Chris bizi her gördüğünde resmen morarıyordu. Artık ortak derslerde Benjamin ile oturuyordum ve her saniye bakışlarını hissediyordum. Not alırken, Benjamin'e silgi verirken, yemek yerken. Ama ne zaman Benjamin'in söylediği bir şeye gülsem onun masasından bir gıcırtı yükseliyordu. Sandalye ya da masanın zeminde bıraktığı o ses yankılanıyordu etrafta ve sınıftaki herkes ona bakıyordu. O ise Benjamin'i böldüğü için keyifli biçimde arkasına yaslanıyor, gözlerini benden bir an bile ayırmıyordu.İki gün sonra Benjamin'in tamamen haklı olduğunu kabul etmek zorunda kaldım. Chris gerçekten konu Benjamin olunca bir anda deliriyordu. Bunu yüz metre öteden bile belli ediyordu üstelik.
Benim varlığımı Benjamin yokken tamamen görmezden gelirken, Benjamin olduğunda kıskançlığını saklamaya tenezzül etmiyordu. Belki de Benjamin'e aşıktı... belki de olayı götümüzden anlamıştık yine. Olur mu? Olur.
Oyun günü geldiğinde ve Benjamin ile beraber her zamanki yere gittiğimizde - özellikle biraz geç gitmiştik ki Chris bizi görünce oyundan vazgeçmesin diye - Chris çoktan yerine kurulmuştu. Tam karşısındaki yer boştu sadece.
Herkesin bana bakışlarını görmezden geldim, geçen haftaki Chris'in beni öpüşünü düşünüyor olmalılardı. Dün gece ben de haddinden fazla düşünmüştüm.
Muhteşem, degaje yaka, askılı, mini, koyu yeşil, saten bir elbise giymiştim. Saçlarımı toplamıştım ve makyaj yapmıştım. Benjamin beni gördüğünde resmen gözleriyle yemişti ve bir tanrıçaya benzediğimi söylemişti.
Şimdi de Chris her bir santimimi uzun uzun inceliyordu. Topuklu sandaletlerimin bileklerimi sarışını, bacak kaslarımın yürürkenki hareketini, elbisemin mavi ışık altında siyah gibi duruşunu, omuzlarımı, yüzümü.
Gözlerinde yine o alevi gördüm.
Yerimize ulaştığımızda Benjamin durup oturmama yardım etti ve soluma çöktü. Böylece kartları ben çekecektim.
Elizabeth ellerini çırptı heyecanla ve elindeki kumandayla şarkıyı değiştirdi. "Hadi, hadi, hadi." Dedi. "Bugün harika olacak hissediyorum." Gözleri biz ve Chris arasında dolaştı. Dönüp Elizabeth'e gülümsedim. İlk kartı o çekti. Sıra bize gelene kadar Elizabeth'den sonra iki çift vardı.
Dönüp Benjamin'e baktım ben de. Beni izliyordu. Demiştim, diye oynattı dudaklarını. Dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için.
Chris ilk vahşilik belirtisini gösterdi ve ilk shotını şimdiden içip bardağı masayı sallayacak kadar şiddetle masaya koydu. Kartı çeken ikinci kişinin eli havada kaldı ve herkesin gözleri üzerimizde dolaştı.
Oyun birkaç saniye sonra devam ettiğinde Benjamin'in kulağına eğildim. "Haklı olmandan nefret ediyorum."
"Biliyorum," dedi sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shot | chris evans
Fanfictionwhy can't i find no one like you? #1 steverogers - 21.08.21