04

1.1K 244 320
                                    

Cevap vermek için klavyeyi açtığımda arkamdan birinin omzuma dokunmasıyla irkilerek arkama döndüm.

"Böh."

Gözlerimi devirdim. "Böh ne ya?"

Gelen Selin'di. Kolunu koluma takıp yürümeye başladı. "Böh işte." Elimdeki telefonun ekranını kapatıp montumun cebine koydum.

"Ne diye dikiliyordun yolun ortasında?" Diye sordu. Bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. Kırmızı bir hâl almıştı. Sanırım yağmur yağacaktı.

"Okulda anlatırım." Dediğinde onaylarcasına kafasını salladı.

Okula doğru ilerlerken Selin haftasonu maceralarını -kardeşiyle kavgalarını haftasonu maceraları olarak adlandırıyordu- anlatırken yol bitmişti bile.

Okulun merdivenlerinden çıkarken "İşte sonra bu salak Arda, Cemil'i benim üstüme uçurdu. Cemil de elime sıçtı!" Yüzünü ekşitip elini havaya kaldırdığından güldüm. Çünkü yüz ifadesi çok komikti.

"Cemil baba kuş Cemile anne kuş, değil mi?"

Başını salladı. "Evet. İşte sonra Cemil'i aldım kafesine koydum. Cemile'yi de aldım başka kafese koydum."

Kaşlarımı kaldırarak "Niye ki?" Diye sordum.

Ellerini iki yana açtı. "Cemil'e ceza vermek için." Dedi Selin. "Karısından ayrı durmak ceza olur ona. Cemil çok bağlı Cemile'ye."

"Selin," dediğimde yüzünü bana çevirdi. Sınıfın bulunduğu koridordaydık. "Sen deli misin? Kuşların birbirine bağlı olduğunu nasıl anladın?"

Gözlerini devirdi. "Bebeğim ben anlarım," dedi sondaki sesli harfi uzatarak. Sanırım inanmayan bakışlarımı görünce açıklamak istemişti. Bıkkın bir nefes çekti. "Cemil'e yemek veriyorum, Cemile yemeden yemiyor. Su veriyorum, Cemile içmeden içmiyor. Hep Cemile'yle birlikte cikliyor, uçuyor. Bu aşk değil de ne?"

Bu sefer de ben gözlerimi devirdim. "Kesin öyledir." Diyerek sınıfın kapısını tıklattım. Birkaç saniye sonra kapıyı açtığımda içeride fizik hocası vardı. Tahtaya bir şeyler yazıyordu.

Sınıfın eşiğinden içeriye girip kapıyı kapattığımızda Selin'le aynı anda bahane uydurmak için ağzımızı açtık fakat hoca elini kaldırıp daha konuşmadan susturdu.

"Geçin yerinize."

İkimiz de başımızı sallayıp yerlerimize geçtik. Fizikten nefret ediyordum.

🌊

"Anlamıyorum ya! An-la-mı-yo-rum!"

Kafamı kitaptan kaldırıp baygın gözlerle bağıran Selin'e baktım.

"Ben anlıyorum sanki." Diye mırıldandım. Selin iki eliyle yüzünü avuçlamış, başını masaya yaslamıştı.

Kitabın kapağını kapatıp cebimden telefonumu çıkardım. Mesajlara tıkladığım anda bilinmeyen numaradan mesaj gelmişti.

05**: Selam.

Okyanus: Cidden mi?

Okyanus: Fizik dersinden çıktım ve başım çatlayacak gibi ağrıyor.

Okyanus: Gerçi benim başım hep çatlayacak gibi ağrıyor.

05**: Fizik sevilmez mi ya?

05**: Bayılıyorum fiziğe.

05**: Ha bir de senin fiziğine:)

Gülümseyerek gözlerimi devirdim.

Okyanus: Konuşmak istedin, kabul. Konuşalım ama şartlarım var.

05**: Neymiş o şartlar?

Okyanus: 1- Yavşaklık yok.

05**: Kabul etmedim.

Okyanus: Engel?

05**: İkinci madde ne?

Okyanus: Şu anda aklıma gelmedi başka madde.

Okyanus: Sana kim olduğunu hiç sormadım.

Okyanus: Kimsin?

05**: Birkaç ay sonraki sevgilin, evinin direği, kocan, aşkın, çikolatalı ekmeğin.

Okyanus: Çikolatalı ekmek?

05**: Kızlar sevgililerine böyle lakaplar takar ya. Yok ballı çöreğim yok çikolatalı ekmeğim, aşkım kuşum, arım, balım falan.

Okyanus: Benim lakap takacağımı nereden çıkardın?

Okyanus: Ya da şöyle sorayım, bu lakapları sana takacağımı nereden çıkardın?

05**: Üzdün.

Okyanus: Sevmediğim birinin üzülmesi beni etkilemiyor. Sevdiklerimi de zaten üzmem.

Klavyeyi kapatıp cevap vermesini bekledim. Birkaç dakika geçti ama hâlâ cevap vermemişti.

Kalbinin kırıldığını düşünmüyordum çünkü sanaldan tanıştığım biriyle sevgili olmazdım. Sadece konuşmak istediği için konuşuyordum.

Tamam. Herhalde kalbi kırılmıştı.

Okyanus: WhatsApp engelini kaldırıyorum eğer istiyorsan. SMS hakkım az. Tek öğrenci sen değilsin.

Gerçekten SMS hakkım azdı. WhatsApp'a girdim. Engelini kaldırdım.

Okyanus: Seni ne diye kaydetmeliyim?

05**: X?

Okyanus: Fazla kısa.

05**: Sevgilim?

Okyanus: Elendi.

05**: Kaydetme o zaman ya.

05**: Hiçbir şeyi beğenmiyorsun. Ne yapacağımı seninle?

Okyanus: Engelle?

05**: Tamam:)

Gülerek başımı kaldırdığımda Selin tek kaşını kaldırmış sorgularcasına bana bakıyordu.

"Kiminle konuşuyorsun sen? Ağzın kulaklarında."

"Akşam anlatırım, söz." Dediğimde kafasını sallayarak önündeki test kitabına gömüldü.

Okyanus: Ee ne diye kaydedeceğim seni? (Mesaj iletilemedi.)

Okyanus: Mesajlar gitmiyor. (Mesaj iletilemedi.)

Okyanus: Siktir (Mesaj iletilemedi.)

Okyanus: Engel mi yedim ben şimdi? (Mesaj iletilemedi.)

Ekrana aval aval bakıyordum. Gerçekten beni engellemişti.

okyanus |texting, tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin