theon, Kemal gibi bakışlarını ay ışığının vurduğu göl'e çevirdi. Yanındaki ufak çakıl taşlarını eline alarak tane tane o da göl'e atmaya başladı.
"Beni görmeden iki saniye duramıyorsunuz Theon Konstantaras."
"Çok mütevazisin Ali Kemal. Elimde olsa seninle aynı havayı dahi solumam."
"Aslına bakarsanız bu sizin elinizde." Dedi Kemal bakışlarını Theon'a çevirerek. "Kendinizi bir yerden aşağı atın."
"Seninle iki saniye konuşmak bile canımı sıkmaya yetti."
"Burası gizli bir yer benim için, canım sıkkın olduğunda ya da yalnız kalmak istediğimde gelirim buraya. Tek siz biliyorsunuz, aramızda kalırsa müteşekkir olurum."
Başını sallayarak onay verdi Theon Kemal'in bu sözlerine karşı.
"O da mı bilmiyor?"
"Kim?"
"Tahir."
"Hayır."
"Anladım öyleyse."
"Neden?" Diye sordu Kemal.
"Yakın arkadaşsınız diye duydum, o yüzden." Dedi Theon ayağa kalkıp. "Yarın akşam nişanım var, onun hazırlıkları ile ilgileneceğim. Seni de görmek istediğimi unutma."
"Kalsın." Dedi soğuk bir ses tonuyla göl'e taş atmaya devam ederken. "Toplu alanları sevmem, sana ve eşine mutluluklar."
Theon başını teşekkür edermişcesine salladı. Yavaş adımlarla geldiği yoldan döndü ormanın içine doğru. Ertesi gün, sabah olduğunda Tahir'in babasının dükkanında buluştular.
"Nasıl geçti Kemal? Anlat merak ettirme adamı ha."
"Anlatacağım oğlum, sakin olun az."
Ali çayları koyarken bir yandan da onları dinliyordu, koymayı bitirdikten sonra yanlarına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlat ya Kemal. (Boy X Boy)
RomanceAl Sancak nihayetinde ölmüştü. Hayır, Al Sancak halkın arasında neden olduğu ölümü acımasızca izliyordu. Yüzünde hiçbir tepki yoktu, ne acı ne de merhamet. Tetiği Kemal çekmese de Petros'u öldüren oydu. Bu ilk cinayetiydi, belki de son olmayacaktı...