Çehremde meylenen rağmen tiksinç ucuzluklara kıvrılan kenarları külfetin,
damlamışçasına devrin ekşilisi gözlerime, buruşuyorum. Israrı, kokanların bütün yılı üstüne devirmiş gibi; "sadece yanıtın ölü retinalar ve kuruyan susmaktan kelime başı bekleyenlerin olsun, balçıkla sıvanana düşmüşsen numara yap değilmişsin gibi orada,
rol çalıp insandan, kılıklı şeytanları naletleyene kadar birisi...."
Ağlıyorum.
Bir düş ama yuva yapıyor kaftanlar biçilmiş en kötülükten, değil düş! saklanamayan resimleri, isimler, daha azı iki elin parmağını geçmeyen...
Kırmızısı boyanın cehennemi işaretler içindeki çocuk beyaz rahnesinde. İstiyorum kusmak
sonu yüksekçe biten dairesi apartmanın ufacık balkonundan aşağı.
Ağzımdaki kaktüs dikenleri çirkinliğin nereye borçlandıysa saplanıyor, çekiyorlar canını beter ölmekten edercesine hepsinin.
Tuhaf bir çıplak ayaklığım ;
Öncesi az, ağların örümcekleri sardığı, rutubet paftamda ilanı asmışlar sabahtan. Rüya çöktü dinazorlara... Sayıklıyorum. Bu iğrençlik timsali dönemi şeytanlarıyla leş biçimde kapanıyor.
Mutlusu yok benden.
Ah şu yaşlı kokmuş, puntolarımın ört üstünü, kafes dışı gardiyanlığımı yapmak yerine.
Duyuramamışım, dünya kadar uzaktan boşmuş kaybı dünyaya.
Gülümseme!
İnanmayanlara Evren, sayanlara hatrını Tanrı. Dindirici güç...
Çocuk gibi mutlu olacağım,öldürülüp mecazen, ağlatılan çocuğun kedilerini üstlenmeyi dilerken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pazar'dan halef Bahar sığlığı
PoetryFalcısına gelmiş denkken tavşanın, döndürdüğü beyninin içindeki farazi diyaloglar, Lafın gelişi; Ağlıyor...