"Bir tabak daha vereyim mi Hoseok?" Dedi Jimin. "Hayır doydum." Akşam Yoongi ile birlikte onlara gelmiştik. Şu an hepimiz masada oturmuş yemek yiyorduk. "Emin misin? Daha yemek var. İstediğin kadar yiyebilirsin." Tuhaf hissettiriyordu. Bu yüzden de kendimi şişman biri olarak görüyordum. "Teşekkür ederim ama daha yiyecek yerim yok."
Yoongi ve Jungkook ise sohbete daldığı için bizi duymuyordu. "Siz salona geçin. Biz de kahveleri hazırlayalım." Dedi Jimin konuşan ikiliye. Onlar içeri girdikten sonra masayı Jimin'le topladım. "Karnın belli olmaya başlamış sanki." Aslında çok belli olmuyordu. Hatta hiç olmuyordu. Dikkatli bakınca anlaşılıyordu ama işte günden güne daha çok belirginleşiyordu.
"Onun sayesinde sürekli yiyip duruyorum. Yakında tüm ülkeyi yiyeceğim. Karnım kafamı geçecek." Tamam belki birazcık abartıyordum. Karnımda hafif bir belirginlik vardı. Azıcıkta kilo almıştım. "Gelecekte nasıl bir aile olacağınızın hayalini kuruyor musun?"
"Evet kuruyorum. Dalıp gidiyorum sürekli. Sonra da Yoongi aklımın neyi kurcaladığını öğrenmeye çalışıyor." Ben tabakları yerleştirirken o da kahve malzemelerini çıkarmıştı. "Geçen gün ailenin yanına gitmiştin. Nasıl geçti? Ailen ne tepki verdi?"
"Sevindiler. Tebrik ettiler." Zaten başka ne yapacaklardı ki? "Bu kadar mı?" O bile şaşırmıştı. "Bu kadar." Kahveleri bardaklara döküp tepsiye koydu. "Ben içeridekilere verip geliyorum." Üç bardak kahve yapmıştı. Bana ise taze sıkılmış portakal suyu vermişti. Bununla da idare edebilirdim.
"Doktor kontrollerine gidiyor musun?" Dedi. "Evet. Daha 2 gün önce gittim." Bayıldığım günden beri Yoongi doktor kontrollerine gitmem gerektiğini söyleyip durmuştu. Ben de mecburen onu dinlemiştim. "Cinsiyeti belli oldu mu?" Başımı iki yana salladım. "Doktor sonra ki kontroller de belli olabileceğini söyledi." Benim için cinsiyet önemli değildi. Sağlıklı olması tek dileğimdi.
"Yoongi hyung ile nasıl tanıştınız? Anlatsana." Tepsiyi tezgaha bırakarak kahvesini eline aldı. "Anlatılacak özel bir şey yok Jimin." Yanıma gelir gelmez evlenme teklifi ettiğini söylesem fazla tuhaf olmaz mıydı? "O zaman ben Jungkook'la nasıl tanıştığımızı anlatsam olur mu?"
"Olur." Bizimkinden daha iyi olduğuna emindim. Daha normaldir mesela. "Aslında çok klasik bir tanışmaydı. Üstüme kahve dökmüştü. Ben de o gün biraz sinirli olduğum için onu dinlemeden üzerine atlamıştım. Son anda ayırmışlardı. Yoksa yüzü tırnak izlerimle dolu olacaktı." Kendi kendine gülümsedi.
Sonra da olayların nasıl geliştiğini anlatmıştı.
...........
"Ya Yoongi ben uyumak istemiyorum." Yeni bir dizi başlamıştı ve ben haftalardır onu izliyordum. Konusu beni kendine bağlamıştı. Bırakamıyordum. Sürekli onu izlediğim içinde Yoongi şikayet edip duruyordu. "Saat 10 oldu Hoseok. Artık uyumalısın." Dudaklarımı büzerek ona baktım. Bu hareketime dayanamıyordu. "Hayır bakmıyorum. İstediğini yaptıramayacaksım."
Elleriyle gözlerini kapatırken ben de televizyona döndüm. "Sen istersen yat. Ben dizi bitince gelirim." Kaşlarını çattı. "Geçen hafta da gelirim demiştin ama koltukta uyuyakalmıştın." Evet öyle bir hata olmuştu. Sabahta bir güzel azar yemiştim.
"O zaman koltuğu açalım. Bugün burada yatalım." Bu güzel teklife hayır diyeceğini biliyordum ama masum bir ifade ile ona baktığım için hayır demeyecekti. "Rahat edemezsiniz."
"Ederiz! Yeter ki burada yatalım!" Yoongi ile konuşurken diziyi kaçırıyordum! Bir ara tekrarını izlemeliydim. "Tamam ama bu seferlik. Bir daha olmayacak." Yani bence bir daha olurdu ama şimdi vazgeçmemesi için susmam en doğrusuydu.