Selamlaaaar (:
Son derece tatlış bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. (:
İyi okumalar. (:
***
"Evet burada durabilirsin," dedim Bahar'ların sitenin önüne geldiğimizde. Yolda yaptığı konuşmadan dolayı biraz daha rahattım şu an.
Konuşmalarından anladığım kadarıyla arkadaşları görüşmeye çağırmıştı. Ali de pek istekli olmasa da kabul etmiş, sonradan onlara katılacağını söylemişti. O telefon konuşmasına şahit olduğumdan beri daha rahattı içim.
"Burası mı evin?" dedi Baharlar'ın evini işaret ederek.
"Hayır, burası Selim ve Bahar'ın evi. Uğrayıp bir şey almam gerekiyordu Bahar'dan, onun için burayı tarif ettim."dedim tepkisini anlamaya çalışarak. "Benim evim de bu civarda ama," diye de ekledim sonra. Şimdi beni bekleyip, alacağımı aldıktan sonra evime bırakmayı teklif de edebilirdi. Ev yakın diyerek bu ihtimali öncesinde yok etmek istemiştim.
"Anladım," dedi başıyla onaylarken. Arabadan inmek üzere hareketlendiğimde, "Selam söylersin Selim'le Bahar'a." dedi. "Arkadaşlara söz vermemiş olsam uğrardım ama yol çok ters, geç kalırsam başımın etini yerler."
Bingo!
"Söylerim tabi, geç kalma sen. Zaten yakında buluşacağız demiştik ya, o zaman rahat rahat oturup sohbet ederiz hep beraber."
Tamamen destekleyici halime içten içe gülüyordum. Yalan makinası moduna geçmiştim yine.
"Çok teşekkür ederim buraya kadar zahmet ettin boşu boşuna,"
"Boşuna olur mu hiç," dedi tebessümle. "Benim için zevkti."
Sessiz bir tebessümle baktım sadece. "İyi akşamlar," diyerek indim arabadan. O da, "İyi akşamlar," dediğinde arabanın kapısını kapattım ve arabanın uzaklaşmasını izledim bir süre.
Neyse ki ucuz atlatmıştım. Ali hayatıma dahil olduğundan beri daha çok stresli bir hayatım olmuştu sanki. Daha çok yalana başvurur olmuştum. İşte tam da bu yüzden hiç kimseyle samimi olmuyordum, iş arkadaşlarıma daima bey/hanım diye hitap ediyor, fazla samimiyetten kaçınıyordum. Ne kadar yakın olursam o kadar zorlaşacaktı çünkü işim. Aynı şu an olduğu gibi.
Gözden kaybolan arabanın ardından siteye doğru ilerleyip binaya girdim. Kata çıkıp zili çaldığımda dünün aksine bugün Bahar açmıştı kapıyı. Hem de kucağında Ela ile. Çok kısa bir an kapıda Ali ile beklediğimizi ve Bahar'ın aynı bu şekilde kapıyı bize açtığını hayal ettim de... Tüyler ürpertici bir sahneydi. Hayali bile çok korkunçtu!
"Hoş geldin," diyen Bahar'ın kucağından kızımı alırken, "Hoş buldum," dedim. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim hemen.
Bir süre kızımla hasret giderirken, diğer yandan da az önce Ali ile yaşadığım fazla aksiyonlu geçen dakikaları anlattım Bahar'a.
"Ay ne gülüyorsun Bahar ya? Ödüm koptu diyorum sana!"
Anlattıklarımdan sonra gülmeye başlamıştı salak salak. Hiç gülünecek bir şey miydi?
"Ya ne diye ödün patladı ki? En fazla gerçeği öğrenirdi işte."
"Şaka mısın sen? Ne demek en fazla gerçeği öğrenirdi? Bundan fazlası mı var? Dakikada bir yalan söyledim adama? Az daha tüm yalanlarım elimde patlayacaktı."
"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar diye bir söz var bilir misin?" dedi. Gülmesini kesmişti artık. Daha ciddi duruyordu şu an. "Ne zamana kadar hangi gerçeği saklayacaksın? Bak adam bizim evi öğrenmiş, senin evinin buralara yakın olduğunu da söylemişsin. E bugün oyaladın, dedin Bahar'larda işim var. Ya sen bu adamın abisiyle çalışıyorsun bir daha böyle bir durum olduğunda yine aynı bahaneyi mi uyduracaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana İhtiyacım Var
RomanceZeynep & Ali *** Yanımıza gelen Mehmet'e sinirle bakış atıp bagajın kapağını hızla indirdiğinde bana döndü. "Sana bir daha karşıma çıkma dedim. Dinlemek istemiyorum seni." "Bak her şeyi yanlış anlıyorsun. O adamın söyledikleri gibi değil hiçbir şey...