32.Bölüm

32.1K 990 124
                                    

📍Salı günü 33.Bölüm gelecek!

Erzen...

Erzen'i götürmüşlerdi ve ben de şimdi koltukta oturmuş onu bekliyordum. İlhan'ı aradığımda eve gelmek zorunda kalmıştık ama ben evde duramazdım. Erzen, buradayken duramazdım. Onu deli gibi merak ediyordum.

Ve son bakışları... Gözümün önünden silinmiyordu.

Erkan, önüme bir karton bardak uzattığında bunun yeşil çay olduğunu anladım. Erkan'a baktım, gözlerinin açıp yumdu. Yavaşça elinden aldığımda avuçlarımın arasında sakladım bardağı. Yanıma oturdu. "Merak etme Dilayda, Erzen oradan çıkacak."

Yutkundum. "Biliyorum..." Başımı kaldırdım, Erkan'a baktım. "Biliyorum ama neden onu göz altına aldıklarını bilmiyorum. Kim neden şikayetçi olur ki?!" Tamamen umutsuz konuşmuştum ve ben ilk defa böyleydim.

Erzen... Sen benim her şeyim oldun. Bunu daha iyi anladım.

Erkan iç çekerek bakışlarını benden çevirdi. "Babası büyük ihtimalle. Erzen'in büyük ve tek düşmanı babasıdır." Kaşlarım çatıldı. "Neden?"

"Bunu benim anlatmam doğru olmaz Dilayda ama şunu bil ki, bir baba oğluna Enver Bey'in yaptıklarını yapmaz." Burukça gülümsedim. "Hangi anne baba yapar ki zaten?" Önüme dönüp bardağı sıktım. "Anne baba olmayı beceremeyenler işte." Bir iki saniye oldu ki Erkan'ın elini omzumda hissettim. "Sen bunları düşünme, Erzen çıkacak, her şey yolunda. Daha önce de olmuştu daha önce de çıkmıştı," Gözlerim büyüdü. "Bu onun için normal bir durum öyle mi?"

Erkan nefesini verdiğinde, "Öyle." dediğinde ağzımı açarak belki de merak ettiğim soruların cevabını alacakken koridor başından bir ses işittik. Biri, Erkan'a seslenmişti. Erkan kaşlarını çatarak omzumun arkasına baktı. "Canan?"

Ben de meraklanarak arkama bakarken oldukça güzel ve genç bir kadının Erkan'a gülümseyerek baktığını gördüm. Erkan yanımdan kalkıp onun yanına doğru yürümeye başlarken yüz yüze gelip karşılıklı durdular, ardından birbirlerine sarıldılar. İstemsizce kadını süzdüğümde içimde hiç bir his meydana gelmedi. Sadece kim olduğunu merak ediyordum.

Sarılma faslından sonra, "Erzen için geldim." dediğini duyunca tek kaşım havalandı. Ne demek Erzen için geldim? Erkan, "Sağ olasın ama şirketin avukatı vardı, zahmet etmeseydin." Avukat mıydı şimdi de?

"Televizyonda gördüm, kayıtsız kalamadım Erkan. Aşk olsun insan en azından telefondan haber verir." Gözlerimi kısarak kadını süzdüğümde kanım kaynadı. Bir de süslenip püslenip gelmiş!

Derdi anlaşıldı.

Sonunda Erkan beni hatırlattığında, bana dönüp gülümsedi. "Seni Canan ile tanıştırayım Dilayda." Bardağı, koltukların arasında duran küçük tahtanın üzerine koyarak ayağa kalktım. Şimdi de karşısında duran bendim. Gülümseyerek elini uzattı. "Merhaba ben Canan."

Bir eline bir de yüzüne baktığımda bir kaç saniye tepki vermedim, ardından elini sıktım. "Dilayda. Erzen'in nişanlısıyım." Erkan aradaki gerginliği anlamış gibi araya girerken, Canan da zoraki gülümseyerek geri çekildi. "Canan da, liseden arkadaşımız Dilayda."

"Hım?"

Canan gülümseyerek Erkan'a baktığında başını eğdi. "Avukattır kendisi. O zamandan belliydi gerçi böyle tuttuğunu koparan bir kadın olacağı." dediğinde Erkan'ın ne demek istediğini anlayamadım. "Sen de öylesin demek isterdim ama Bilge ile evlenmişsin aldığım duyuma göre. Çelişiyorsun Erkan Çalım."

Erkan ellerine cebine sokarak sırıttı. "Biraz geriden geliyorsun, bir kızım bile oldu."

Canan gözlerini irileştirdi. "Ay ne diyorsun?! Tebrik ederim!"

Doksan Dokuz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin