Sabah erkenden kalktım. Bütün bedenim uyuşmuş gibiydi. Bedenimin olduğunu biliyordum ama hissedemiyordum.
Elim ile boynumun ağrısını geçirmek istercesine okşadım boynumu. Boynum ve kafam çatlayacak bir derecede ağrıyordu.
Terliklerimi giydim ve Ecrin ile Ece'yi uyandırmak istemediğimden odadan çıkıp mutfağa girdim.
Tekrar tavada yumurta yapmaya koyuldum. İlk maaşımı alınca mutfağı güzel yiyecekler ile süsleyeceğim.
Tavada yumurtayı yapıp sofrayı hazırladım. Mutfaktan terliklerimi yere sürte sürte çıktım ve lavaboya girdim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra duruladım. Lavabodan çıktıktan sonra arada ki saate gözlerimi dikerek baktım. İşe gitmeme iki saat kalmıştı.
Odaya gidip kardeşlerimi öperek uyandırdım. İkisi de uyanınca hemen okul için mavi önlüklerini giyip sofraya kuruldular.
Sofraya oturduğumda ikiside çok acıkmış olmalı ki çok hızlı yiyorlardı. Bende biraz atıştırmaya başladım. Sanki her ağzıma attığım lokma boğazıma diziliyordu.
Ben en çokta annemin tavuk çorbasını severdim. O güzel elleriyle özenle yapardı. İçine sevgisini katardı bol bol. Ancak şuan elleri, bedeni çürümeye terk edilmişti.
Kirpiklerimi hızla kırpıştarak dolan gözlerimi sakinleştirmeye çalıştım. Doğru düzgün ağlamama bile izin vermiyorsun be hayat. Lanet olası hayat!
Kardeşlerime döndüğümde yemeklerini bitirmişlerdi. Gülümseyerek tavayı alıp tezgaha koydum.
"Ellerine sağlık abla!" diye ikisi de cırladı. İkisini de ısırıp, öpmek istiyordum. O kadar tatlıydılar ki! Yaşam sebeplerime gülücüklerimden saçtım.
"Saçlarınızı öreyim mi?" diye sorduğumda ikiside ellerini çırparak "Evet!" dediler.
"Ellerinizi yıkayıp salona geçin ozaman." dediğimde ikiside başını olumlu anlamda sallayarak koşarak mutfaktan çıktılar.
Koşuşturma sesleri durduğunda odadan iki tane toka alıp salona geçtim.
İkisi de dizlerinin üstüne çökmüş saçlarını açmışlardı. Gözlerim annemin yattığı koltukta takılı kalınca zorlukla yutkundum.
Kardeşlerimin arkasına oturdum ve ilk öncelikle Ecrin'den başladım. Saçlarını yavaşça tarıyordum acıtmamaya çalışıyordum.
Ecrin'in saçını ördükten sonra Ece'nin de saçlarını ördüm ve ikisini de doya doya öptüm.
"Teşekkür ederim abla, benim saçımı çok güzel yaptın." dediğinde Ece lafa atladı.
"Hayır Ecrin! Benim saçım daha güzel oldu!" dediğinde ikiside dalaşmaya başladılar.
"Yeter ama kızlar! Okul zamanı hadi!" dediğimde ikiside montlarını giymeye gittiler. Benim tatlı şebeklerim.
Oturduğum yerden kalktım ve yanlarına gittim. Çantalarını verdikten sonra ikisini de öptüm.
Yedek anahtarı alıp Ecrin'den daha büyük olan Ece'ye verdim.
"Bunu yanından ayırma ve kaybetme. Ben yeni işe başladım ya onun için eve biraz geç geleceğim. Bu anahtar ile eve gireceksiniz ve kapıyı kimseye açmıycaksınız. Acıkırsanız mutfağı karıştırmayın ben odaya çikolata koydum. Anladınız mı beni?" dediğimde beni onayladılar. İkisini de öpüp gönderdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hizmetçi Kız
Ficção GeralHiç mutluluk uğramaz mıydı? Umutlar hep tükenir miydi? Çalıştığı yerdeki adama kalbini kaptıran bir kızın acı ve çaresizlik dolu hikayesi. TÜM TELİF HAKLARI HİZMETÇİ KIZIN ÖNLÜĞÜNÜN CEBİNDE SAKLIDIR.