11. "İyi ki...

260 7 0
                                    

Merhabaaa (:

En son attığım bölümde bir iki güne yeni bir bölüm daha yayınlayacağımı söylemiştim ama fırsat bulamadım ve yayınlayamadım maalesef. ):

Bir dahakine böyle bir söz vermemem gerektiğini de anlamış oldum . :d

Ama şimdiye kadarki en uzun bölümümle geri döndüm. Karakterlerim adına önemli bir bölüm oldu bence bu bölüm. Sonraki bölümü de yazmaya başladım. Elimden geldiğince çabuk bitirip yayınlamaya çalışacağım.

Umarım bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar. (:

***

Arabayla müstakil bir evin önünde durduğumuzda bulunduğumuz sokağa baktım. Baharların evinden iki sokak ilerisiydi burası. Yani bizim eve de 4-5 sokak yakınlıkta olmalıydı.

"Evet, yeni evime gelmiş bulunmaktayız." diyen Ali'ye döndüm içimde oluşmaya başlayan stres ile. Yeni evim mi demişti o?

"Hadi," diyerek arabadan indiğinde ben de peşinden indim. Seni bir yere götüreceğim dediğinde böyle bir şey beklemiyordum. Yeni evini göstermekten bahsediyormuş meğer. Hem de bize fazlasıyla yakın olan evinden!

Bahçe kapısından girdiğimizde arkasından ilerlerken duraksadım bir an. Gerilmiştim ister istemez. O zamandan sonra ilk defa Selim dışında bir erkek ile aynı evin içinde yalnız olacaktım. Düşüncesi bile tüylerimi ürpertirken olduğum yerden koşarak uzaklaşma hissi tarafından ele geçirilmek üzereydim.

Çoktan evin kapısına ulaşmış olan Ali bana dönüp de olduğum yerde durduğumu görünce, "Bir sorun mu var?" diye sordu geri gelerek. "Niye durdun?"

"Bir sorun yok, unuttuğum bir şeyi hatırladım da aniden. Onun için.." dedim saçmalayarak. "Hadi girelim," diyerek gülümsemeye çalıştım Ali'ye.

Bir süre yüzüme bakıp sorun olmadığına inanmış olmalı ki, "Hadi o zaman," diyerek elini uzattı ileri doğru. Kapıya doğru ilerlemeye başladığımda o da peşimden geliyordu. Kendi kendime yanımdakinin Ali olduğunu hatırlatıyordum devamlı. İki durumu birbirine karıştırmamaya çalışıyordum.

Kapıya ulaştığımızda cebinden anahtarını çıkarıp açtı. İçeri girip kapının hemen soluna geçip durdum öylece. Niye bekliyorsun der gibi suratıma baktığında, "Terlik?" dedim sorarcasına.

"Ah evet, bir saniye," diyerek arkasındaki portmantonun ince uzun kapağını açarak sıralı birkaç terlikten birini alarak önüme bıraktı.

Teşekkür ederek giydiğimde içeri doğru ilerledim. O ise ayakkabısını çıkarmadan devam etmişti.

"Belki üstüme vazife değildir ama," diyerek durup ona döndüm. "Evin için böyle bir düzen oluşturma bence."

"Nasıl?"

"Böyle ayakkabı ile girme diyorum yani. Bırak da evinin dışarısından bir farkı kalsın."

Tebessümle bitirdiğim sözlerimin üzerine o da tebessüm ederek geri dönüp dolaptan aldığı terliği giyip yanıma geldi. "Oldu mu?" diyerek ayaklarını gösterdiğinde gülerek, "Oldu," dedim.

Nihayet sıra evi incelemeye geldiğinde, "Evin çok güzel görünüyor," dedim gülümseyerek. "Ama böyle aniden tutup getirince hazırlıksız yakalandım. Eli boş gelmek hoş olmadı."

"Oldu oldu, çok da güzel oldu," diyerek beni salon olduğunu tahmin ettiğim odaya yönlendirdi. Seçtiğim perde ve halıya kısaca göz atarken, "Perdene ve halına bayıldım," dedim gülerek. "Seçen kişi çok zevkliymiş."

Sana İhtiyacım VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin