OĞULCAN EREN'DEN:
Saatin yedi olmasına çok az bir zaman kalmıştı. Bense Harika'yı almak için evinin önüne gelmiştim. Şimdi ise sırada mesaj atmak vardı.
"Ben evin aşağısındayım. Saat 19.00 olmak üzere. Bekliyorum :)
Artık tamamen neyi olduğunu anlamam gerekiyordu. O yüzden aşağı inmezse eğer kapısını çalmaktan başka çarem olmayacaktı.AYBİKE EREN'DEN:
Hâlâ olayın şokunda olan ben yaptığım aptallığı dakikalar sonrasında anlamıştım. Berk'e karşılık vermiştim.. Onun yaptığı bu hamleyle Borayla beraber başlattığımız bu oyun daha tamamen kurulmadan yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Hızlı adımlarla lavabodan çıkıp Bora'nın yanına gittim. Şimdi olanları nasıl anlatacaktım ki ona... Salona girdiğimde Berk de ortalıkta yoktu.
-"Aybike, iyi misin? Berk nerede?" Diyen Bora'ya bakıyordum. Ne diyecektim ki..
Ya evet biz az önce lavaboda öpüştük Berkte gitti mi?-"Aybike! Cevap versene!" Diyen Bora'nın sesiyle irkildim. Artık kendime gelip bir cevap vermem gerektiğinin farkındaydım.
-"Bilmiyorum ki.. Şey artık biz gitsek mi ne yapsak?" Diye cevap verdim.
-"Neden ki daha yeni başlamıştık?"
-"Ben biraz halsiz hissediyorum da hem zaten üstümde mahvoldu."
-"Peki, sen nasıl istersen." Diyerek Bora yerinden kalkmıştı. Aklımda ise tek bir soru vardı: Şimdi ben ne yapacaktım?
BERK ÖZKAYA'DAN:
Artık anlamıştım, Aybike her ne kadar inkâr etmeye çalışsa da onu öpüşüme karşılık vererek benden hoşlandığını belli etmişti. Tam olarak sevinmeli miydim bilmiyordum ama kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Sinemadan çıkmış, sadece yürüyordum. Yüzümde sanki hiç silinmeyecek bir gülümseme vardı. Aşk böyle bir şey miydi sahiden? Hep gülümsetir miydi insanı.. Beni bile?
HARİKA MANYASLI'DAN:
Evde hiçbir şey yapmadan oturuyordum. telefonuma gelen bildirimin sesiyle telefonumu elime almıştım ki ekranda Oğulcan'ın mesajıyla karşılaştım. Beni evin aşağısında beklediği yazıyordu. Neden bu kadar ısrar ettiğini anlayamıyordum. Ama bugün yaşananlardan sonra biraz nefes almak bana iyi gelecekti sanki. O yüzden bende mesajına cevap yazdım.
"Peki, tamam. Birazdan geliyorum."
Mesaja cevap verdikten sonra yerimden kalkarak gardırobuma doğru ilerledim. Üstüme rahat olabilecek bir şeyler almalıydım. Kıyafetlerimi giyindikten sonra odamdan çıkarak merdivenlerden aşağı indim.-"Harika, nereye gidiyorsun böyle?" Diyerek seslenen anneme döndüm.
-"Dışarı çıkıyorum, hava alacağım."
-"Peki ama çok fazla geç kalma. Tamam mı? Baban gelecek birazdan.
-"Sana defalarca söylüyorum dimi? Hala anlayamadın şunu. Sen sineye çekmiş olabilirsin ama ben asla. O adam benim babam filan değil anne. Seni aldattı ya. ALDATTI!" dedim gittikçe sesimi yükselterek. Bugün Doruk tarafından yüzüme vurulan bu gerçek beni iyice köşeye sıkıştırıyordu.
-"Sana ne oluyor Harika? Biz bu konuyu babanla hallettik ve bitti. Sende kabullensen iyi olur."
-"Gerçekten iğreniyorum ya.." diyerek çıktım kapıdan. Evin bahçesinden de çıktığımda karşımda bana bakan bir adet Oğulcan vardı.
-"Selamm, hoş geldin. Geleceğine pek ihtimal vermemiştim aslında.." dedi gülümseyerek. Bir anlığına bile olsa gerçekten her şeyi, kendimi geride bırakamaz mıydım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN MELODİSİ
Hayran KurguAsiye Ve Doruk... Birbiri için atan bu iki kalbin melodisini beraber duymaya var mısınız?