23. Bölüm

590 55 23
                                    

"Bütün güncellemelerini yaptım, yeni özellikler ekledim Luna. Artık bütün hareketlerine tek başına hükmedebileceksin. İlk iş olarak yerine geçen mekanizmanın, senin yokluğunda, yaptığı bütün değişiklikleri ilk haline çevirmek."

Kyuhyun ışıklar saçarak etrafında dolaşan Luna'yı son bir yükleme ile istediği hale getirdi. 

"Az sonra yüklediğim virüs harekete geçecek. Yerini almaya hazırlan. Ne yapacağını biliyorsun."

Luna renkler saçarak kendi yerine geçti. Kyuhyun son hamleyle diğer mekanizmayı çöp konteynırına yollarken yerine geçen Luna'nın fark edilmemesi için, ufak karışık bir frekans ile Venüs’ün algılarını geçici olarak başka yöne çevirdi. Birkaç saniyelik bu kısa sürede neyse ki sorunsuzca işledi plan.

"Jongin, benim Luna. Sakın korkma, seni eski haline döndüreceğim. Şimdi kendini bana bırak ve rahatla."

Beyaz mekanizmaya giren Jongin renkli ışıklar içinde gözlerini yummadan son duydukları bunlardı. Gözlerini açtığında ise kafasındaki boşluk hissiyle, en son hatırladığı, odada açtı gözlerini. 

Vücudu sarışın tarafından sarılıp sarmalandığında fark etti misafirleri. 

 ***

“Neler oluyor burada?” Wufan uyandığında yatağında yara bere içinde birbirine sarılmış iki bedeni gördü. İkisi de olabildiğince ufalmış, kollarıyla birbirine bağlanmış şekilde yatıyordu. Sendeleyerek kalktı yatağından, ağrıyan başını tutup koltuğa oturdu. Karanlık odaya dolan gün ışığı ağrıyı daha da şiddetlendirirken aşağıya inen alete emirler yağdırdı. Odaya serpilen sakinleştiricilerle biraz olsun kendisine gelince yatağa yöneldi yeniden. Kris’in bunu yapmasına, Tao’suna zarar vermesine, alışıktı ancak ilk kez…

Uyuyan esmer bedenin üzerindeki çarşafı çekiştirip yanına uzandı. Dudakları üşümüş tende gezinirken gözleri yaşarmaya başladı. “Sana daha önce de söylemiştim Tao. Benimleyken acı çekmek kaderin, kendini benden kurtarmalısın.” Sevdiği adamı aşkla izlerken yanı başında kıpırdanan bedene kaydı bakışları. Korkuyla titreyen çocuk uyuyor numarası yapıyordu, omzunu tutup sakinleşmesi için okşadı. “Korkma ufaklık, o adi herif artık burada değil. Sakinleş!”

Yixing korkarak da olsa gözlerini açtı, nasıl olsa yakalanmıştı, yatağın içinde yavaşça doğruldu.  Vücudu ağrılar içindeyken karşısındakine daha fazla zevk yaşatmamak için dudaklarını dişleyip ıstırabını perdeledi. Gözlerini kaçırarak yanı başında yatan, az önce bedenini sarmalayan kolların sahibi, bedene baktı. Dün ki zevk/acı gecesinin en fazla zarar görmüş yüzünü ilk kez huzurlu gördüğünü düşündü.

Sarışının şefkatle, hala uyuyan adamın saçlarını okşadığını fark edince tuttuğu nefesi verdi. Bu adam cidden farklıydı. “Sonunda!” diye fısıldayıp ağırlaşan gözlerini kapattı. Bedeni bir yaprak misali kendini yatağa bırakırken korku bedeninden uzaklaşmıştı.

“Diana burada neler oluyor?” diye kükredi bu defa. Renkli alet gece yaşananları anlatırken detaya girmemeye özen gösteriyor, alacağı darbeyi en aza indirmeyi hedefliyordu.

“Bir şekilde…” dedi Wufan. “Bir şekilde Tao’yu bu cehennemden yollamanın bir yolunu bulmalı ve onu azat etmeliyim.”

Diana ışıkları yanıp sönmeyi bıraktığında araya girdi. “Efendi Wufan yokluğunuzda şems yine karıştı. Efendi Key kendi yarattığı oyuncağıyla birlikte öldü yani artık daha özgür mekanizmalarınız. Bu defa Tao’yu korumak için istediğinizden fazlasını yapabilecek bir düzeneğe sahibim ancak…” Wufan yatakta kıpırdanan bedenleri görünce susması için alete işaret edip yavaşça yataktan uzaklaştı. Konuşmalarını duyamayacakları bir yere gelince yeniden konuşması için Diana’ya işaret etti.

Doğmayan Güneş (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin